Gülün Çeviri İngilizce
555 parallel translation
İstediğiniz kadar gülün.
Laugh all you like.
Gülün.
Smile.
Biraz daha gülün.
Smile a bit more.
Gülün beyler, gülün... ama ömrümde ilk kez hayattan zevk aldım!
You gentlemen can laugh... but for the first time in my life, I've tasted life!
Şimdi biraz gülün.
Now a little smile.
Bayan Floud, Albaya bakıp gülün, Iütfen.
Now, Mrs Floud, look at the Colonel and smile nicely, please.
Biraz daha gülün.
Oh, just a little better.
Gülün en sevdiğim çiçek olduğunu nereden bildin?
How did you know white roses were my favorite flowers?
Gülün, dünya da sizinle gülsün.
Smile, and the world smiles with you, folks.
Neye gülerseniz gülün.
Laugh all you want to.
Gülün çakallar gülün!
Aw, laugh! Laugh, you coyotes!
Gülün budalalar!
Laugh, you fools!
İşte böyle, gülün.
That's it, smile.
Gülün ona.
Laugh at him.
Cupid tanrılar arasında dans ederken fırlatmış yeryüzüne nektarı beyaz gülün üstüne dökülen nektar, onu sonsuza kadar yapmış kırmızı.
'Tis said, as Cupid danced among the gods, he down the nectar flung which on the white rose being shed, made it forever after red.
Ayrıca müdür de "Zambak ve Gülün Düğünü" parçasını söylememi bekliyor.
The manager expects me to sing "The Wedding of the Lily and the Rose."
Zambak ve Gülün Düğünü'nü söylemesi gerekiyordu.
She's supposed to sing "The Wedding of the Lily and the Rose."
Gülün.
Laugh now.
Gülün ve keyfinize bakın.
Laugh and have a good time?
Gülün ki ölsünler
Laugh and they're back in their tombs
Tamam, istediğiniz gibi gülün.
All right, go ahead and laugh all you like.
Elinizden geldiğince gülün.
Do all the laughing you can.
" Vahşi İrlanda Gülün'ü üç kere söylettiler. Herkes delice alkışladı.
I got three encores for My Wild Irish Rose, and everybody clapped and clapped.
Bahçeden koparılmış bir gülün bir aileyi... kavgaya sokacağına inanırlar.
They believe that a rose plucked from a garden can plunge a family into conflict.
İşte bu gülün üzerindeki benim davam.
Here in this rose is my case.
Kuruyup solan her bir gülün yerine, Bir yenisi gonca verir
For ev'ry rose that withers and dies, Another blooms in its stead
- Kameraya gülün.
- Laugh it up for the camera.
Gülün!
Laugh!
.. Gülün elbette.
I was a little sarcastic just now.
Gülün becerebidiği kadar yüzünüz kızarsın
Blushing as roses do
Bir gülün, gül olabilmek için yaşamayı istemesi gibi.
It makes a rose want to be a rose, and want to grow like that.
Hayır, buna gülün öyleyse.
No? Well, laugh at this then.
Gülün!
Laugh it up!
Pekala, patlayıncaya kadar gülün bakalım.
Go ahead, laugh your head off.
Bak, kalbimde sakladığım gülün külleri.
You see, the ashes of the rose that I keep in my heart.
O gülün kalbimdeki hatırası o kadar mükemmel ki.
The memory of the rose in my heart is perfect.
Gülün zamanı değil şimdi.
It's not the time of roses.
Bir gülün güzelliğinde kendinden geçer.
He swoons at the beauty of a rose.
Gülün bakalım aptallar.
Laugh, you idiots.
Gülün beyler gülün...
Definitely.
Gülün bakalım şerefsizler!
Laugh it up, bastards!
Gülün adı ne olursa olsun kokar.
A rose by any other name would smell.
Görmüyor musun? "Gülün adı ne olursa olsun kokar".
Don't you see? "A rose by any other name would smell".
İngiltere'de gülün modası geçti. Ot modası var.
In England, roses are out, weeds are in.
Gülün salaklar!
Smile, you idiots!
Gülün.
Laugh.
Durmayın, gülün.
Go ahead and laugh.
Gülün adı gül olmasaydı. yine de böyle güzel kokmaz mıydı?
That which we call a rose, by any other name would smell as sweet.
- "Gülün adı değişse de."
A rose by any other name. Captain?
"Gülün adı değişse de... yine tatlıdır kokusu."
That which we call a rose by any other name would smell as sweet.
Gülün.
You laugh?