Eğitim Çeviri İngilizce
9,599 parallel translation
- Kadınlara eğitim, dul evliliği...
Education to women, widow-marriage and..
Bir özel kuvvetler binbaşısı milis adamı, karşı istihbaratta eğitim görmüş.
He's a special-forces major, paramilitary operative, trained in counter-intelligence.
Kuzey Amerika'da bulunan tek casus eğitim tesisindeyiz.
We're the only spy-training facility in North America.
Birleşik Devletler savaşa katıldı ama ne yabancı istihbaratı vardı ne eğitim kampları, ne de ajanları. Bu yüzden Roosevelt bize geldi.
The U.S. is just joining the war but they have no foreign intelligence, no training schools, no spies, so Roosevelt came to us.
Eğitim nasıl gidiyor?
How's training going?
Eğitim tatbikatıymış.
Training exercise.
Şimdi, eğitim sona erdi.
Now, training's over.
Aldığın eğitim, izini sürüp onu bulsun. Gerisini de kanın yapsın.
Let your training track him down and let your blood do the rest.
Kusura bakma sevgili şişman arkadaşım ama,... karının ihtiyacı olan tek şey, eğitim görmek.
Sorry. My dear fat friend, all your wife needs is a little education.
Milli Eğitim Film Festivali var.
In the Public Education Festival.
Sadece bir yıllık bir eğitim gördüm ve o eğitimin de yaklaşık bir yılı sarhoştum.
I only have a year of pastry school and I was stoned for, like, a year of that.
Birlikte eğitim aldığım ordu keskin nişancıları da elleri titremesin diye alırdı.
And the army snipers that I used to train with, you know, they used to take them to steady their hands.
Bütün eğitim zayi oldu. Senin de tepen attı.
All the training, just down the drain.
Eğitim istiyorsanız bira teklifim hâlâ geçerli.
Beer offer still stands if you want that tutorial.
Tom, eğitim boyunca sürekli bana asıldı.
Tom wouldn't stop hitting on me all through training.
Cinsel eğitim dersi veriyordu. 5. sınıftaydık.
And she'd give us sex-ed - This was fifth grade.
Kevin önümüzdeki 6 ay boyunca Sorbonne'da eğitim vermeyi kabul etti.
Kevin has accepted a fellowship to teach at the Sorbonne for the next six months.
Rahip olmak için senelerce eğitim gördün.
You studied for years to become a priest.
Anlaşma Suudi Arabistan'ın daha fazla savaş uçağı, eğitim uçağı, yeni mayın avcıları, iki yeni hava üssü ve daha fazla eğitim ve destek alacağı anlamına geliyor.
The deal will mean Saudi Arabia will get many more combat planes, training aircraft, new mine hunters, two new airbases, and much training and support.
Bunlar, birçok Afgan çocuğun eğitim gördüğü medrese denilen, Pakistan'daki okullarda yetişen bir grup öğrenci olarak başladılar.
They started as a group of students in religious schools in Pakistan called madrassas, where many Afghan children had gone to study.
Kadınlar eğitim görmeyecekti ve tüm film ve müzik yasaklanmıştı.
Women were not to be educated, and all film and music was banned.
Tehlike için iyi bir eğitim.
It's good training for danger.
- Eğitim Lideri.
That's Drill Leader. What?
- Ne? Bana, "Eğitim Lideri" diye hitap edeceksin, Öğrenci DiNozzo.
You will address me as drill leader, Cadet DiNozzo.
Tamam, Eğitim Lideri, bence Piggy'nin dinlenmesi gerekiyor.
Okay, well, Drill Leader, I think Piggy needs a little break.
Niye eğitim almak istiyorsunuz?
Why would you want to be trained there?
Ancak ülkemizin eğitim sistemi bu gerçekliği ihmal edip hakikatin ufak bir kısmını şiddetle bizden gizlemeye çalışmayı sürdürüyor.
But our nation's education system disregarded that reality and worked to keep that bit of truth strictly hidden away from us.
Kore eğitim sistemi kendini düdüklesin.
The Korean education system can go fuck itself.
Üniversitede aldığın eğitim üstün kaliteli olmalı.
It must be the fancy education that you're getting from college.
Bu şekilde eğitim üssüne yürüyerek gitmek havalı bir şey gibi gelmişti.
It felt like a cool thing to do to walk to the training base.
Ben eğitim alıyorum.
I am studying
Bir doktor olmak için eğitim almalısın.
You should be studying to become a doctor.
Eğitim için çabalaman harika da neden Avrupa Tarihi?
It's great that you're pursuing education, but why European history?
Bunun gerçek bir eğitim kampı değil,.. ... deneme kampı olması gerekiyordu.
I thought this was supposed to be an exercise boot camp, not a real boot camp.
"Eğitim görmek için mi oradasın yoksa erkekleri baştan çıkarmak için mi, ha?"
"Are you there to train or to seduce boys, huh?" "I feel sorry for your university."
Eğitim sırasında olmalı. Kim gelmek ister?
Some type of training exercise.
eğitim semineri?
Uh, training seminar?
"Öz eğitim" bölümündeki kitap yığınının altına gömülü.
Buried in a pile of books from the self-help section.
Eğitimi geride kalan bölgelerde eğitim veren üniversite mezunları.
College graduates who teach in underperforming school districts.
Düzgün eğitim almak için kimse benim gibi savaşmamalı.
No one should have to fight like I did just to get a decent education.
Eğitim Bakanlığında. Mia biliyordu.
At the Department of Education.
Caroline'ın eğitim programını tweetlemişsin.
You're tweeting about, uh, Caroline's teaching program?
Senden daha fazla eğitim gördüm.
L'm more educated than you.
Eğitimde cimrilik olmaz, bu zamanda en değerli şey iyi bir eğitim.
At least, don't scrimp when it comes to education.
Ben iyi eğitim almış bir oyuncuyum.
I am a classically-trained actor, okay?
Bu da sizin esaslı bir eğitim aldığınızı gösteriyor.
A mere scholar? No.
Bunun için eğitim aldınız.
You've trained for this.
Onu teşkilat eğitim programına seçmiştiniz, değil mi?
You chose him for your agency training program, is that correct?
Eğitim verdiğiniz iki asker hâlâ kayıp.
You know, the two soldiers you trained are still unaccounted for.
Narkotik, Kamal'ı ABD'de eğitim için seçtiğinde hiç tereddütsüz evet dedi. Ajan Richards dosyasına not düşmüş.
So, when the DEA selected Kamal to come train in the United States, he said yes without hesitation, and Agent Richards made a note of it in her file.
Eğitim aldığın işi yaptın.
You did what you were trained to do.