Kalkıyorum Çeviri İngilizce
654 parallel translation
- Hayır, hayır ben kalkıyorum.
- No, I'm getting up.
Biliyor musun, kimi zaman sabahları kalkıyorum onun yüzüne bakınca benim de ödüm kopuyor.
You know, sometimes I get up in the morning... and I take a good look at him and he frightens me, too.
İzin verirseniz.. .. ben artık kalkıyorum. Gençleri baş başa bıraksam iyi olur.
I think I'll toddle off... and leave you young people to talk about whatever young people talk about.
Ve artık kalkıyorum.
And now, I'm getting up.
Kalkıyorum ve beklediğim otobüs en kısa zamanda kornasını öttürüyor.
Getting up and soon as the bus I'm waiting for hoots it's hooter.
Kalkıyorum, oturuyorum, uzanıyorum hepsi bu...
Just getting up, sitting down, lying down...
Sonra rüyalar geliyor uyanıyorum kalkıyorum, yemek yiyorum, çamaşır yıkıyor ve dışarı çıkıyorum. Nereye gideyim?
Then come the dreams, and waking up... and getting up, eating, washing, going out... where should I go?
Sabah kalkıyorum, sonra bir bakmışım yatma vakti gelmiş.
I get up in the morning, then suddenly it's time to go to bed.
Hayır, kalkıyorum.
No, I'll get up.
Düşüyorum, kalkıyorum, tekrar düşüyorum.
Falling, getting up, and falling again.
Kalkıyorum.
I'll get up.
Yemin ederim kalkıyorum.
I swear I'll get up. I'll get dressed.
Bir şekilde yataktan kalkıyorum, dışarıda ay ışı var.
Somehow, I get out of bed, it's moonlight.
Tamam kalkıyorum.
Yeah, I will.
Sabah kalkıyorum.
I wake up in the morning.
Erken kalkıyorum.
I'm an early bird.
Tamam, kalkıyorum.
Okay, I'm coming.
Sonra kalkıyorum bu odaya geliyorum.
I rise and come to this room.
Bir tek ben mi erken kalkıyorum yani?
Mine will start at tomorrow noon too.
Eğer yapmazsam 3-4 kez kalkıyorum, ve o zaman dondurucu yere, koridorun sonuna gitmek zorundasın.
But if I don't I can get up 3 or 4 times, and you have to go to the end of the corridor, where is freezing.
ve kalkıyorum, yataktan kalkmak için çok iyi bir nedenim oluyor, taki, hatırlayana kadar.
And I get up, and there's a very good reason for getting out of bed, until, of course, I remember.
Akşam 10'a kadar okuldayım, sabah da 7'de kalkıyorum.
I'm in class till 10 : 00 p.m., and I get up at 7 : 00.
Ben kalkıyorum.
I stand up.
Ben kalkıyorum!
I stand up!
Pek iyi hissetmiyorum, kalkıyorum izninizle.
I'll leave you now : I'm not feeling too well :
Önemli değil, Kalkıyorum.
That's okay, I was just leaving.
Ayağa kalkıyorum, ve size doğru uçuyorum.
And then I'd just stand up and? oat towards you.
Sabahları erken kalkıyorum ve Serginho'nun evine yürüyorum.
I usually wake up earlier and walk up to Serginho's house.
Kalkıyorum.
I'm getting up.
Evet... Kalkıyorum...
Yes, I'm going.
- Kalkıyorum.
- I'll get up.
Burası sekiz üç beş Romeo, kalkıyorum.
- 835 Romeo, take-off.
Seni uyarıyorum, sakın beni bırakmaya kalkışma!
I'm warning you, don't you dare leave me!
Kalkıp, bütün o aptalca rüya için Sereny Harper'e gidiyorum ve farkına varıyorum ki, Bayan Harper, Joe'dan senin o gece burada olduğunu ve bizim bütün konuşmalarımızı duyduğunu öğrenmiş!
Here I go over to Sereny Harper with all that rubbish about that dream, and, lo and behold, she found out from Joe you was over here and heard all the talk we had that night!
İntihara kalkıştığında niye hor görüp, yapmayınca gururlanamıyorum?
Why couldn't I sneer when he tries to kill himself, feel proud when he doesn't?
Oh, Matthews, Sanıyorum ki... Leydi hazretleri kalkıyorlar. Eşlik eder misin?
Oh, Matthews, I had the impression that her Ladyship wishes to be taken to her carriage.
Kalkış yapamıyorum!
I can't take off!
Seni uyarıyorum, sakın bir şeye kalkışma.
I'm telling you, don't you try anything.
Burada iyi bir işim var... Para oluk gibi akıyor... Kalkıp böyle bir işe karışıyorum.
Here I am with a good business money rolling in I gotta get mixed up in a thing like this.
Kim oluyorum da, Angela ile evlenmeye kalkışıyorum?
Who am I to think of marrying Angela?
Ayağa kalkıp dışarı çıkışını hayal meyal hatırlıyorum.
I vaguely remember his getting up and going out.
Bazı kızların neden böyle bir işe kalkıştıklarını anlamıyorum, gerçekten anlamıyorum.
Some of those girls, I don't know why they ever went into this sort of thing, I don't really.
Çok yorucu bir hayatım var. Birkaç liret kazanmak için... sabah 5'te kalkıp Luigi'ye kahvaltı hazırlıyorum.
I live this weary life, up every morning at 5 : 00... to prepare the breakfast for Luigi, to earn a few lire extra.
Sanıyorum bu sizin kalkınma dediğiniz şey oluyor, değil mi
I expect that's what you call progress, isn't it?
Sabahın köründe kalkıp bütün işleri yapıyorum sana ne yapacağını söylüyorum.
An old hag running round the house, getting you up in the morning at the crack of dawn, telling you what to do?
3 Eylül olduğunu hatırlıyorum çünkü tren okuldan bir hafta önce kalkıyordu, ben de Colorado'ya gidip, Pike Tepesine dırmandım.
It was September 3rd. It was a week before school started, and I clumb Pike's Peak.
Varsh'ın bile cinayete kalkışacağını sanmıyorum.
I don't think even Varsh would attempt murder.
Oturumu başlatıyorum. Ayağa kalkın.
The court is in session.
Kocan olarak sana yalvarıyorum, lütfen ayağa kalk.
As your husband, please, I beg you to stand.
- Kalkıyorum.
- I'm getting...
Evet, ama Lara Florakis'in ölümü bu dolarlarla bağlantılıysa şimdi Cleo Dupont'u neden öldürmeye kalkıştılar anlamıyorum.
Yes, but if Lara Florakis's death is connected to those dollars, I don't understand why they've now tried to kill Cleo Dupont.