Güneş doğuyor Çeviri İngilizce
259 parallel translation
" Dünyamızda, güneş doğuyor...
" On our Earth, the Sun rises
New York'ta güneş doğuyor.
The sun rises in New York.
Kuşlar cıvıldıyor, güneş doğuyor...
The birds are singing and the sun's shining...
Güneş doğuyor, gidebilirsin.
The sun's up. You can go.
Sadece bisiklete biniyor ama güneş doğuyor sanki.
Only she's cycling and the sun is out.
Güneş doğuyor şerif.
Sun's coming up, marshal.
Güneş doğuyor.
JUST HATE IT.
Bak... Güneş doğuyor.
Look... it's rising
Güneş doğuyor.
Come on. The sun is rising.
Üstelik gece bitti, güneş doğuyor.
Besides, it's morning.
Acapulco, bak, güneş doğuyor şimdi
Acapulco Look, here comes the sun
Güneş doğuyor.
The sun is rising.
Bakın, güneş doğuyor.
Look, the day`s coming.
Güneş doğuyor, horoz ötüyor, Mussolini atına biniyor.
The sun rises, the cock sings, Mussolini gets on his horse
Güneş doğuyor.
Oh! Sunrise.
Sat 10 : 00 belki de 11 : 000 çok geç oldu daha erken güneş doğuyor güneş batıyor tüm seslerin kesildiği olmuyor hiç zaman tam anlamıyla durmuyor artık zar zor fark edilse de :
It is ten o'clock, or perhaps eleven, it's late, it's early, the sun rises, night falls, the sounds never quite cease altogether, time never stops completely, even if it is now reduced to the merely imperceptible : a hairline crack in the wall of silence,
Güneş doğuyor.
It is the daybreak.
Güneş doğuyor.
The sun's coming up.
Sanki güneş doğuyor gibi.
It's like the sun rising.
Güneş doğuyor, mutlu ol hadi.
The sun is shining come on, get happy?
Güneş doğuyor, kardeşim.
Sun's up, sister.
Doğu burada, güneş doğuyor.
You got the East there, the sun coming up.
Güneş doğuyor, gitmeliyim!
The sun is rising, I've to go!
Güneş doğuyor.
The light's coming up.
Harika bir kar kraliçesi. Bir gülüşü var ki, sanki buz kütlesine güneş doğuyor.
She's a giant snow queen with a smile like a sunrise on an ice floe.
Bob, güneş doğuyor, hadi Bob.
Bob, rise and shine. Come on.
Saat 6 : 00 güneş doğuyor, güneş doğuyor.
Come on, it's 6 : 00. Rise and shine.
Güneş doğuyor, paramız yok, pasaportlarımız yok ve üstelik hiçbir mazeretimiz yok.
The sun's coming up, we have no money, no passports and no explanations.
Güneş doğuyor.
Sun's up.
Güneş doğuyor, ama hepsi bu.
The sun's up, but that's about it.
Güneş her yerde doğuyor.
The sun rises all over the earth.
Güneş yeni doğuyor.
The sun is just rising.
Herkesin hayatına güneş gibi doğuyor, değil mi?
Brings sunshine into everyone's life, doesn't he?
- Güneş her sabah doğuyor mu?
- Does the sun rise every morning?
Güneş bizi kucaklamak için doğuyor aşkım.
The sun is rising to embrace us, my love
Tatlım, sen gülümsediğinde sanki güneş yeniden doğuyor.
Honey, when you smile it's like the sun comin'up.
- "Güneş Benidorm üzerine doğuyor."
- "The sun rises over Benidorm."
"Güneş Benidorm üzerine doğuyor" ya da "Antonio'nun bahçesindeki badem ağaçları çiçek açtı" gibi bir şeyler diyeceksin ve parolası bu gibi olan yerlerde içeri alacaklar, bir araya geleceksiniz.
You'll say something, anything- - "The sun is rising over Benidorm"... or "Almond trees bloom in Antonio's garden"... and they'll let you in, and you'll be together, for those are the passwords.
Teresa'yı çağırttırıp, "Güneş, Benidorm üzerine doğuyor" diyeceğim.
I ask to speak to Teresa and I say, "The sun rises over Benidorm."
Güneş arkandan doğuyor...
Sun sets on your back... Sun sets on your back...
Güneş yavaşça doğuyor ve batıyor.
The sun rises and falls, heavily.
Güneş de doğuyor zaten.
The sun's coming up
Sabah güneş kaçta doğuyor?
What time does the sun rise in the morning?
" Güneş, yeni bir güne doğuyor.
" The sun is shining on another day,
Güneş neden doğuyor?
Why does the sun come up?
İkisi de sanıyor ki, güneş Thatcher'in kıçından doğuyor.
They both think the sunshines out of Thatcher's arse.
Güneş her gün bir mucize gibi doğuyor!
Why, hell, just the sun comin up every day is a miracle.
Güneş her gün doğuyor ve batıyor.
The sun comes up and down each day
Güneş doğuyor.
I wish you could see this. Light's coming up.
Güneş sabah altıda doğuyor.
Well, the sun comes up at six in the morning.
Güneş şu tepenin üstünden doğuyor.
The sun comes up right over that hill. - Oh! - Do you like it?