Istemezsin Çeviri İngilizce
8,896 parallel translation
Güven bana Tilda'nın ilkin olmasını istemezsin.
Trust me, you don't want Tilda to be your first.
Bu gece burada dananın kuyruğu kopacak. Olacakların parçası olmak istemezsin.
Shit's gonna go down here tonight you do not wanna be a part of.
Bence ikisi arasında seçim yapmak istemezsin.
I don't think you'd want to have a vote on that one.
Bunu... yapmak istemezsin.
You just... You don't want to do it.
Alex, tüm o geceler nereye gittiğimi inan bilmek istemezsin.
Alex, you don't want to know the truth about where I went all those nights.
Bence geleceği bozabileceği için üstün liderinize bir şey olmasını istemezsin.
I think you don't want anything to happen to your supreme leader that might ripple into the future.
Ne kadar verdiklerini bilmek istemezsin.
Oh, you don't want to know how much.
Bu hâlde Holt'un yanında olmak istemezsin.
- Mm? You don't want to be around Holt in your current state.
Bunu yapmak istemezsin.
You don't want to do this.
Tek olmak istemezsin.
You don't wanna be the only one.
İnan bana bu dileğinin gerçekleşmesini istemezsin.
Trust me, you do not want that wish to come true.
Buralara girmeyi hiç istemezsin, güven bana.
You do not want to go down this road. Trust me.
Sadece böyle birini istemezsin.
You just don't want one.
Beni bir daha görmek istemezsin diyordum.
I thought you never wanted to see me again.
Müstakbel bir anneyi sinir etmek istemezsin, değil mi?
You wouldn't want to rattle an expectant mother now, would you?
Dostça bir uyarı... kimse evde yokken Karanlık olanla karşılaşmak istemezsin.
A friendly warning... you don't wanna face the Dark One when there's no one else at home.
Oh, hayır, hayır, hayır, onu istemezsin, hayatım.
Oh, no, no, no, you don't want him, darling.
Bunu görmek istemezsin.
Shh, shh. You don't wanna see this.
- Dur! - Oraya girmek istemezsin.
You don't wanna go in there.
- Eğer gelip elini sıkarsa ellerin terli olsun istemezsin.
If he comes over and shakes your hand, - you don't want sweaty hands.
Kesinlikle bilmek istemezsin.
And you really don't want to know.
Sanırım bu konuda yardım için Adalind'i de getirmek istemezsin.
And I'm guessing you don't want to bring Adalind in for help on this.
Bunu görmek istemezsin.
You don't want to see that.
O mükemmel zekanın yetersiz bir kortekse yüklenmesini istemezsin.
You don't want your prodigious intellect uploaded into a cortex with insufficient capacity.
- Ya da istemezsin.
Or not. Ow.
Burada Amerikan gruplarıyla toplanmak istemezsin.
Don't be foolish. Down here, you do not congregate with groups of Americans.
- Oraya inmek istemezsin.
You don't want to be down there.
Bu yapılıyor ve bunlar olurken ailen evde olsun istemezsin.
They'll go in hard if they have to. This is happening, and you don't want your family in the house when it does.
Havaalanına götürmemi istemezsin sanırım.
I don't imagine you need a ride to the airport.
Onlara başka karşılıklar vermemi istemezsin herhâlde.
I don't think you want me giving them any... static.
Bunu istemezsin.
You don't want that.
Yarı deli bir insan olarak söylüyorum bunu gerçekten istemezsin.
I'm telling you, as a semi-sane person, you really don't want that.
Ben de insanları yiyen bir insan olarak söylüyorum beni kızdırmayı gerçekten istemezsin!
And I'm telling you as a vampire who eats people you really don't want to piss me off!
Tina'yı kızdırmak istemezsin, kızınca nasıl olduğunu bilirsin.
You don't want to make Tina mad, you know how she gets.
Ama Edie'nin seni tüm okulun önünde rezil etmesini istemezsin.
Edie dogging you out in front of the entire school.
Hayır, bunu yapmak istemezsin Steve.
No, you don't want to do that, Steve.
Kanalizasyon lobisi bu projeye dahil oldu ve güven bana, onlarla karşı karşıya gelmek istemezsin.
The sewage lobby's involved in that project, and trust me, you don't want to cross them.
- Bunu yapmak istemezsin Nico.
Whoa.
Kimsenin yaralanmasını istemezsin.
You don't want someone getting hurt.
- Bunu büyük bir istekle yapmak istemezsin.
You don't want to do that on a whim.
İnan bana, benim hayatıma karışmak istemezsin. Bu çok yorucu. Evilik kutsal birşey.
Believe me, you don't wanna run in my world.
Bunu istemezsin...
You don't want that...
Bu konulara girmek istemezsin.
You don't wanna go there.
Bunu yapmak istemezsin..
You don't want to do this.
Gittiğim yere gelmek istemezsin.
you don't want to go where I'm going.
Şu an bana dokunmak istemezsin.
You do not want to touch me right now.
Şu an bana dokunmak istemezsin.
You do not want to touch me right now. Don't touch me!
Nereye giderse, arkasında acı bırakıyor, ve biliyorum ki April'in bunun kurbanı olmasını istemezsin. Yoksa burada olmazdın.
Wherever she goes, she leaves pain in her wake, and I know you don't want April to fall victim to that, or you wouldn't be here.
Bunu yapmak istemezsin.
You don't want to do that.
Bunun ortaya çıkmasını istemezsin.
You don't want that kind of exposure.
- İstemez miyim! - İstemezsin.
- Hell yeah.
istemiyorum 1125
istemem 270
istemiyor 51
istemiyorsan 36
istemiyorsun 47
istemez 58
istemezdim 19
istemeden oldu 60
istemiyor musun 270
istemedim 58
istemem 270
istemiyor 51
istemiyorsan 36
istemiyorsun 47
istemez 58
istemezdim 19
istemeden oldu 60
istemiyor musun 270
istemedim 58