English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ K ] / Kabul etmeliyim

Kabul etmeliyim Çeviri İngilizce

1,012 parallel translation
Kabul etmeliyim ki, meşhur bir davayı savunma fikri...
Oh, I must admit, the idea of defending a cause célèbre...
Kabul etmeliyim ki Piskopos'la görüşme amacım senin... yerinin değiştirilmesiydi.
I must admit that my purpose in going to see the Bishop... was to have you transferred.
Kabul etmeliyim ki kayboldum.
I'm lost, and I admit it.
Kabul etmeliyim ki, direk yüzüne vurmak daha kolay.
Well, I'll admit... it's easier on your face.
- Bunu bir iltifat olarak mı kabul etmeliyim?
- Should I take that as a compliment?
Kabul etmeliyim ki, size çok kötü davranıyorum.
I grant you that I'm behaving abominably.
Ne getirirlerse kabul etmeliyim.
Have to accept what they bring in.
Ayrıca teklif de yeterince büyük, kabul etmeliyim ama sadece para değil, bir iş kurabilmek için için harcanan bir hayat, bay Jorkin.
And the offer is a very large one, I have to admit, but it's not just for money alone that one spends a lifetime building up a business, Mr. Jorkin.
Kabul etmeliyim ki,..
I have to admit, I...
Kabul etmeliyim ki bu ani Kopenhag yolculuğun beni rahatsız etti.
I must admit, i'm irritated over your sudden trip to copenhagen.
Kabul etmeliyim ki, çok cesur birisiymiş.
He is a man of extraordinary courage.
Ama kabul etmeliyim ki onun da bazı kötü tarafları var.
I'll admit, he does have his drawbacks.
Sanırım kabul etmeliyim.
I suppose I should say yes.
Kabul etmeliyim, tanıştıktan sonra iyi biri olduğunu gördüm ama...
I admit, after meeting him, he's a darn nice guy, but I ─
Kabul etmeliyim, yakışıklı biri idi.
I'll have to admit, he was a good-looking guy.
Utanarak ve üzülerek kabul etmeliyim ki bu, Japon ekibinden birinin başarısızlığıdır.
With deep shame and regret I admit to you the failure of a member of the Japanese staff.
- Kabul etmeliyim ki buna değermiş.
- I'd say she was worth it.
Gerçi kabul etmeliyim ki, başkan karısı olarak hareket etmek beni oldukça dehşete düşürüyor.
Though I must admit that the prospect of acting as mayoress quite terrifies me.
Çok etkilendiğimi kabul etmeliyim.
I have to admit that I'm very moved.
Kabul etmeliyim Lorry, hem de hemen.
I have to make it, Lorry, and I have to make it now.
Kabul etmeliyim, tasarruf etmek için iyi bir yol.
I must admit, it's a way to save money.
Kabul etmeliyim ki dahice.
Ingenious, I must admit,
Burası oldukça hırpalanmış, kabul etmeliyim.
You got quite a mess here, I'll admit that.
Ona tamamen kazara çarpmadığımı da kabul etmeliyim.
I must say, I'd put something of myself in that bump.
Yine de kabul etmeliyim ki Yuki iyi bir adam.
Still, I must admit that Yuki is a fine man
Uçağın başardığını kabul etmeliyim.
I must assume the plane will get through.
Bütün bu olanların çok garip göründüğünü kabul etmeliyim.
I must admit the whole thing seems strangely odd to me.
Kabul etmeliyim ki, dördüncü boyutu çözmeyi her zaman aşırı zor bulmuşumdur.
You know, I don't mind admitting, I've always found it extremely difficult to solve the fourth dimension.
Kabul etmeliyim ki
Well, I gotta admit
Bay Chapmanı'ınızın buradaki faaliyetleri hakkındaki cehaletimi kabul etmeliyim.
- I must confess my ignorance as to his activities here.
Çok şanslı bir herif olduğunu kabul etmeliyim ki, gerçek bu.
I have to admit, you've been very lucky boy, and that's a fact.
Kabul etmeliyim ki eskiler salonlara benden daha uygun giyinirlermiş.
I admit they dressed more elegantly for salons.
Ancak içinde bulunduğumuz şartlar göz önünde bulundurulduğunda, bunun kayda değer bir uygulama olduğunu kabul etmeliyim.
Although I must admit that under certain circumstances, this one could have some practical value.
Ne yazık ki şunu kabul etmeliyim ki Hitler bu konuda haklıydı.
Unfortunately, I must admit that Hitler was right in this case.
Kabul etmeliyim ki muğlak bir fikrim vardı.
We were astounded.
Ama sanırım San Francisco'daki işi kabul etmeliyim.
But I think I'd better take that job in San Francisco.
- Kabul etmeliyim...
- Well, I must admit...
Yalnız değildim, kabul etmeliyim ki.
Not alone, I gotta admit.
Kabul etmeliyim ki hepsi de çok uyumlu ve söz dinleyen kişiler, hatta çok sıcak ve tatlı olduklarını bile söyleyebilirim.
I must admit that they happen to be agreeable folks, I'd even say, warm ones, with zest.
Ben de 20 yıldır şehirdeyim ve kaybolduğumu kabul etmeliyim.
Cannot be understressed. Well, I've been in the city for 20 years And I must admit, I'm lost.
Kabul etmeliyim ki "uçanı" yakalamayı iyi biliyorsun.
You know how to grasp the situation'on the fly'.
Kabul etmeliyim ki bu çok değerli bir ekipman.
I must admit, it is very valuable equipment.
Çok teşekkür ederim, kabul etmeliyim ki, dostlarım izlerken, hep biraz çekinmişimdir.
Oh, thank you very much, I must admit, I always... am a little afraid, when there are friends in the audience.
Sokakta bana çarpanları bile. Kabul etmeliyim ki ara sıra kızlar da beni fark ediyordu.
And I couldn't help noticing that some of them looked back.
Şaygay'daki konumumu korumak için Elbette daveti kabul etmeliyim ama...
Of course I'll be there. In order to secure my status in Shanghai, I'll go But...
Ama kabul etmeliyim ki, uyuklarken çok huzurluydu.
But I must admit I find it peaceful when she's taking her nap.
Ama kabul etmeliyim ki katolik tebasına, durumunu izah etmek korkunç zorlu ve rahatsızlık verici bir durum.
But I must say that it's a source of great embarrassment to me and profound dismay, having to explain the King's position to his Catholic subjects.
Sence efendimizin teklifini kabul mu etmeliyim?
- Would you rather I gave in to him?
Kabul etmeliyim ki, sabırlısın.
I'll admit that you've been patient with me.
Kabul etmeliyim.
I'm afraid I must agree with Dr. McCoy.
Ama kabul etmeliyim ki, maystro haklı.
I must admit that the Maestro is right.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]