Grandfather Çeviri İngilizce
8,874 parallel translation
Senin dedesi hariç.
Except for your grandfather.
Dedem inanıyordu.
My grandfather cre? A.
Büyükbabam ile yaşadığım o büyülü an büyükannemin ölmesinden hemen sonraydı.
The magic moment that I had with my grandfather was right after my grandmother died.
Dedem cenazesinden iki gün öncesine kadar çamaşır kamyonu sürüyordu.
My grandfather was still driving a laundry truck two days before his funeral.
Dedem kısmını uydurdum.
I made up the part about my grandfather.
Dedesi Prosper Franklin bir başka değerli bilim insanı ortadan kayboldu.
The grandfather, Prosper Franklin, another valued scientist, disappears.
Dedeni de bulacağım.
And I am also gonna find your grandfather.
Ağabey, amca ya da deden?
A brother, an uncle, or a grandfather?
Büyükbabam Amerika'ya gittiği zaman New York'taymış.
When my grandfather went to America, he was in New York City.
Bu büyükbabamındı.
It was my grandfather's.
Tıpkı büyükbabası gibi, o çölü sever.
Like the grandfather, he loves the desert.
Babam da demirciydi.
My father was. And my grandfather.
Dedemde. Dedemin babası da.
And my grandfather's father.
Burada başımıza bir şey geleceğinden korktular ve beni dedemin yanına bırakarak Donovich'e gittiler.
They afraid something bad happen to us here. So they leave me with my grandfather and they go in Donovich.
Bjelani'de dedesiyle birlikte yaşıyor.
He lives in Bjelani with his grandfather.
Oradaki dedemdi.
It's my grandfather.
Bu yolculukta büyükbaban da yanında olacak.
You take your grandfather on this trip.
Beyazadamlar dedeme büyük olduğu için bu adı koymuşlar.
The whitefellas named my grandfather that'cause he was an elder.
Deden öldü mü?
Is your grandfather dead?
Büyükbabanın sesi kulaklarımda.
I can just hear your grandfather.
"Ancak değişmeyen şey onun bir müttefik askeri ve benim dedem olmasıydı."
"that he was a Confederate soldier " and my grandfather.
Onları yenerseniz ben de dedem Yüce Charlemagne'ye yaraşır bir varis olduğumu kanıtlamış olacağım.
Defeat them, and I will be seen as a worthy successor to my grandfather, to the Great Charlemagne.
Dedene gel.
Come to your grandfather.
Çünkü dedeniz olsa ne yapardı biliyorum.
Because I know what your grandfather would have done.
Ne yazık ki Kont Odo, ben dedem gibi değilim.
Alas for you, Count Odo, I am not like my grandfather.
Keşke büyükbabam burada olsaydı.
If only my grandfather was here.
Beni büyüten büyükbabamdan bahsetmişimdir.
I told you of my grandfather who raised me.
Büyükbabam zili çalmayı düşünmüş ama merakına yenik düşmüş.
Now, my grandfather thought about ringing the bell, but curiosity got the better of him.
Yabancı büyükbabama yaklaşmış ve biraz rom istemiş.
The stranger approaches my grandfather and asks him for a little rum.
Sonunda, büyükbabamdan alt kattan biraz daha rom getirmesini istemiş.
Eventually, he asked my grandfather for a little more rum from below.
Büyükbabam getirmek için gitmiş, döndüğünde ise adam orada değilmiş.
My grandfather went off to fetch it, but when he returned... the man was gone.
Büyükbabam o olaydan bir ay sonra Boston'daymış.
My grandfather was in Boston for a month after that.
- Büyükbaba.
Grandfather.
- Büyükbabasına.
To her grandfather.
Merhaba büyükbaba.
Hello, Grandfather.
Büyükbaba? Büyükbaba?
Grandfather?
Günaydın büyükbaba.
Good morning, Grandfather.
Büyükbaba?
Grandfather?
Büyükbaba.
Grandfather?
- Günaydın büyükbaba!
Good morning, Grandfather.
- Evet, o benim büyükbabam.
- Yes, he's my grandfather.
Büyükbaban mı?
Your grandfather?
İyi geceler büyükbaba.
Goodnight, Grandfather.
Büyükbabam beni papaza götürecek.
Grandfather is taking me to the parson.
Teşekkür ederim büyükbaba.
Thank you, Grandfather.
Biz şanslıyız. Değil mi büyükbaba?
We're lucky, aren't we Grandfather?
Büyükbabamla kalmayı tercih ederim.
I'd rather stay with Grandfather.
Heidi, büyükbaban benimle gelmeni istiyor.
Heidi, Grandfather wants you to come with me.
Büyükbabam ve Dete teyzem gelmemi istediler. Fakat eğer sevmezsem eve tekrar dönebilirmişim.
Grandfather and Aunt Dete wanted me to come, but if I don't like it, I'm allowed to go back home.
Büyükbaba?
Grandfather.
Büyükbaba.
Grandfather.