Iri yarı Çeviri İngilizce
515 parallel translation
Church'ü izleyen, kalın gözlüklü, iri yarı bir adamınız yok, öyle mi?
You didn't have a heavy-set man with thick glasses watching Church?
Lennie'i nişanlamıştı demiştim ya sana, iri yarılardan nefret eder.
He was aimin at Lennie. It's like I told you. He hates big guys.
Hem de iri yarı, güçlü de bir adamdı.
Great, big, strapping man, too.
Uzun boylu, kıvırcık saçlı ve esmer biriyle dans ettiğimi sonra çilli ve kısa boylu biriyle ve kulağıma şarkı söyleyen iri yarı ve sarışın biriyle dans ettiğimi hatırlıyorum.
I remember I danced with a tall, dark boy... with curly hair... and a little short one with freckles... and a big fat blond one who sang in my ear.
Sekizinci sınıfa bile gelemeyen iri yarı sersemin tekiyle.
A great hulky oaf who never even reached the eighth grade.
Yakında bücür ve şişko olmaktan kurtulup iri yarı, uzun ve bir öküz kadar güçlü olacaksın.
Soon, instead of being short and chubby, you'll be big and tall and as strong as an ox.
Ama senin de gözünde iri yarı, kıllı birşey canlanmıyor mu?
But doesn't it make you think of hairy chests and things?
Onlar iri yarı, kıllı ve çirkin.
They're big, hairy and ugly.
Onu iri yarı sanıyordum.
I thought he was a big, fat fella.
Küçük Dunleavy, iri yarı mı?
Little Dunleavy, is he big?
Antonsson iri yarı bir adam, ama fiziksel gücü Bay Vogler'in ruhani gücü yanında bir hiçtir.
Antonsson is a hefty man, but his physical powers are nothing in comparison with Mr Vogler's spiritual strength.
Şeyy, nasıl tarif etsem, uzun boylu, iri yarı bir adamdı...
Well... He was a tall guy, this tall, what do I know! ?
Hep böyle iri yarıydı...
He's always been big.
O zaman da iri yarıydı. Ve annesini öldürdü. Ama bunu bilmiyor bile.
You see he was big then, even then... and he killed his mother, and he doesn't even know it.
Ve kocaman iri yarı şu şişman adam vardı ve o da onu yemek istedi.
There was this huge, great big fat man who wanted to eat him.
Bana, bir locada ayakta duran ve gözlerini benden ayırmayan iri yarı, İspanyol bir adamı gösterdi.
Janine, poor Janine... showed me a man standing on a balcony... who was devouring my every move. He was Spanish, but he acted French.
Dışarda bir tuzakçı var, iri yarı... kocaman siyah sakalı var, seni görmek istiyor.
There are a trapper outside a huge brute, with a... big black beard, says he wants to see you.
Tepeden tırnağa silahlı, iri yarı bir adama.
A large man heavily armed.
Hayli iri yarı.
He's pretty damn big, too.
Silahsız bir halde Metronluların " Gorn dedikleri bir yaratıkla karşı karşıyayım iri yarı bir sürüngen yaratık..
Weaponless, I face the creature the Metrons called a "Gorn." Large, reptilian.
Anne, hep iri yarıları seçiyorsun.
Mama, you chose such big ones.
iri yarı bir adam mı?
Is he a big man?
Babam iri yarı bir Araptı.
My father was a brawny Moor.
İri yarı hödüğün tekidir ama hiç gözünü bile kırpmadan here türlü tehlikeye balıklama dalar.
A burly ruffian, but he can maul the toughest traitor on the plains into a pulp without even working up a sweat.
İri yarı ve uzun boylu muydu?
Was he big and tall?
İri yarı yara bozulur.
- He hates big guys.
İri yarı, oynak Madam Michelet.
Madame Michelet was big, like a jelly.
İri yarı beyefendi!
The stout gentleman!
İri yarı olduğum için.
On account of I'm large.
İri yarı bir kız var.
There's a hefty young girl.
İri yarı bir adam gördük.
We saw a man, a big man.
İri yarı bir adam olmuşsun Sam.
Well, you've grown to be a big boy, Sam.
Dediğime bak. Schofield'i hatırlayan var mı? İri yarı, uzun, sigara içmez.
Whatever happened to Schofield, remember him, big tall guy, didn't smoke?
Yalnızca yarım milyon tane iri adam var New York'ta.
Only half a million big men in New York.
İri yarı, kuvvetli bir adamdı.
He was a big strong guy.
İri yarı biri, bir Amerikalı.
Big fellow, an American.
İri yarıydı, çok gürültü yapardı.
he was big, and loud
İri yarı olmana rağmen.
For a big man.
Kız dedi ki, "İri yarı, kuvvetli bir erkeğin sahip olması" gerektiği parmak sayısı kadar. "
And she said, "Well, that's just the right number of toes... " for a big, strong man to have. "
İri yarı ve sağIıklı.
Big and healthy.
İri yarı, boğa gibi kuvvetli.
He's a big, broad lad, strong as a bull.
İri yarı bir adam.
This is a big man.
İri yarı, yumurta kafalı bir tip. kırmızı gözleri ve yeşil sakallıydı.
A type more tremendously, eierköpfiger type with red eyes and green beard.
İri yarı Koreli bir beyefendiyi.
A very large Korean gentleman.
İri yarı olanı şarap alması için mahzene gönderdim şef ise dışarıda, kamyonda.
I sent the big one down to the cellar for some wine and the chef's out at the truck.
İri yarı.
Large.
İri yarı bir kadın.
She's a big woman.
- İri yarı mı?
- Are they big?
İri yarı uzun bir adamdı, bir de kadın vardı.
He was a big tall man, and there was a woman too.
İri yarı üç zenci.
Three big Black men.
İri yarı olmakla kalmayıp dövüştede yetenekli biri
Not only is he huge but he also has great abilities
yarı 43
yarın 1367
yarısı 37
yarım 17
yarın görüşürüz 752
yarına 24
yarın ararım 21
yarışalım 16
yarın sabah 8 21
yarın akşam 77
yarın 1367
yarısı 37
yarım 17
yarın görüşürüz 752
yarına 24
yarın ararım 21
yarışalım 16
yarın sabah 8 21
yarın akşam 77
yarın gel 39
yarın konuşuruz 62
yarın öğleden sonra 16
yarın görüşmek üzere 36
yarına kadar 33
yarın sabah görüşürüz 30
yarın pazar 33
yarından sonra 30
yarın gidiyorum 39
yarın olmaz 23
yarın konuşuruz 62
yarın öğleden sonra 16
yarın görüşmek üzere 36
yarına kadar 33
yarın sabah görüşürüz 30
yarın pazar 33
yarından sonra 30
yarın gidiyorum 39
yarın olmaz 23
yarın sabah 190
yarın gece 101
yarın ne yapıyorsun 17
yarın mı 170
yarın gelin 16
yarın büyük gün 21
yarın saat 10 21
yarın paris 25
yarın sabah saat 10 17
yarın sabah 10 25
yarın gece 101
yarın ne yapıyorsun 17
yarın mı 170
yarın gelin 16
yarın büyük gün 21
yarın saat 10 21
yarın paris 25
yarın sabah saat 10 17
yarın sabah 10 25