Geldin mi Çeviri İngilizce
6,055 parallel translation
Geldin mi?
You're home!
- Geldin mi?
- There?
Yeni nesil hep böyle. " Geldin mi?
That whole generation, you know, has been treated like, " oh, you showed up?
Geldin mi?
Hey!
- Geldin mi? - Evet.
- You're done?
Geldin mi daha önce?
Been here before?
Sen hiç geldin mi Walker?
You ever been, Walker?
- Benden yardım istemeye mi geldin?
Have you come to me for help?
- Yardım istemeye mi geldin?
- Come to me for help?
Bana bir bardak su vermeye mi geldin?
Did you come to give me a cup of water?
Frank'in öldüğünü söylemek için mi geldin?
Are you here to tell me that Frank is dead?
Buraya bir anlaşma yapmaya geldin değil mi?
Came here to make a deal, right?
Yuvama hoş geldin.
Bienvenido a mi casa.
Buraya bölgesel bir karakolda çalışmak istemediğin için geldin, değil mi?
You came here because you didn't want to work in a regional police station right?
Sen mi geldin? Hadi geç içeri.
Come on in.
- Dalton'ın yerine mi geldin?
- ( door buzzes ) - Taking over for Dalton?
Bunun için mi geldin?
Um, is that why you came all the way out here, though?
Buraya bize bisikletini vermeye mi geldin yani?
So you came here to give us your bike?
Benim için mi geldin?
Retrieve me?
Tüm yolu darılmadığını söylemek için mi geldin?
You huff it all the way over here?
Sen mi geldin canım?
That you, honey?
Bunu söylemek için mi geldin?
Did you come to tell me that?
O adamın kim olduğunu merak ettiğin için mi geldin?
Did you come to ask me who that man was?
- Geldin mi?
- Hi!
Yemek yiyip geleceğim demiştin yemeden mi geldin?
You said that you were eating dinner. Did you not eat?
- Geldin mi?
- Good evening.
Buraya gerçekten bu yıldızların birinden mi geldin?
Did you really come from one of those stars?
Bunca yolu babacığının seni gönderdiği yerden buraya bunu söylemek için mi geldin?
Did you fly all the way back from wherever daddy sent you to tell me that?
- Onca yolu bunu bana vermek için mi geldin?
You came to give me this? - All the way here?
Ee, buraya bunu hatirlatmak için mi, yoksa beni gömmek için mi geldin?
So you came here to remind me? Or to bury me?
Söylesene bana, o kizi bulmak için mi, ormanin bunca derinliklerine kadar geldin cidden?
Tell me, did you really travel this deep into the woods alone to find the girl?
Benimle dalga geçmeye mi iğneli söz söylemeye mi geldin Johnny?
Did you come to throw barbs, Johnny? To make a joke of me?
Ama sen geldin, değil mi?
But you're coming, right?
Bitkiden mi geldin sen? Neyin var?
Did a plant make a new one of you?
Louie'yle geldin değil mi?
You here with Louie?
Bunun için mi geldin?
Is that why you're here?
Kurban, nörolog olduğu için mi bana geldin?
You brought it to me'cause the victim's a neuroscientist?
Buraya bize bisikletini vermeye mi geldin yani?
Oh, so you came here to give us your bike?
Beni kontrole mi geldin?
Come to check up on me?
- Bana başka bir kitap vermek için mi geldin?
_ No.
Bir kaç hafta önce buraya bunu, araştırmaya geldin değil mi?
That's not why you came poking around, like, a couple of weeks ago?
O kadar yolu bunu söylemeye mi geldin?
You came around to tell me that?
Buraya ilk sen mi geldin?
You got here first?
Uzun yoldan geldin, değil mi?
Take the scenic route, did you?
İşin üstünü örtmek için geldin buraya, değil mi?
You have come here to cover up, haven't you?
- Üstünü örtmek için geldin değil mi?
You have come here to cover up?
- Benimle kavga etmeye mi geldin?
You here to fight me?
İnsanların olayın başından beri beklediği şeyi söylemek için mi geldin?
You came all the way here to tell me what people have been expecting since this all began?
L.A.'a daha iyi bir adam olmak için mi geldin?
So you come to L.A. to be a better man?
Buraya kafein için mi geldin yoksa olanları anlatacak mısın artık?
So did you come here for caffeine, or are you finally gonna tell me what's going on with you?
- Bu yüzden mi buraya geldin? - Hayır.
Is that why you're here?