Eski moda Çeviri İngilizce
1,222 parallel translation
Sen sahiden eski moda bir adamsın, değil mi?
Well, you really are an old-fashioned boy, aren't you?
Üstelik senin hiç endişelenmene gerek yok çünkü Jane ve ben... alışverişin ve yemeğin icabına bakacağız... tıpkı bir çift eski moda ev kadını gibi.
Besides, you don't have to worry about a thing,'causeJane and I... are gonna take care of the shopping'and the cooking'... like a couple of good old-fashioned housewives.
Eski moda ev kadını olayına bayılıyorum.
I love when we do old-fashioned housewives.
Dışarı çıkın ve askerlik, çılgınca dans etmek ya da eski moda küçükler futbolu gibi eğlenceli aktivitelere katılın.
Get out and try fun activities like military service... frenetic dancing or good old-fashioned peewee football.
Eski moda yol.
The old - fashioned way.
O zaman, eski moda yöntemler kullanmamız gerekecek... Optik tarayıcıları çalıştırın.
Then we'll just have to navigate the old-fashioned way- - engage optical scanners.
Ya dediklerimi yaparsın, ya da farkllıklarımızı eski moda yöntenlerle hallederiz.
Either we maintain our command structure or else we settle our differences the old-fashioned way.
Oh, bir Tanrı olarak seni öldürmek çok basit, ve bunu eski moda yolla yapmanın yarısı kadar tatmin edici değil.
Oh, it's too easy to kill you as a god and not half as satisfying as doing it the old-fashioned way.
Ben de eski moda bir adamım. Açıkçası, beni şaşırtıyorsun.
You surprise me, frankly.
Bu eski moda bir duygusalcılık.
That's old-fashioned sentimentalism.
Eski moda bir termonükleer savaş başlığına benziyor.
That looks like an old-fashioned thermonuclear warhead.
Bütün bu Rambo olayı çok eski moda.
This whole Rambo thing is so over.
Kasabada eski moda bir çekicilik var.
Town's got quaint.
Eski moda.
How retro.
- Biliyor musun, Ben hiçbir zaman şansları değerlendirebilen biri olmadım... kendine acıyan zavallı bir eski moda kız oldum ama kendine neden bir ara vermiyorsun?
- You know, I've never been one to pass up a chance at... some good ol'fashioned self pity but why don't you give yourself a break?
- Curtain'daki bodyguard'la çıktım ve Club Retro ise eski moda
- I dated the door man at the Curtain and Club Retro is so five minutes ago.
- İsveç ziyafeti eski moda değil mi?
- Isn't a smorgasbord old-fashioned?
İyi, eski moda, tatmin etmeye hevesli erkek izcilerin seksi.
Good old-fashioned, eager-to-please... do-what-l-tell-you-to, Eagle Scout sex.
Evet, eski moda bir hippi kıç tekmeleme zamanı.
Yeah, it's time for an old-fashioned hippie ass-whomping.
Eski moda piknikler kadar güzeli yok.
Ah, there's nothing like a good old-fashioned picnic.
O zaman... eski moda bir uzay yarışındayız diyebilirim. ( SovyetlerAmerika uzay yarışı )
Well, then... I'd say we've got an old-fashioned space race on our hands.
Eski moda bir paranoya yaşadığımızı umalım.
Let's hope we're just suffering from some good old - fashioned paranoia.
Eski moda diplomasi, bizi bundan kurtarabilir.
Good old - fashioned diplomacy could get us out of this yet.
Bu eski moda silahlardan daha etkili bir şeyler ihtiyacımız olacak.
We're going to need something a lot more effective than these old firearms.
Bazı iyi-eski moda kıç tekmeleme, işte bu benim Savaşçı Prensesimin aksiyonu.
Some good, old-fashioned...,... kick-but, that's-my-Warrior-Princess action.
Sadece eski moda iyi eğlence, George.
It's old-fashioned entertainment, George.
- Kulağa eski moda geliyor ama...
- It sounds corny, but...
Eski moda, insanların atmosferi ve karakterleri umursadığı zamanlardan.
Old-fashioned ones, from back when people cared about atmosphere and character.
Eski moda kadın ve erkek polislere... tekrar yatırım yapma zamanı... bu mekanik palyaçolara değil.
"New head." Okay, I am not here right now.
Şöyle güzel eski moda bir tabancaya.
You need yourself a good old-fashioned pistol-whipping.
Kamyonların olduğu eski moda köylü dolu
Hobnail truck-driving Old-fashioned hayseed inbred
Kuzenim gibi, büyük, eski moda bir düğünü olmuştu, yüzlerce insan- - bir sürü nedime, müzik grubu, yer göstericiler, çiçekler.
Like my cousin, she had this big, old-fashioned wedding... with hundreds of people- - lots of brides maids... a band, ushers, flowers.
Ne hoş, eski moda bir isim.
"Francis"... what a lovely, old fashioned name.
Oh, canım, ne eski moda bir yatak.
Oh, dear, what an old-fashioned bed.
Onu eski moda bir yöntemle ele geçirdin.
You got him the old-fashioned way.
Eski moda zevklerim vardır.
I have old-fashioned tastes.
- Evet, o kendi mücevherlerini eski moda yollarla kazanır.
- Yeah, she earns her's the old fashiond way.
Çok eski moda.
Passé.
Ama beni eski moda giyinmiş göstereceksin.
I know, but you're making me look frumpy.
- Eski moda baba oğul balık tutma gezisi.
- Good ol'fashioned father-son fishing trip.
Peki, eski o alıştığımız güzel eski moda değerlerimiz nerede?
"But where are those good, old-fashioned values " on which we used to rely?
Peki eski o alıştığımız güzel eski moda değerlerimiz nerede?
"But where are those good, old-fashioned values " on which we used to rely?
"eski moda değerler?"
" on which we used to rely?
Robotlarım eski bir kapı gibi ciyaklamaya başladığında "Ana'nın Eski Moda Robot Yağı"'na elim gider.
When my robots start to squeak like an old screen door that's when I reach for a can of "Mom's Old Fashioned Robot Oil."
Bildiğiniz gibi, imparatorluğumun temel taşlarından biri... Ana'nın Eski Moda Robot Yağı'dır.
As you know, one of the cornerstones of my empire is Mom's Old Fashioned Robot Oil.
Kolay olacak, Ana'nın Eski Moda Video Gözetleme... Ünitesi'nin güzel insanları sayesinde.
That'll be easy, thanks to the nice people at Mom's Old Fashioned Video Surveillance Unit.
Eski moda Xmas ağacı.
An old-fashioned Xmas tree.
Ne kadar da eski moda.
How delightfully Victorian.
Bundan sonra sadece temiz hava, bol bol sarılma ve eski moda Ritalin var.
From now on, it's nothing but fresh air... lots of hugs and good old-fashioned Ritalin.
Peki bu duruma nasıl son vermem gerektiğini düşünüyorsunuz? Eski moda yolla... güç kullanarak.
The old-fashioned way.
Eski moda.
I'm kind of an old-fashioned guy myself.