English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ K ] / Komiser

Komiser Çeviri İngilizce

7,789 parallel translation
Henüz değil, Komiser. Halk onu aradığımı öğrenmeden, Weller'ın yerini belirlemek istiyorum.
I want to locate Weller before the public knows I'm looking for him.
Yanında bir çocuk var, Komiser.
He's got a child with him, lieutenant.
Pekala, Komiser Tao, kaçırılmış çocuk alarmını yolla ve pozisyonunu al.
All right, Lieutenant Tao, send out the Amber alert and get into position.
Uyuşacak, Komiser.
It will, lieutenant. Don't worry.
Haklısın. Teşekkür ederim, Komiser... her şey için.
Thank you, lieutenant... for everything.
Komiser Cooper, operasyonunun Gizli İstihbarat müfettişi olacak.
Lieutenant Cooper will be the S.I.S. Supervisor on your operation.
Komiser Provenza, bu plastik örtü...
Lieutenant Provenza, this plastic...
Şefim, Komiser Cooper'a sorsanız, burada ses de alabilseydim...
Chief, if you could ask Lieutenant Cooper if I might have sound in here, as well as v...
Komiser Provenza, Julio ile birlikte Bayan Garcia'ya bir uğrasanız ya?
Lieutenant Provenza, why don't you and Julio take a run at Miss Garcia?
- Bu bir müzakere değil, Komiser Cooper.
- Captain, I'm not sure this is the time we... This is not a negotiation, Lieutenant Cooper.
Çok fazla yakınız, komiser...
We're too close, lieutenant...
Ben hazırım, komiser.
I'm ready, lieutenant.
Komiser.
Lieutenant.
Komiser, senin için ne yapabilirim?
Lieutenant, what can I do for you?
Koridorun sonundayız, komiser!
Down the hall, lieutenant!
Komiser Provenza neden burada?
Why is Lieutenant Provenza here?
Komiser tamam diyor.
Captain approves.
Komiser, az önce Kira Larsen'i kişisel iletişim aygıtından sinyal yakaladık.
Captain, we just intercepted a signal from Kira Larsen's personal comm.
Benimle konuştu komiser.
This morning. He spoke to me, Commissioner.
Kapıyı açayım. Komiser...
Allow me.
- Komiser, bu ne sürpriz.
Commissioner, what a surprise.
Komiser, anlamıyorum.
Commissioner, I don't understand.
Komiser, bu sizin komploya dönüştürdüğünüz sıradan bir tesadüf gibi görünüyor.
Commissioner, this sounds like a coincidence that you are turning into a conspiracy.
Komiser Fontaine.
Commissioner Fontaine.
Komiser Fontaine, ben Rosemary Woodhouse.
Commissioner Fontaine, it's Rosemary Woodhouse.
Benim söyleyeceklerim bu kadar komiser.
My hand is out, monsieur le commissaire.
Komiser Fontaine Paris Emniyet Müdürü'dür.
Commissioner Fontaine is the head of police in Paris. Oh.
Komiser Fontaine kaldığınız yerden bir kaza ihbarı aldıklarını söyledi.
Commissioner Fontaine said the police responded to an accident at your residence.
- Komiser?
- Commissioner?
- Komiser Voight burada mı?
- Is Sergeant Voight here?
Şimdi o fotoğrafları direkt yukarıdaki komiser yardımcısına gönderebilirim ama kariyerin için pek iyi olmaz, değil mi?
Now, I can forward those pictures right up to the deputy chief, but that wouldn't be too good for your career, now, would it?
Komiser yardımcısından.
Deputy chief.
Komiser Skinner burada değil.
Lieutenant Skinner isn't here.
Milletvekili komiser o otopsiyi katılmak istedim.
Deputy commissioner said he wanted to attend the autopsy.
John bana Komiser Skinner hakkında bir söylenti olduğunu söyledi.
John tells me there's a rumor going around about a Lieutenant Skinner.
Komiser Skinner'ın ölüm sebebi kendi kafasına sıktığı kurşun yüzünden.
Lieutenant Skinner's cause of death was a self-inflicted gunshot wound to the head.
Anladığım kadarıyla Komiser Skinner ile bir ilişkin varmış.
You had a personal relationship with Lt. Skinner, from what I understand.
- Peralta. - Baş komiser Holt.
Captain Holt.
Yüksekten uçuyorum, komiser yardımcısı. Ve de hiç aşağı inmeye niyetim yok.
I'm flying high, sergeant, and I'm never coming down.
Santiago bir gün baş komiser olmak istiyor.
Santiago wants to make Captain one day.
Baş komiser Holt'un kocası.
He's captain holt's husband.
Baş komiser olan Raymond Holt.
Captain raymond holt.
Baş komiser yardımcısı, ben neden buradayım?
Sergeant, why am I here?
- Baş komiser.
( all ) captain.
Polis hikâyelerimizi anlatamıyoruz, Kevin beni sevimli bulmuyor ve yerli İngiliz konuşmacısı Baş komiser Holt'u "komik" olduğundan bahsetti.
We can't tell cop stories, kevin doesn't find me charming, And a native english speaker referred to captain holt
Baş komiser Holt'la birlikte çalışıyorum.
I work with captain holt.
En azından Baş komiser güvenini kırdığımız için bizi evinden kovmadan hemen önce bizi sevdiğini söyledi.
I wheeze-cried myself to sleep. Well, at least captain said he liked us, Right before he kicked us out of his house
Size bildirmek istedim, az önce Komiser Cooper ile telefonda görüştüm.
I wanted to let you know
- Baş komiser beni buraya koydu.
The Captain put me here.
Siz ve Baş komiser köşeye atılmıştınız.
About that photo in your library- -
Telafi etmek isterim. Baş komiser, bize katıldığınız için teşekkürler.
I'd like to make it up to you.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]