Gideceksin Çeviri İngilizce
7,262 parallel translation
Süpermarkete mi gideceksin?
~ You're going to the supermarket?
Eğer konforlu ayakkabı istiyorsan Target'a gideceksin.
You want comfortable shoes, go to Target.
Bir gün bunu görmek için çok uzaklara gideceksin.
You will come to see that, one day in a far off land.
- Bunu yapmamı istiyorsan gideceksin.
You will, if you want me to do this. Okay.
Sen buradan gideceksin, ben ise burada kalacağım.
So, the plan will be for you to go and for me to stay.
O halde kiminle gideceksin abla?
Then who do you go with?
Tatile gitmek yerine partiye mi gideceksin?
You're going to a get together instead of going on vacation?
Sen oyuklu yerden gideceksin.
You've tresspassed on hallowed ground.
Burada çürüyüp gideceksin.
- And you're going to die here.
Bugün nereye gideceksin?
Where are you headed to today?
Bu sefer Zarkhi'ye gideceksin, tamam mı?
You will go to Zarkhi at this time, okay?
Bir-iki hafta rehberliğe gideceksin ama bence yine kolay kurtuldun.
You have to spend a few weeks with the counselor, but I think you're getting off pretty easy.
Appalachian Patikası'na arabayla mı gideceksin?
You want to drive the Appalachian Trail?
Ya okula gideceksin ya da işe gideceksin.
Now you gonna have to go to school or you gonna have to go to work.
Bir oraya bir buraya gideceksin
You'll walk the floor
- Güneye mi gideceksin?
Hmm? Gonna keep heading south?
Nereye gideceksin?
- Where are you gonna go?
Kiliseye yüzünde bunla gideceksin.
You're going to go to church with that on your face.
Zavallı, yaşlı bir adamsın, tek başına ölüp gideceksin ve bunu hak ediyorsun!
You're a pathetic old man and you're gonna die miserable and alone, and you fucking deserve it!
- Çekip gideceksin.
- You're off.
Anneanne'nin elma bebekleri kuruyup gideceksin
You're gonna dry up like a granny apple doll.
- Ne zaman Springfield'a gideceksin?
- Hey when do you go to Springfield?
Sen nereye gideceksin?
Where are you gonna go?
Bu eğitmene gideceksin...
You go to this... Uh, trainer...
Çunku cehenneme gideceksin.
Because you're going to hell.
Hemen okula gideceksin demek istemiştim.
I meant you have to go to school right now.
Nereye gideceksin?
Where you gonna go?
Yakında üniversiteye gideceksin.
You'll be at college soon.
Yavaş gideceksin, tamam mı?
You'll go slow, right?
Başka nereye gideceksin ki?
Where else will you go?
Sam, dinle. M.I.T.'ye gideceksin ve seni milyoner yapacak bir sey icat edeceksin.
Sam, listen you're gonna go to MIT, and invent something that makes you a millionaire.
Ama birkaç haftaya gideceksin.
But for the week that you're gone.
Ve Poti'ye gideceksin.
And go to Poti.
- Sen nereye gideceksin?
Where're you gonna go?
Zaten hapiste ölüp gideceksin Conlon.
You're gonna die in a prison cell anyway, Conlon.
Sonra sen, yardım bulmak için gideceksin tek başına.
And, you, fucking han solo over here, you're going off for help.
Ciddiyim ben, aşağıya gideceksin, sikik bir fare ya da sıçan göreceksin çığlık atacaksın, ve benim durumumu göz önüne alırsak, aşağıya inip seni ve günü kurtaramam.
No, but seriously, you're going to go downstairs, you're going to see a mouse or see a fucking rat... - Mm-mm. You're going to scream, and given my situation, I can't go down there and save the day.
Sen yardım için gideceksin, tekrar geri dönmeyeceksin, patron.
You're going off for help, you're not coming back, boss.
- Gideceksin Nick.
- Oh, you're gonna leave, Nick.
Ne zaman gideceksin?
When do you go?
- Sen kızına mı gideceksin?
You going to your daughter's? Oh, yes.
Bu gerçekten mükemmel bir şey çünkü savaşa gideceksin.
And it's really perfect because you are going to war.
Seni sekiz saattir tanıyorum ve sen beş saat içinde buradan gideceksin.
I've known you for eight hours, and you are leaving in five.
Geberip gideceksin.
You're gonna get yourself killed!
- Bu kıyafetle mi gideceksin?
- You're wearing that?
Eve neyle gideceksin?
How are you getting home?
- konuşmadan gideceksin.
- Goes without saying.
balım, balım, balım sadece küçük bir lokma al okula gideceksin lütfen?
Honey, honey, honey. Just can you please take one bite before school? Please?
- Sen mi Real Madrid'e gideceksin?
- Real Madrid, you?
Günün birinde çok ileri gideceksin dediğimi hatırlıyor musun?
You remember I told you, one day you were going to take things too far?
Nereye gideceksin?
Where will you go?