Işiklar Çeviri İngilizce
56 parallel translation
- O işikları indirin.
- Put down the menorah.
KIRMIZI IŞIKLAR
RED LIGHTS
ALACAKARANLIKTAKİ IŞIKLAR
LIGHTS IN THE DUSK
SUÇLULUK HİSSİ! İMZALI FOTOĞRAFLAR! ÜN / IŞIKLAR / FLAŞ / PARILTI / SUÇLULUK / SUÇLULUK
the autographs the fame the lights the flash the Glitter the Guilt the Guilt
Uzaydaki bu isiklar tipki denizdeki dalgalarin, köpükleri gibi dagilmis durumda.
Strewn like sea froth on the waves of space are innumerable faint tendrils of light.
Bu isiklar istek üzerine kapatildi.
Those lights are off on purpose.
Isiklar lütfen.
Lights, please.
Isiklar döndü.oh gercekten
The lights have returned. Oh indeed!
15 dakika sonra isiklar sOnecek.
Lights out in 15 minutes.
- Evet, isiklar söndü.
- Yeah, out go the lights.
Isiklar söndügünden beri burnuna çekip duruyorsun.
You've been shoving that shit up your nose since lights out.
En parlak isiklar öndeki iki duyargasinin biyolojik isik sacan uclarindan gelir ama bu gösterilerinin karmasikliginin degeri sadece acik denizin karanliginda anlasilabilir.
The brightest lights come from the bioluminescent tips of their two front tentacles, but it's only in the dark of the deep sea, that you can really appreciate the full complexity of their displays.
Isiklar bes dk içinde sönüyor, beyler.
Lights out in five minutes, gentlemen.
Isiklar sönsün.
Lights out.
Annem yataktaydi, isiklar sönüktü.
My mother was in bed, the lights were out.
Robotlar ise sadece isiklar ve makina...
Robots... nothing here... just lights and clockwork.
Tüm isiklar yaniyor, üzerimde piril piril bir elbise. su pembe ve pullu olan.
The lights all on me, that lovely sparkly frock. The pink one with the spangles.
"MAVİ IŞIKLAR" ACİL DURUM HİZMETLERİ SEMİNERİ
Under our New Dimensions initiative,
Tüm bu ufak isikları birer birer kapat.
All these small lightbulbs... switching off, one by one.
- Baska isiklar da yaniyor.
- More lights are flashing.
Antwerp'e İsiklar sehrine gidiyoruz.
To Antwerp. City of light.
Isiklar, kamera, cekiyoruz, pic kurulari!
Lights. Camera. Action, Motherfuckers!
- Doktor! Isiklar.
Doctor, lights!
Isiklar söndügü anda araliksiz ates edin.
As soon as the lights go down, continuous fire.
Isiklar sönükken atesi kesmeyin.
Do not stop firing while the lights are out.
Amy, isiklar söndügünde, çark serbest kalacak.
Amy, when the lights go down, the wheel should release.
Kirmizi isiklar...
Red flashing lights...
Boğazinda gicik yapmiyor ama isiklar yandigi zaman kendini daha iyi hissediyor.
It doesn't make him wheeze but he's much better when It's light again.
Alkislayan insanlar, parlayan isiklar, ve ovguler.
There's people applauding, there's light bulbs flashing, and acclaim.
Isiklar sönüyor, Ryan.
Lights out, Ryan.
İnmek uzereyiz.isiklar nerde?
Nous allon d'atterrir. Ou sont les lumieres?
Billirsin, onemli olan isiklar kapandiginda yaninda hangi bayanin oldugudur.
You know, it's all about who you lay down with when the lights go out.
isiklar.
Lights.
GiDELiM, ISIKLAR SONSUN!
Let's go, lights out!
Brown Dagindan gelen isiklar bir fenamon yaratti.
The Brown Mountain lights are an absolutely real phenomenon.
Brown dagindaki isiklar gozuktugu zaman.. ... elektromanyetik bir kesilme oluyor.
When a legitimate Brown Mountain light appeared, there was electromagnetic interference.
- Yani bu isiklar neye benziyordu?
What exactly did these lights look like?
Isiklar gorundugunde..... garip olaylar olmaya basliyor.
When them lights show up... bad shit gets to happening'.
Neredesin? Otoyoldayim, bazi isiklar gordum. Oraya dogru gidiyorum.
Just off the highway, there's these lights off the road out here.
SEAN Isiklar!
The lights!
- Bilmiyorum, parlak isiklar var.
- I don't know, something white!
Scott'in arabasinin yakinlarinda bazi parlak isiklar gördüm.
Some lights floated, like, ten feet off the ground, right near Scott's truck.
- Isiklar.
- The lights.
Isiklar hareket ediyor.
The lights are moving.
Asil soru, bu isiklar mi kesintiye neden oluyor?
Now, the question becomes : Are these lights producing the interference?
1599 yilinda herkes Günes'in, gezegenlerin ve yildizlarin gökyüzünde, Dünya'nin çevresinde dönen isiklar oldugunu ve bizim de bize mahsus yaratilmis küçük bir evrenin merkezinde bulundugumuzu biliyordu.
Back in 1599, everyone knew that the Sun, planets and stars were just lights in the sky that revolved around the Earth, and that we were the center of a little universe, a universe made for us.
Buralarda bir yerlerde isiklar olmali.
There's lights around here somewhere.
TV ve tüm isiklar açik Ne yapiyorsun?
What are you doing with TV and all the lights on?
Korler alfabesi, isiklar da dokunsal noktalari temsil ediyor.
It's braille. The lights are the equivalent of the tactile dots.
Son dakika kontrolleri ve yeni led isiklar eklenmesi için yere indirildi.
It has been taken down for some last-minute checks on the new LED lights.
Boston Denetim Sistemi'ne sizdim buyuksehir bolgesindeki tum trafik isikları emrimizde.
I hacked into the Boston SCADA system, and we now have complete control of every traffic light in the greater metropolitan area.