Konus Çeviri İngilizce
18,471 parallel translation
Coulson, açık konuş benimle.
Coulson, you need to level with me right now.
Konuş, seni pislik!
Talk, scum!
Konuş, Warig.
Talk, Warig.
Onunla konuş Babs.
Talk to him, Babs.
Konuş hemen yoksa onlara yem ederim seni.
Speak. Now... or I will feed you to them.
Ne nüfuzun varsa kullan, ne kadar paran varsa ortaya dök. Kaptanla konuş ve son hızla gitmemizi söyle.
What influence you have, whatever money you can use, talk to the captain, tell him to put on all speed.
Konuş benimle.
Babe, talk to me.
Sen onunla konuş. Anlaşılan önemli bir mevzu.
Talk to him, it sounds important.
Konuş onunla.
Talk to him.
Bunu benimle konuş.
Just talk this through with me.
Konuş benimle.
So talk to me.
Andy! Konuş benimle dostum.
Andy!
- Konuş benimle.
Hey. Talk to me.
Konuş benimle.
Talk to me.
Konuş benimle.
Say something.
Şu insanları ne kadar da mutlu ettiğine bir baksana. Konuş benimle.
Talk to me- - it's your buddy Griff.
- Saçmalamak istiyorsan ağaçlarla konuş.
You wanna talk nonsense, you go tell the trees.
Lafını bil de konuş.
You better watch your mouth.
I onunla konuş gidebiliriz.
What? I could go talk to her.
Konuş benimle.
Come and talk to me.
- Git konuş işte.
- Just talk to him.
Konuş onunla.
Talk to her.
Konuş benimle.
Just speak to me.
- Doğru dürüst konuş...
- Talk properly...
- Sen kes sesini! Nazikçe konuş!
Talk softly!
Oğlum, konuş benimle.
Son, son, please talk to me. - Talk to me, please.
Konuş lütfen.
- God help us, he's bleeding -
- Canım, kendi adına konuş.
- Speak for yourself, darling.
- Konuş Marika'yla.
- Talk to Marika.
Konuş... Gözbağınızı çıkarırsanız, buradan ayrılmanız istenir.
Do not you will be asked to leave.
Konuş onunla..
Talk to him,
Açık konuş.
Tell me true.
Konuş onlarla.
Talk to'em.
- Git de adamınla konuş.
- Go talk to your boy.
Jake, konuş benimle.
Jake, talk to me.
Konuş böyle.
Yeah, keep talking shit.
Konuş Grotto.
Stop talking, Grotto.
Amerikan yerlisi arkadaşlarınla konuş.
It's a bad term. Talk to your Native American friends.
İyi o zaman, onunla sen konuş.
Fine, then you go talk to her.
- Lütfen annemle konuş.
Please go and talk to her.
- Konuş yoksa yarınki sınava girmem.
Talk to her or I won't sit the exam tomorrow.
Ama konuş, lütfen. Bu akşam hallet bu işi. Bana şantaj mı yapıyorsun?
But please do it.
Açık ve net konuş ulan.
Tell me fucking straight.
Onunla güzel konuş... Hayatım.
Talk nicely to her... darling.
Dur ve konuş benimle.
Stay and talk to me.
Konuş.
Talk.
- Gidip konuş onunla.
Go talk to him.
Anladığımız dilden konuş velet.
English, haircut.
Yunanca bilmiyormuşum gibi konuş benimle.
Pretend for a minute that I don't speak Greek.
O zaman bilginin el verdiği şeylerden konuş.
Then maybe stick within the limits of your intellectual capacity.
Konuş o zaman.
Then talk.
konuşacağım 73
konuşmak 63
konuşalım 186
konuş 892
konuşmalıyız 270
konuşacak 21
konuşacağız 38
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşmak 63
konuşalım 186
konuş 892
konuşmalıyız 270
konuşacak 21
konuşacağız 38
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşuyor 62
konuşma 379
konuşmuyor 31
konuştuk 50
konuşmak istemiyor musun 16
konuşsana 113
konuş benimle 497
konuşmuyoruz 17
konuşacaksın 18
konuşuyoruz 54
konuşma 379
konuşmuyor 31
konuştuk 50
konuşmak istemiyor musun 16
konuşsana 113
konuş benimle 497
konuşmuyoruz 17
konuşacaksın 18
konuşuyoruz 54
konuşur 18
konuşabiliriz 58
konuşmak ister misin 79
konuşmak istemiyorum 89
konuştum 61
konuştu 45
konuşmadım 21
konuşun 135
konuşmayın 43
konuşalım mı 16
konuşabiliriz 58
konuşmak ister misin 79
konuşmak istemiyorum 89
konuştum 61
konuştu 45
konuşmadım 21
konuşun 135
konuşmayın 43
konuşalım mı 16