Ne bileyim Çeviri İngilizce
4,639 parallel translation
! Ne bileyim.
I don't know.
Ne bileyim.
I don't know, whether...
O da senin gibi mi yoksa ne bileyim, ne denir ki?
So is she like you or is she like, I don't know, what do you call it?
Ne bileyim, bir labirent falan olur diyordum ben.
I just sort of thought there'd be a maze or something.
Ne bileyim!
I don't know!
Değildim ama ne bileyim...
Oh, no, I wasn't, but I don't know.
Belki de sadece çaylaklar. Ne bileyim.
Or maybe they're just fish.
Ne bileyim.
I don't know.
Ne bileyim ben!
I have no idea!
Bu dünya artık çürüyor. ... ve bu şişman kadınlar ya da ne bileyim kertenkere kızlar bunu değiştirmeyecek.
This world is dying, and all the fat ladies and lizard girls in the world ain't gonna change that.
Ne bileyim, deri gibi. Daha yumuşak ve daha tuzlu sanırım.
I don't know- - like skin, but softer and saltier, I think.
Sonra da işte, ne bileyim kullanırız.
And... To buy things with.
- Ne bileyim.
How do I know?
Ne bileyim, belki arkamızdakiler Japon Ordövr Tabağı ya da Philly Körili Biftek ister.
You know? Or I don't know. Maybe the car behind us maybe wants a Bento Box and a Philly Cheese Curry.
- Ne bileyim.
- No clue.
- Ne bileyim, kötü hissettim.
Oh, I don't know. I felt bad.
- Ben ne bileyim.
- I don't know.
Ne bileyim Carl.
I don't know, carl.
- Neden? - Ne bileyim.
Why?
Ne bileyim... Tuhaf mı geldi?
Oh, I don't know... strange to you?
Çocuk hizmetlerini ara ya da ne bileyim annesini falan çağır şunun.
Just call Child Services or get her mother.
Konuşmak istersen hani, ne bileyim... havadan sudan.
I'm a decent listener... if you ever want to talk about, you know... whatever.
Yeni gün, yeni şans falan, ne bileyim.
You know, another day is another chance at... something, I don't know.
Hiç ne bileyim, su aerobiği yapmayı falan düşündün mü?
Have you thought about, I don't know, water aerobics?
Ne bileyim, herkes gülüyordu.
I don't know. I mean, everybody else was.
- Ne bileyim.
~ I don't know.
Sonra da onlara nikâhlarını kıyamayacağımı söyledim çünkü ne bileyim, hiç doğru gelmedi bana.
So I bit the bullet and told them I could no longer take their wedding because, I don't know, it doesn't seem right, somehow.
Git kendine bir hobi edin, ne bileyim pul koleksiyonu falan yap.
Get yourself a hobby, I don't know... take up stamp collecting.
Dışarıya çıkmışken bir şeye ihtiyacın var mı? Diş macunu ya da ne bileyim çiklet falan?
Hey, you need anything while I'm out- - toothpaste or, I don't know, bubble gum?
Bugün kendini biraz gergin hisseden, ne bileyim, bir seyler paylasmak isteyen kimse var mi?
Yes... Do not know if there is someone else who knows that they are a bit like angry - - And who wants to share something now today, or...?
Nasıl biriyim? Kore'de nerede yaşardım? - Ne bileyim.
What kind of person I am... where I lived in Korea, well, what my family situation is.
- Ne bileyim.
I don't know, uh...
Bir çeşit vize ayarlar belki, ne bileyim. - Hayır.
Arrange some kind of special visa, I don't know what.
Şekersiz içmesi gerektiğini ne bileyim?
How was I supposed to know she needed sugar-free?
Yani ne bileyim. Belki de beklemelisin.
I mean, maybe you should just wait.
Ne bileyim ben?
You think I know?
Bir tane söylesene. Ya da ne bileyim hakkımda sevdiğin bir şey söyleyebilirsin.
Just name one or, I don't know, you could name something about me that you do like.
Ne bileyim, yap bir şeyler!
I don't know, just do something!
Ne bileyim, evet iyi gibi.
I don't know. Yeah. It looks pretty good, it looks pretty good.
Ne bileyim adam Fransız falandır işte...
Or something, why you asking...
Yani çıkmış, ne bileyim...
Well, was. I don't know.
Ne bileyim, yaklaşık olarak 50 metre.
I don't know. 50 meters, give or take.
Ne bileyim, şeytanın teki.
Oh, I don't know. She's pure evil.
Ne bileyim ben.
I don't know what they said.
Ne bileyim!
I do not know.
Yani, ne bileyim, New York Times ile mesela.
I don't know, "The New York Times."
- Eğer masaya yiyecek koyacaksa ve ne bileyim Jedi eğitimi için zaman yaratacaksa o zaman ben varım.
Hey, if it puts food on the table and frees up some time for, oh, I don't know, Jedi training, then I'm in.
- Ne bileyim.
I don't know.
- Ne bileyim, marketten falan.
Gee, I don't know, the grocery store?
- Hepsine, ne bileyim.
All of them, I don't know.
Yeter ki ne tarafa gittiğini bileyim. Bebek var, bebek yok.
Just let me know which way you're learning towards... baby, no baby.