Izninle Çeviri İngilizce
2,770 parallel translation
Bende hep pragmatik bir şahsiyet izlenimi bıraktın şimdi izninle, beraber seçenekleri gözden geçirmek isterim.
You've always struck me as a very pragmatic man. So if I may, I would like to review options with you.
Şimdi izninle onları bir arayıp orada kalabilir miyiz bir sorayım.
Let me just call them and make sure we can do this.
Dahası da var ama izninle.
I have more examples, but excuse me.
Şimdi izninle, konuşmam gereken daha mühim biri var.
Now if you'll excuse me, there's someone more important I need to speak with.
Bir saniye izninle.
Excuse me a sec. Hendricks.
Şimdi izninle beni acıktırıyorsun.
Now, if you'll excuse me, you're making me kind of hungry.
Ş imdi izninle.
SAT-NAV : Take the next exit.
Affedersin J.R., izninle, La Muñeca ve benim çalışmam- -
Pardon me, J.R., with you permission, wouldn't it be that La Muñeca and I could...
- Bir dakika izninle anne. - Olur Dwight.
Oh, all right, Dwight.
izninle seni biraz şaşırtacağım. Prensesler!
Now that we've entered my imagination zone, allow me to tantalize you with this!
İzninle şunu hemen bir yazayım.
Let me just write that down real quick.
İzninle.
- I thought that was nice. - Mm. Pardon me.
İzninle.
Excuse me.
İzninle.
Allow me.
Şimdi müsaadenle bir işim var. İzninle.
Now, if you'll excuse me, I have something to do, so... if you don't mind...
İzninle.
Let me.
İzninle.
- Excuse me. - Yeah.
Evet, o benim bir arkadaşım. İzninle.
Yeah.
İzninle göbek kordonunu keseyim.
Let me cut off your umbilical cord.
İzninle şimdi kendilerine saygı duymalarını öğretmem gerek.
If you'll excuse me, I have some self-esteem to build.
İzninle.
Sorry.
İzninle...
Excuse me.
- İzninle, Brendan.
Excuse me, Brendan.
İzninle Julia.
If you'll please excuse me, Julia.
İzninle, Ted.
Excuse me, Ted.
İzninle Murdoch, Bu işin uzmanı sensin Theo.
Murdoch, allow me. You're the expert, Theo, speculate.
İzninle birkaç arama yapmak istiyorum.
With your permission, I'd like to start making some calls,
- İzninle itiraz ediyorum.
Excuse me, I object.
İzninle Başkomiserim, ancak içki içmesi yüzünden ayrılmamış mıydınız siz?
Excuse me, captain, but Wasn't it his drinking that broke up the act?
Stella, çık arabadan hemen. İzninle.
Stella, get out of the car at once!
- İzninle, lütfen.
So excuse me, please.
İzninle!
Excuse me.
İzninle.
If you'll excuse me.
İzninle. Lavaboya gitmem gerekiyor.
I have to go to the bathroom.
- İzninle.
Excuse me.
- İzninle Walter. - Her şey yolunda mı?
- Excuse me, Walter.
İzninle.
Mmm.
İzninle odanın bazı özelliklerini göstereyim
All right, let me show you some of the features of the room.
İzninle...
Well, let me just...
İzninle.
Shall we?
İzninle.
excuse me.
İzninle.
Oh, excuse me.
İzninle... Hayır, hayır.
You don't mind if I...
İzninle.
Sorry, Duck.
- İzninle camına yaklaşabilir miyim?
- May I approach your window, please?
- İzninle.
- Excuse me.
İzninle.
- Mm-hm.
İzninle, dışarı çıkmalıyım.
If you'll excuse me, I need to step outside.
İzninle şunu alayım.
Here, let me take this.
- İzninle.
- Sorry.
İzninle tatlım.
Excuse me, hon.