Günah işledim Çeviri İngilizce
426 parallel translation
Büyük bir günah işledim.
I have been a wicked person
"Baba, ben Tanrı'ya ve sana karşı günah işledim. Artık senin oğlun olarak anılmaya layık değilim."
"Father, I have sinned against heaven... and in thy sight... and am no more worthy to be called thy son."
Tanrı'ya karşı günah işledim.
Sinned against God.
Sana karşı günah işledim. Hepsi geçmişte kaldı.
" I have sinned against heaven and before thee.
Günah işledim, ama bedelini ödedim...
I sinned, but I have paid for it...
Yüce Tanrı'ya ve size itiraf ediyorum : günah işledim.
I confess to almighty God and to you, Father, that I have sinned.
Ne günah işledim de senin gibi bir çocuğum oldu!
What have I done to deserve such a son?
- Bir günah işledim ve ben kefaretini çekerim.
- I have sinned and must do penance.
Günah işledim. - Pearl!
I done a sin.
Baba, ben günah işledim.
Father, I have sinned.
Ben senin gözünde ve cennete karşı günah işledim.
I've sinned against heaven and in your sight.
Ben de günah işledim.
Mine the sin, too.
Zavallı minik Claude'um, ben ne günah işledim?
My poor little Claude, what did I do to you?
Çok kötü bir günah işledim.
I've committed... a dreadful sin.
Gençliğimde, rüyamda kutsal sandık için muazzam,... bir tapınak yapacağımı görmüştüm ama,... büyük günah işledim ve tanrının evini,... yapma görevimi yerine getirmedim.
In my youth, I dreamed that I would build a mighty temple to house the Ark of the Covenant. But I sinned greatly, and was not fit to erect the habitation of the Lord.
Bir günah işledim, Anne.
I've committed a mistake, mother.
Bir günah işledim.
I've committed a mistake.
- Peder, büyük bir günah işledim.
- Father, I've committed a grave sin.
Ben ne günah işledim?
What did I do wrong?
Bu kadar mutsuz olmak için ne günah işledim?
You're late today. Congratulations!
Günah işledim.
I have sinned.
Suçsuz birini ele vermekle günah işledim.
I have sinned in betraying innocent blood.
Günah işledim.
"I have sinned against heaven, and before thee."
Tanrım, ne günah işledim?
Oh, God, what have I done?
Çok adam öldürdüm ve çok kadınla günah işledim.
I've killed a lot of men and sinned with a lot of women.
Tanrım, çok kötü bir günah işledim!
Oh Lord, I've committed a terrible sin!
Yüce Tanrım, bunları hak edecek ne günah işledim?
What have I done to deserve a fate like this?
- Beni bağışla Peder, günah işledim.
- Bless me, Father, for I have sinned.
Beni bağışla Peder, günah işledim.
Bless me, Father, for I have sinned.
1820'de muhafız alayındaki işimden istifa ederek affedilmez bir günah işledim.
In 1820 I committed the unpardonable sin of resigning my commission in the Guards.
Bir günah işledim, efendim.
I have sinned, master.
Hayatım boyunca pek sık günah işledim ölmeden önce son bir tane daha işlesem önemi olmaz.
I have sinned so often in my life that one more sin before I die won't matter.
Bağışlayın beni Peder, günah işledim.
Forgive me, father, I have sinned
Yüce Tanrı'ya, kutsal bakire Meryem'e kutsal Mikail'e, Vaftizci Yahya'ya on iki havariye, bütün azizlere ve size itiraf ederim ki ben, fikren, zikren ve bedenen günah işledim.
I confess to Almighty God, to blessed Mary ever Virgin To blessed Michael to John the Baptist to the Holy Apostles, to all saints, and you Father That I have sinned in thought, word and deed
Bir günah işledim cezamın kefaretini bu dünyada ödüyorum. ... Gözlerimi yitirmem daha büyük günahlara bulaşmamayı öğretti.
Without bitterness of any kind I have come to the conclusion that the master who placed so great a temptation in the hands of so poor a man as I than that for which I lost my eyes.
Ben günah işledim ve O beni dinlemiyor.
I've sinned and he won't listen.
- Büyük bir günah işledim.
- I've commited a great sin...
- Tanrım, günah işledim.
Amen. Lord, I have sinned.
Beni kutsayın peder, günah işledim.
Bless me, Father, for I have sinned.
Ben de günah işledim.
I have sinned.
Büyük günah işledim. İtaatsizlik, gurur. Ama şeytan bize üstün geliyor!
I am in mortal sin disobedience, pride but evil overwhelms us!
Hem düşünce, hem sözlü, hem de hareket olarak günah işledim.
I have sinned in thought, in word and in deed.
Peder, bağışla beni çünkü günah işledim.
Forgive me, Father, for I have sinned.
Bağışla ben, peder, günah işledim.
Bless me, Father, for I have sinned.
"Çok büyük bir günah işledim"
I have sinned
Beni kutsa peder, günah işledim.
Bless me, Father, for I have sinned. It's been a year since my last confession.
Peder, çok günah işledim.
Father, I've led such a sinful life.
Günah işledim ve kayıp bir'öküz'gibi sürüden ayrıldım. - Koyun gibi!
No, I did, but... my suspicions were confirmed when she probed me expertly about tank movements.
- Bir çok günah işledim.
- I have committed many sins.
Kendimi kaybettim, günah işledim.
I'm lost, I have sinned.
Ben tutkuyu tattım, günah ve cinayet işledim.
I have tasted passion, crime, and even murder.