English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ G ] / Grandson

Grandson Çeviri İngilizce

2,929 parallel translation
Neden torununuza bu şekilde davranıyorsunuz?
Why are you being mean to your grandson?
Hae Kabilesi'nin kanına sahip olabilirim ama ben hâlâ sizin torununuzum.
I might have the blood of the Hae clan, but I'm still your grandson.
Tek gördüğüm torunumun Salt Lake şehrinden kalkan 38 nolu uçuş kodlu uçağa döndüğü.
What I see is my grandson is now Flight 38 from Salt Lake.
Küçük torunum Barker'ın, bana bu sabah dediği gibi...
Andes my grandson Barker said to me this morning...
Bekle biraz torunum nerede?
Wait a second, where's my grandson?
Benim torunum ikinci seferini hiç bitiremedi.
My grandson never finished his second.
Bu dünyada doğal bir düzen var ve onu değiştirmeye çalışanları iyi bir son beklemez.
For the sake of my grandson, if not your own... there is a natural order to this world, and those who try to upend it do not fare well.
Büyük büyük büyük torunun
Your descendants. Your great-great-great-great-grandson'm An addict.
Bekâret bozulacak mı, torunu olabilecek mi meraktan çatlıyordu.
She was dying to know if the virgin had been deflowered, if she could have a grandson or not.
Perseus'un oğlu Yüce Zeus'un torunu Helius'sun.
You're son of Perseus the grandson of Zeus.
Le Prince'in büyük-büyük-büyük torunun burada Marshall'da yaşadığını biliyor musun?
Hey, you know Le Prince's great-great - great-grandson lived here in Marshall?
Torunum Randy'i hatırlarsınız.
Y'all remember my grandson, Randy.
Vi, torunum diye onu reddetme.
Vi, don't deny him just because he's my grandson.
Bir torunu var.
He has a grandson.
Evet torun falan oldu
Yeah, I picked up a grandson since I saw you last time.
Sonra da New York Üniversitesi'ndeki torunu kullanmaya başladı.
And then the grandson at N.Y.U. starts using it.
Torunum ise hayatın tadına varıyordu.
And my grandson's doing what he's doing.
Sonra yukarıdan birileri, komşu falan herhalde ispiyonlamış, köpekleri getirip zulayı bulmuşlar. Torunum ise kendisine ait olmadığını söylemiş.
And then someone upstairs, a neighbor or whatever, drops a dime and they bring the K9s, they find the stash and my grandson says it's not his.
Torunumu tanıyor musun?
DO YOU KNOW MY GRANDSON?
Torunum için endişeleniyorum.
I'M WORRIED ABOUT MY GRANDSON THOUGH.
Bunu torunum için yapıyorum canım.
DEAR, I'M MAKING THIS FOR MY GRANDSON.
- Bana torunumu anımsatıyorsun.. - Öyle mi?
- YOU REMIND ME OF MY GRANDSON.
Fernfield isimli küçük bir kasabaya taşındı, orada bir müze açtı, bir ailesi ve Pete isimli bir torunu var.
He moved to a small town called Fernfield, where he opened a museum, had a family and a grandson named Pete.
Ama şubat tatilinde torunumu kampa götüreceğime söz verdim.
But I promised my grandson a camping trip for spring break.
Ben Thomas Howard, ve bu da torunum, Peter.
I'm Thomas Howard, and this is my grandson, Peter.
Ama yarın, o ihtiyardan ve sinir bozucu torunundan kurtulacağız, hazinede benim olacak.
But tomorrow, we'll be rid of the wretched man and his annoying grandson, and the treasure will be mine.
Kıymetli torununun iyiliği için, ben ne istersem onu yapacaksın.
For the sake of your precious grandson, you'll do exactly what I want you to do.
Önce, torunum, Peter.
First, my grandson, Peter.
Torunun nasıl Ace?
How's your grandson, ace?
- Torunu musun? - Ben mi?
Are you her grandson?
Ve bu... onun torunu.
And that... is his grandson.
Adam torunuyla yaşıyormuş.
He's a million years old. Well, he lived with his grandson.
Patronunla biraz sohbet ediyorduk. Ona torunumun hep geniş bir hayal gücü olduğunu anlatıyordum.
I was just chewin'your boss's ear, telling him how my grandson's always had a rich sort of imagination.
İlk başta anlamamıştım, torununu görünce neler hissettiğimi...
I didn't understand it at first, what I felt when I saw your grandson.
Torunun Giovanni.
Your grandson, Giovanni.
Torunumuzun vaftiz edilişini bol şarap eşliğinde kutlayacağız.
We would celebrate the baptism of our grandson with an abundance of wine.
Senin ve torunumuz Giovanni'nin şerefine kadeh kaldırmak istiyorum.
I would toast you and our grandson Giovanni.
Torunum anlamıyor.
My grandson doesn't understand.
Kızımla uzun uzadıya konuştum, ama onun ve torunumun zaman ihtiyacı var.
I've talked at length with my daughter, but she and my grandson need time.
Torunum Paul ölmüş.
My grandson Paul has died.
Sen harbiden benim torunumsun ha?
So, you're really my grandson, huh?
Evet ben sizin torununuzum.
Yep, I'm your grandson all right.
Bir torun ha?
A grandson?
Ben onun torununun torunu Fry'ım.
I'm his great-great grandson... Fry.
That Harvey Humphries gerçekte Hawley Harvey Crippen'in torunu!
That Harvey Humphries is in fact Hawley Harvey Crippen's grandson.
Şey, bugün torunumun doğumgünü.
Well, it's my grandson's birthday.
Torun sahibi olmak hoşuma gidiyor.
I trust the idea of a grandson.
Torunum hakkında söylecek bir kaç sözüm var.
I just want to say a few words about my grandson.
O benim torunum!
This is my... He's my grandson!
Senin torunun.
I'm your grandson.
Torununun bu tartışmayı duymasını istemiyorum anne.
Mom, I don't want your grandson hearing this argument.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]