Miserables Çeviri İngilizce
71 parallel translation
"Sefiller" gibi bir şey.
Something like "Les Miserables"
Sefilleri okuduğumuzu hatırlıyor musunuz?
Do you remember when we read Les miserables?
o galiba anladı ki kendisi zavallıların çobanı olması gerektiğini, çünkü antik dünya onlara ait.
seems to understand that he must be the shepherd of the miserables, because the antique word belongs to them.
onu iyi biliyorum, Kruşçev yoldaşım, görsel bir evhamdı, ve, tam tersi, aramızdaki uçurum daha büyük ve onarılamazdır. Evrende uçuyoruz ve zavallı milyar insanlar hala dünyaya bağlı duruyor, umutsuz sinekler gibi.
I know, comrade Krouchtchev, that this was an optical illusion, and, on the contrary, immense and irremediable is the abyss between us who fly the cosmos, and the billions of miserables attached to the earth
İşte, Sefiller.
There, Les Miserables.
Rüzgâr Gibi Geçti'yi Victor Hugo'dan Sefiller'i, Fransız Teğmenin Kadını'nı aldınız.
That's right, sir. You get'Gone with the Wind','Les Miserables'by Victor Hugo,
Bayan Brown kızlara "Sefiller" in İngilizce çevirisini okuttu.
Mrs Brown had made the girls read... "Les miserables" in english.
"Sefiller" i okumuş olmalısın?
You must've read "Les Miserables"'?
Yolda Sefilleri okuyacak zamanımız da olur...
On the road, I'd have time to read "The Miserables"
Şimdi Sefillere dönelim.
Lets get back to "Les Miserables"
Sefiller var mı?
Do they have "The Miserables"
Neden her şeyi Sefiller ile kıyaslıyorsun? Biraz garip geliyor.
Why do you compare everything to "the Miserables" It's quite weird.
Sefillerin peşine düşmek demek seni kurtaracakları anlamına gelmez.
Because it's your job to hunt down the Miserables Doesn't mean they can save you.
Erkekler umutsuz ve kadınlar ekmek için kendini satıyorsa çocuklar açlıktan kıvranıyorsa Sefiller kapıya dayanmış demektir.
When men are desperate and women sell themselves for bread. When children suffer. "The Miserables" come knocking at the door.
Victor Hugo Sefilleri bitirdiğinde 60 yaşındaydı.
Victor Hugo was 60 years old when he finished Les Miserables.
Hey, hey Babette böyle şeyleri "Sefiller" in önüde konuşmayacağımıza dair söz vermiştik.
Now, now, Babette we promised not to speak of such things in front of Les Miserables.
- Les Miserables?
Les Miserables?
Sefiller.
Les Miserables.
- Sefiller mi? - Biliyor musun?
Les Miserables?
Sefiller polisle ilgili değil.
Les Miserables isn't about the policeman.
Hey, bu iş bittiğinde, gidip Sefilleri seyredelim mi?
Hey. When this has blown over, let's go see Les Miserables.
Sefillerdi.
That's Les Miserables.
Sadece Sefilleri mi?
- On Les Miserables?
Öte yandan, bizim gibi fakirler de atalarımızın bu toprakları yoksullardan nasıl aldığını hatırlıyor.
But we remember the manner in which abducted sisters of our land. Les Miserables and remember him too.
O yüzden yoksullarla konuşup onlara başka bir seçenek olmadığını anlatmamız gerek.
So we need to talk to Les Miserables To talk and explain that This is not an option.
Sorun şu ki, yoksulların beklemeyeceğini biliyoruz.
Problem is that we know Les Miserables
Çok mutsuzluk verici.
Les Miserables
Aman Tanrım, Brian'ın beni Les MiserabIes'i görmeye götürdüğü zamandan bu yana hiç bu kadar heyecanlanmamıştım.
My God, I haven't been this exhilarated since Brian took me to see Les Miserables.
Hepsi Sinirli, Solgun ve Perişan..
They are all... depressed, whites, miserables...
Benim "Les Miserables" ımı duydun mu?
Did you hear my Les Miserables in August?
Pazartesi geldiğinde, Maggie'nin diğer sefillerinden bir farkımız yoktu.
When Monday arrived, we were no different from any of the rest of Maggie's miserables.
Yazık, "Sefiller". Hakikaten sefillik yani.
" The Miserables, he's really miserable.
Les Misérables 25 yaşında ve hala gencecik!
Well, Les Miserables is 25 years young!
Orijinal kadroyu, şu anda Londra'daki en iyi iki kumpanyayı, bizim bu gece sahne alan inanılmaz kadromuzu burada görünce anladım ki, onlarla sadece
I realised, over the Iast few days, seeing the original cast here, the two wonderful London companies at the moment, and our extraordinary cast tonight, that I've not only shared Les Miserables with them,
Hepimiz Les Misérables'ı seviyoruz.
We love Les Miserables.
Bayanlar ve baylar, Les Misérables'ın yazarları.
Ladies and gentlemen, the authors of Les Miserables.
Bazen kendimi Sefiller'deki adam sanıyorum.
I'm sorry. Some days I just feel like whatshisname in Les Misérables.
Pekâlâ Nick, Hugo'nun Sefiller'i yazması 16 yılını almıştı.
Well, Nick, it took Hugo 16 years to write Les Misérables.
Les Misérables ( Sefiller )'den.
It's from Les Misérables.
Bayan Josephine Potter... '"Sefiller"'den "'On My Own "'adlı şarkıyı söyleyecek.
Singing "On my Own" from Les Misérables Miss Josephine Potter.
Kendi iyilikleri için böyle bir şeye asla izin vermemeliler.
They must understand that dreamer idealists, those who say that love Les Miserables.
Bu öyküyü çoktan kafanızda yazdınız, değil mi Bayan Reed?
You've already written this story in your head, haven't you, Ms. Reed? It's Les Misérables.
İki kız arkadaş gibi konuşalım demişken Tanrı ve'Sefiller'dışında, Ivan ile sen nasıl uyumlu olabiliyorsunuz?
As long as we're speaking as girlfriends... aside from God and Les Misérables... how are you and Ivan compatible?
'Sefiller'i birbirlerine karşı silah olarak kullanıyorlardı.
Used copies of Les Misérables as weapons to bludgeon one another to death.
Kitabın adı "Sefiller".
This book is called "les misérables."
Neredeyse "Sefiller" kitabını okumaktan zevk alıyormuşsun gibi görünüyor.
It almost seems as though you're starting to enjoy "les misérables."
Sefiller, efendim.
Les Misérables, sir.
Sefiller.
Les Misérables.
"Sefiller".
"Les Misérables".
"Sefiller'i" okumak istemiyor!
She doesn't need to read "Les Misérables"!
Les Misérables'ı değil, kariyerimin büyük bir çoğunluğunu paylaştım.
I've shared most of my professional life with them.