English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ K ] / Konuşacak çok şeyimiz var

Konuşacak çok şeyimiz var Çeviri İngilizce

309 parallel translation
Erkeklerden ve ülkelerden, aşktan ve nezaketten bahsettik ama hâlâ konuşacak çok şeyimiz var.
I feel that we have much to say to each other. We've but broached the talk of men and countries, of love and manners.
Konuşacak çok şeyimiz var fakat şimdi benimle gelmeni istiyorum.
We have a lot to catch up, but I want you to come with me now
Konuşacak çok şeyimiz var.
I've got a lot to talk to you about.
Gel, Seth. Konuşacak çok şeyimiz var.
We have so much to talk about.
Konuşacak çok şeyimiz var.
We got a lot of things to talk about.
Konuşacak çok şeyimiz var.
We've got some more talking to do.
Konuşacak çok şeyimiz var.
We have a lot to discuss.
Konuşacak çok şeyimiz var.
We got a lot to talk about.
Konuşacak çok şeyimiz var, değil mi, ihtiyar?
We've got a lot to talk over, haven't we, old man.
Konuşacak çok şeyimiz var.
We've got lots to talk about.
Bay Forrester ve benim konuşacak çok şeyimiz var.
Mr. Forrester and I... got lots to talk about.
Konuşacak çok şeyimiz var.
We have a lot to talk about.
Konuşacak çok şeyimiz var.
We've much to talk about.
- Konuşacak çok şeyimiz var.
We've got a lot to talk about.
Ken, konuşacak çok şeyimiz var.
Ken, we have so much to talk about.
Konuşacak çok şeyimiz var.
There's so much to talk about.
Konuşacak çok şeyimiz var.
We do have much to talk about.
Konuşacak çok şeyimiz var. Boşanma...
- To talk about the divorce.
Konuşacak çok şeyimiz var.
We've got plenty to talk about
Fakat daha konuşacak çok şeyimiz var.
Oh, but there's still a lot we have to talk about.
Konuşacak çok şeyimiz var.
We've such a lot to catch up on.
Onunla konuşacak çok şeyimiz var ve sesim farklı geliyorsa sebebi, üç hafta önce kapının önüne koyduğu adam değilim artık.
Tell her if I sound different to her, it's because I'm not the same man she threw out three weeks ago.
Sizinle benim konuşacak çok şeyimiz var.
You and me, we have a lot to talk about.
Konuşacak çok şeyimiz var sanırım.
We have much to talk about, I think.
Anne, Loredana bu gece gidiyor ve daha konuşacak çok şeyimiz var.
Mum, Loredana's leaving tonight and we've got a lot to talk about.
Konuşacak çok şeyimiz var. Ama alârmlar arası vakit buldukça öksüz gemisine giderek yapamam bunu.
We've got a lot of catching up to do and I can't do that if I'm shuttling over to the orphan ship.
Biliyorum konuşacak çok şeyimiz var.
I know we got a lot to talk about.
Konuşacak çok şeyimiz var.
We've much to discuss.
Konuşacak çok şeyimiz var.
We have lots to talk about.
Konuşacak çok şeyimiz var.
We ´ d have lots to talk about.
Konuşacak çok şeyimiz var.
We do have a lot to talk about.
Konuşacak çok şeyimiz var Bay Barclay.
Where would the Captain be?
Konuşacak çok şeyimiz var.
We've a lot to go over.
Sen ve benim konuşacak çok şeyimiz var.
YOU AND I HAVE A GREAT DEAL TO TALK ABOUT.
- Sizinle konuşacak çok şeyimiz var.
- You and I have a lot to talk about.
Konuşacak çok şeyimiz var.
It says that fuse is from a Saigon manufacturer.
Konuşacak çok şeyimiz var Bay Barclay.
We have a lot to talk about, Mr. Barclay.
Kaptanınızın ve benim konuşacak çok şeyimiz var.
Your captain and I have a lot to cover.
Konuşacak çok şeyimiz var.
We've a Iot of catching up to do.
- Konuşacak çok şeyimiz var. - Evet.
- We have a lot to talk about.
Konuşacak çok şeyimiz var.
We have so much to catch up on.
Konuşacak çok şeyimiz var.
And I know we'd have a lot to talk about.
Konuşacak çok şeyimiz var.
Got a lot to talk about.
Konuşacak çok şeyimiz var ahbap.
We have a lot to talk about, man.
Worf ile konuşacak çok şeyimiz var.
Worf and I have much to discuss.
Fakat konuşacak daha çok şeyimiz var, değil mi?
But we still have so much to talk about, haven't we?
Çok fazla ortak yönümüz ve konuşacak çok şeyimiz var.
We have so much in common, Mr. Bond.
Eh, anlaşılan konuşacak çok az şeyimiz var.
Well, I can see we have very little to talk about.
ikimiz hakkinda konusacak çok seyimiz var.
We have a lot to talk about, you and I.
Konuşacak o kadar çok şeyimiz var ki.
We have so many things to talk about.
Konuşacak... çok şeyimiz var.
We have a lot... to talk about.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]