English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ F ] / Fransızca

Fransızca Çeviri İngilizce

3,110 parallel translation
Fakat siz bir demetinin fiyatını düşünürken Fransızca'mı affedin, serseriler siz daha çalıntı elmaslar için bir alıcı bulamadan onları sizden almazlar mı sanıyorsunuz?
But how much do you think a bunch of, you know, pardon my French, hooligans are gonna get for them assuming you can even find a buyer who's interested in stolen goods to begin with?
Üçüncü sınıf Fransızca dersleri için özel hoca aranıyor. Bu, kimin için biliyorsun, değil mi?
You know who that's for, don't you?
Fransızca'da ona yardım edeceğim. Okulun, ona birinin yaklaşmasına izin verdiğine inanamıyorum. Hem de yalnız.
I can't believe the school would let anyone near him ; especially alone.
Fransızca öğrenmek aileler, arkadaşlar, sosyal grup ve kulüpler için eğlenceli olabilir.
Learning French can be a fun activity for families, friends, civic groups or clubs.
Fransızca eylem olan "etre" ile başlayacağız. Anlamı da "olmak".
We're going to start with the french verb "etre", which means "to be".
Bir öğretmenini gerçekten çok sevdim. Fransızca öğretmenini.
And, you know, I really like that one teacher ; your French teacher.
Okuldan sonra, ona Fransızca kitabını vereceğim.
I'm supposed to drop off his French book after school, so...
Fransızca diye herhâlde.
Mmm, it's French. I don't know.
Fransızca konuşabiliyormusun?
- Speak French?
Fransızca biliyormusun?
Speak French?
Fransızca biliyormusun?
Do you speak French?
Fransızca bir şeyler dedi.
She said it was like a French thing.
Bonjour ( Fransızca "günaydın" ).
Bonjour.
Biliyorsunuz, ben az da olsa Fransızca biliyorum.
You know, I speak a little French, Mr Coupet.
Fransızca.
It's French.
Fransızca da "bebek tavuklar".
It's French for "baby chickens."
- Fransızca ödevi.
French essay.
- Fransızca ödevi yaparken neden çıplak olsun?
- Would she do in her naked?
Hint hizmetkarı 'Pooja Poonam, tek kelime Fransızca bilmez ve...'ilham arayışındaki büyük bir yazar olan Henri Fiori'nin evinde işe girer.
'Pooja Poonam,'an Indian servant, who does not speak a word of French...'is hired at the home of Henri Fiori, a great writer in search of inspiration.
Büyük klasik yazarlar sayesinde Henri ona Fransızca öğretir.
Henri taught French thanks to the great classical authors.'
Fransızca da Bayan Sugar'ın başarısızlıklarından biriydi.
French wasn't one of Miss Sugar's accomplishments.
Fransızca kelimeleri fazla Fransız aksanıyla telaffuz ediyor.
She over-French-pronounces French words.
Fransızca olduğu çok belli.
He's right.
Ressam! O sadece bir yıldır Fransızca görüyor.
She is learning French only for a year.
İngilizceye ek olarak Fransızca bilmeniz de çok etkili oldu.
Your speaking English as well as French proved to be effective too.
- Evet, Fransızca rap.
- Yeah, French rap.
Fransızca konuşan süper kahraman arabası?
French-speaking crime-fighting car?
Fransızca nasıl dendiğini bilmiyorum.
I don't know how to say that in French.
- Fransızca düşünüp konuşuyorum.
- I speak and think in French.
Fransızca, Almanca, İngilizce...
French, German, English.
O bir kadın ve Fransızca konuşuyor.
He's a woman and speaks French.
Fransızca'm biraz paslandı.
My French is a little rusty.
İşe, kağıdı incelemekle başladım ve Fransızca'da "dana derisi" anlamına gelen ince bir parşömen olduğunu buldum.
I started with the paper, vellum... that comes from the French for "calfskin."
Fransızca öğrenmek ya da Pebble Peach'te gol oynamak değil diye tahmin ediyorum. - Carter, listendekiler şayet yasadışıysa avukatların olarak seni uyarmak duru- -
I have a feeling it's not learning French or playing Pebble Beach.
- Fransızca?
- French?
Fransızca biliyor musunuz?
Parlez-vous francais?
Fransızca biliyor olmam harika ama Azrail, bu ben değilim.
I mean, it's cool I know French, but, Death, this ain't me.
Fransızca'da "Mor ne iş?" demek oluyor.
That's French for "What's with the purple?"
- Bu da Fransızca.
French.
İspanyolca ve Fransızca biliyorsun.
I mean, you speak Spanish and French.
Beraber Fransızca dersi alıyoruz.
He's in my French class.
Geri geldiğimde, ona Fransızca öğretiyordun.
When I came back, you were teaching her French.
Par deux, Fransızca.
Par deux, it's French.
Korkarım değil. "Deletran", Fransızca "trendeki" demenin dil yapısı bozulmuş hâli.
I suspect not, sir. Deletran is a grammatically incorrect way of saying "from the train" in French.
Fransızca biliyorsun değil mi?
You speak French, don't you?
İngilizce veya Fransızca falan gibi dil öğretiyorlar mı?
Have you taken her to English, French, that kind of stuff?
İstiyorsan Fransızca söyleyeyim, bacakları uzat.
Again, in Français, longer legs.
- O zaman Fransızca konuşalım. - Fransızca mı konuşmak istiyorsun?
Let's talk in French, then?
Okulda İ  ngilizce ve Fransızca öğreniyorlar evde de Türkçe.
In school, they learn English and the French. Turkish at home.
Fransızca, "kimsenin aklına başka birşey gelmedi."
French for "I don't hear anyone else coming up with anything."
Bir saat Fransızca dersin var, oğlum.
Hey, buddy.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]