Isimiz Çeviri İngilizce
13,292 parallel translation
Bence işimiz bitti burada.
I think we're good here.
Evet, bunun yanlış olduğunu kanıtlamak bizim işimiz.
Yes, and it's our job to prove otherwise.
Evet, işimiz var.
Well, we got business.
Bizim işimiz davaları kapatmak, yeniden açmak değil.
Our job is to close cases, not reopen them.
Daha işimiz bitmedi.
We're not finished yet.
Burada ne işimiz var?
What we supposed to do in here?
Daha işimiz bitmedi!
No, we not finished yet!
İşimiz bitti mi?
Are we done?
Ve benim. Bizim işimiz ileriye gitmekti.
Our job was to carry you forward.
- Paramparça edebileceğimiz için çabucak pes edecek ve biz de sonrasında esas işimiz Axelrod ile ilgilenebileceğiz.
We have him dead to rights, so he'll fold quick, and then we get back to what we were doing... Axelrod.
Tam size uygun bir işimiz var.
We have just the thing for you.
Burada ne işimiz var?
So what are we doing here?
Seninle daha işimiz bitmedi.
- We're not done with you yet.
Korumak bizim işimiz.
Well, our job is to protect.
Yapacak işimiz var.
You're fucking nutso. We have a job to do.
Düşünüyordum da, buradaki işimiz bittikten sonra...
You know, I was thinking, maybe after we're done here... ow.
İşimiz bitti.
We're done.
İkincisi ise... köprüyü patlatacağımızı öğrenirlerse... işimiz daha da zorlaşır.
Second, if they know... the explosives were for blowing the bridge. It'll make it more difficult.
İşimiz Gorrik'le. Korumalarıyla değil.
Our business is with Gorrik, not his guard-dogs.
İşimiz bitmedi daha burada.
We aren't done here.
Burada işimiz bitince, ne yapmayı planlıyorsun?
After we're done here, what are you going to do?
Ne işimiz var burada.
Fucking alley jumped here.
Hey git buradan işimiz gücümüz var.
Hey, come on, there's people working here.
Beyler, işimiz hala aynı.
Guys, the job is still the job.
Bizim işimiz barış ortamını muhafaza etmek.
Our job is to keep the peace.
- İnsanlara yardım etmek işimiz değil mi?
Helping people isn't what we do?
Herif hemen pes edecek biz de asıl işimiz olan Axelrod'a geri döneceğiz. Şayet ona odaklanıp bu riski alacaksan...
Previously on "Billions"...
- Burada işimiz bitti.
We're done here.
Çıkan zararı, verimsizliği düzenleyip şişkin makam ödeneklerini ve ekstra harcamaları kısarak kapatacağız. İlk işimiz de şirketin jeti.
We make up the difference by streamlining inefficiencies and trimming bloated executive compensation and perquisites, beginning with the corporate jet.
İşimiz bittiğinde gitmesine izin vermeyeceğiz.
When this is done, we are not letting her go.
- İşimiz onlar milyar dolar değerinde.
Our business is worth tens of billions.
Buradaki işimiz bitmiştir.
Okay. We're done here.
İşimiz gücümüz var daha.
We have work to do. I am working.
Ancak işimiz bittiğinde ve ben hukuki formaliteleri hallettiğimde sınır dışı edilme işlemlerini konuşabiliriz.
However, once we're through and I've removed the red tape, we can work on negotiating your deportation.
Bizim işimiz insanları güvende tutmaktır.
Our job is keeping people safe.
İşimiz bu değil miydi?
Isn't that our job?
Onlarla işimiz hallolur mu dersin?
With that we'll make it through?
Son bir işimiz kaldı.
But one task remains.
İşimiz bittikten sonra yemek yemeye gidebileceğimi sanmıyorum.
I don't think I can go to eat after we're done today.
Bizim işimiz sayılır.
It's sort of our thing.
- İşimiz bitmedi.
We aren't done.
Burada işimiz bitince işini bitireceğim.
When we're done here, I'm taking care of business.
Destek isterse işimiz var demektir.
Well, she'll call for backup, so it will get busy soon enough.
Birkaç saat yapacak işimiz de yok zaten.
We ain't got nothing better to do for the next hour or so.
Bizim işimiz bağlanmamayı gerektiriyor.
You know, our job needs detachment.
Tamam, işimiz bitti.
Okay, we're done.
İşimiz bitene kadar bekle.
Wait until we're done.
- Çok işimiz var daha.
We still have a lot to do.
Alım-satımı üstlen, işlemi yap, ifadeni ver ve işimiz bitsin.
Get the trade, make the trade, testify, and we're done.
Burada işimiz bitti mi?
Are we done here?
İşimiz neredeyse bitti!
We are almost done here!