Esyalarini Çeviri İngilizce
40 parallel translation
Esyalarini topla, gidiyorsun.
Get your things together, you're leaving.
Oraya gittigimde yargiç esyalarini topluyordu.
Judge was packing up to leave when I got there.
Esyalarini alin ve gelin!
Take your things and come on!
"Hemen hemen tüm esyalarini satmis olmasi..."
"That she has sold almost all her furniture..."
Esyalarini karistirmiyordum. iste, kaldir sunu havaya.
No, man, I wasn't goin'through your stuff, man. Here. Hold it up.
Esyalarini alip benim evime gidelim.
We should go get your things and go to my place. No.
Esyalarini al.
Get your things.
- Kim, esyalarini al.
Kim, get your things.
YVES CONGAR : 8 milyon kisiden fazlasinin kisisel esyalarini ve degersiz paralarini çalmaktansa el koyuyorlardi.
They have taken, rather stolen, from us - straw, copper, oats and the belongings of over 8 million people.
Güçsüz olduklari için zararsizdilar. Suçlu olduklari ileri sürülerek, esyalarini toplamak için zaman bile bulamadan ve neden tutuklandiklarini bilmeden alikoyuluyorlardi. Sonra da isgal edilmis bölgelerde güvenligi temin etme adina toplama kamplarina götürülüyorlardi.
The weaker, because they were the most harmless, were detained without understanding the reason for their arrest without time to collect belongings, considered as criminals, taken to camps to assure security in occupied areas.
Esyalarini bile toplamalisin.
You've even packed your stuff.
Esyalarini getir ve yerles!
Bring your stuff and move in too!
Anne babamdan izin almam gerekmiyor hic kimse benden esyalarini tasimam icin yardim istemiyor günümüzün sacma komedi dizilerini anlamam gerekmiyor.
I don't have to talk to my parents, no one asks me to help move their stuff I don't need to understand today's "edgy" TV sitcoms.
Biraz uyumak ve esyalarini toplamak için eve gitti, çünkü bu gece otele çikacakmis.
Uh, he went home to get some sleep... and to pack his things'cause he's getting himself a hotel room tonight.
Esyalarini almak ister misin?
You want to get your things?
Hey, benim orada senin bazi esyalarini buldum.
Hey, um, so I found some of your things at my place.
annem bütün esyalarini vermek veya yakmak istedi yapamadi..
Mom wanted to give away all your stuff, or incinerate. I could not do it herself.
Git ve Mr. Kuswala'nin esyalarini makineye yükle.
Go and load Mr. Kuswala's stuff in the machine. - Okay.
Esyalarini topla ki süpürebileyim.
Plck up your things so I can vacuum.
- Esyalarini tutuyorum.
I'm holding your jewelry.
Anita ve Carlos esyalarini almak icin oraya gittiler
Anita and Carlos just went back there to get their stuff.
Ben de sabah Lydia'nin esyalarini toparlarken tam da bunu düsünüyordum.
I was thinking the same thing this morning when I was packing Lydia's things.
Bu geceyi esyalarini toplamak icin gecirecek.
He's just taking the night to clear out his stuff.
Eddie'nin esyalarini aliyordum.
I was just getting Eddie's things.
Bütün esyalarini topladik.
Got ya all packed up.
Esyalarini topladik.
His things are all packed.
Esyalarini al.
Grab your stuff.
- Esyalarini kutuladi.
Your stuff is in boxes.
Odan esyalarini kolilemeden önceki hali ile kesinlikle ayni görünüyor bütün esyalarin sadece 1 koliye mi sigdi?
This looks exactly the way it looked before you packed. All your stuff fitting in one box?
Caitlin'nin dolabindan esyalarini almak ister misiniz?
Would you like the things from Caitlin's take locker?
Esyalarini topla.
Pack your things.
Hadi, topla esyalarini git.
Come on, pack your stuff together and disappear,
Turuncu kafali Lucy'nin esyalarini topluyorum.
Packing up I Love Lucy's things.
Esyalarini toplatirim, seninle kapida bulusmasi icin guvendigim birini bulurum. Ister gidersin ister gitmezsin.
I'll get your stuff together, find somebody I trust to meet you at the gate, so you can go and - - and not go.
Ormandayken Tina'yi kaybettikten sonra senin esyalarini alip geri donmeye karar verdigimizde sana "uzgunum" demistim.
Back in the woods... after I lost Tina... when we took your stuff, when we decided to go back... I told you I was sorry.
Onun esyalarini bir bavula koyup verebiliriz.
Well, we could just pack her stuff up and take it to her.
Is yeri sorun etmedi ve senin de esyalarini toplaman için iyi bir firsat olabilir. Hazir sen kal diye ugrasmiyorum.
It's all right with work and, um, could be a good opportunity... you know, for you to clear out your stuff and... not have me around trying to convince you to stay.
Eşyalarini yukarda sağa koy.
Stow your kit top right.
Eşyalarini toplayip hayatimdan defolup... gitmek için iki dakikan var.
You have two minutes. To grab your shit and get out of my life.
Esyalarini topladin mi?
Are you packing?