Iki defa Çeviri İngilizce
1,897 parallel translation
Evet, bir veya iki defa.
Yeah, once or twice.
Hani eleman kafayı yiyor sonra bir kadın gibi giyinip iki defa kendini camdan atıyordu.
That one, you know, about the guy that goes nuts, dresses like a lady and throws himself out of a window twice?
Raina, bozuk saat bile günde iki defa doğru zamanı gösterir.
Raina, a watch that has stopped.. ..shows the right time twice in a day.
Mikroplardan kurtulmak için iki defa bu şarkıyı söylemek gerektiğini bilmiyor musun?
You don't know you have to sing Happy Birthday twice to get the germs off?
Kilise etkinliklerinde iki defa komedyen olmuştum.
At the church's social, I was the comedian twice.
Bir veya iki defa kendimi savunmuştum.
I've had to defend myself once or twice.
Ve bütün bu zaman boyunca silahımı kılıfından sadece iki defa çıkardım.
And all this time I just had to take my gun twice.
Bundan sonra insanlar yalan söylemeden iki defa düşünecek.
It will expose every liar, when he tries to lie.
Çünkü iki defa sersemledim.
'Cause I got dizzy... twice.
[Davula iki defa vurur ] [ tok ses yankılanır]
[Strikes drums twice ] [ Resounding thud]
Kalp kırılması hakkındaki kitabını beş trilyon iki defa okudum ve şu anda orada olmak sana acı veriyor, biliyorum. - Burası iyi.
I have read about your broken heart and know the place brings back memories.
- Haftada bir - iki defa.
A couple times a week.
Dr. Mohr iki defa aradı.
Dr. Mohr tried calling twice.
Ve onu dün iki defa bugün de üç defa aradım.
And I called her twice yesterday and 3 times today.
Haftada bir, ayda iki defa tamamen dışarda bir yerlerde olacağına dair Chelsea'ye söz vermeye razı mısın?
Would you be willing to commit to Chelsea that maybe once a week, twice a month you do something together completely outside your comfort zone?
Beni iki defa reddetti.
She turned me down, twice.
Günde on iki defa sevişirdik. Dur artık, Lars!
- We had fucked twelve times a day.
Jena, iki defa vurulmuş.
Now, Jena... was shot twice.
Üstüne üstlük iki defa sordum.
On top of all, I asked it twice.
Hem de iki defa.
Twice.
Sonunda okumaya zaman buldum, yüzüyorum, haftada iki defa yoga dersim var.
I've finally caught up on my reading, I swim, I have yoga classes twice a week.
Ben uğramıştım, iki defa.
No way. I've been in there. Twice.
Artık günde iki defa falan olmaya başladı.
That's happening, like, twice a day now. Okay, look.
Beni iki defa öldüremezler.
They can't kill me twice!
Ben bunu iki defa okudum, çok güzel.
I've read it twice.
Komikti. şehre iki defa geliyorum, beni iki defa basıyorsun.
It was funny. Twice I come to town, twice you walk in on me.
bu adamla iki defa yatarken sorun olmamıştı.
Well, you were okay sleeping with a guy like that. Twice already, so...
Bu sabah kesinlikle bana baktın, iki defa.
You definitely looked at me this morning, twice.
Bu yüzden değişiklik olsun diye yılda bir, belki iki defa yaparasın.
But a deep-fried Twinkie every day is...
Bir veya iki defa onu daha önce gördüm, benim yüzümü tanıyor
# I've seen her once or twice before She knows my face
Eğer birikimlerimizin % 10'unu bile yatırsaydık, üç kızımızın istedikleri.. .. üniversitelere iki defa gönderecek kadar paramız olurdu.
You know, if we'd invested even one tenth of our savings, we would have had enough money to put all three girls through whatever college they wanted.
Günde iki defa iki saatliğine düşüncelere dalıyorum.
Twice a day I take two hours of contemplation time.
İki defa başaramadığıma inanabiliyor musunuz?
Can you believe I blew it twice?
İki ve üç defa.
Two and three times.
İki defa.
Twice.
Burada olduğum iki hafta içinde arabanı çekmeni herhalde altı defa söyledim.
In fact, in the two weeks I've been here, I think I've had to ask you to move your car at least half a dozen times.
- Acemi şansı. - İki defa okudum ve çok iyi bir kitap.
Ah, beginner's luck.
İki defa uzattın!
That's twice now!
- Gecede iki üç defa çalınca.
When I have to play it twice, three times a night.
Şimdi fark ettim. Seni ilk defa iki numaralı kafa bandı olmadan görüyorum.
You know I just realised.. this is the first time I'm seeing you without the No.2 headband.
Son sınıf öğrencisi Roger Dawson'ın okulda ateş ederek kendi hayatına son vermesinden iki buçuk hafta sonra öğrenciler okula ilk defa gelirken, Pacific Lisesi'nde canlı yayındayız.
We're live here at Pacific High School as students are arriving for the first time in two and a half weeks, after senior Roger Dawson opened fire in the school, taking his own life.
İki defa ateşliyorum!
Fire two
Çünkü bu bir değil iki değil tam 22 defa alkolik ve saldırgan tavrınızla çıkarmış olduğunuz olaylar yüzünden bu listeye girdiniz. Bay Miller.
Because it was not one, it wasn't two, but it was 22 incidents of drunk and belligerent, grab-ass-behavior that landed you on that list, am I right?
Ben de onu genelde senede iki ya da üç defa görüyordum.
I was going to see 2 or 3 times a year.
İki defa Irak'a gittim.
Two tours in Iraq.
Ve şimdi de, 400 yıldır ilk defa iki David yeniden beraberler.
And now, for the first time in 400 years, The two davids are reunited.
Bir ya da iki defa oldu.
It's happened once or twice.
Ve bu süre zarfında, dört defa omzumu öptün. İki defa göğsüme dokundun ve bir defa da boynuma burnunu sürtüp köpek gibi inledin.
And in that time you have kissed my shoulder four times, cupped my breast in your hand twice and once nuzzled my neck and whimpered like a dog.
İki gün içinde, ikinci defa benim belirgin bir resmimi çiziyor.
And this is the second time in two days she's drawn a vivid portrait of me- - her teacher.
İki defa baktım ama bulamadım.
I've flipped through it twice, but they're not in here.
Dengeli ve sağlıklı beslenme için günde iki, üç veya dört defa beni yemelisiniz.
To maintain a healthy and balanced diet, you should have two, three, or four servings of me per day.