Nısan Çeviri İngilizce
70,439 parallel translation
Sanırsam kız arkadaşını kurtarmak için yasa dışı bir şey yapmamız gerekiyor, değil mi?
And I assume saving your girlfriend requires us doing something... less than lawful?
Sanırım böyle bir şey olacağını her zaman biliyordum.
Well, I guess I always knew something like this would happen.
Buraya en son ziyaret ettiğinde burada bin tane cadının yanarak öldüğü umurumdamı sanıyorsun?
Do I want to know why your last visit to this field was around the same time a hundred witches burned to death?
Sanırım burada olmamalısın.
I-I think you shouldn't be in here.
Mine çiçeği uykusundaydın sanıyordum, Damon.
Thought you'd be sleeping off a vervain hangover, Damon.
Savaşmaya devam edersen ne olacağını sanıyorsun?
What do you think it's gonna feel like if you keep fighting?
Buradan çıkmana izin vereceğimizi sanıyorsan aklını kaçırmışsın.
You're crazy if you think we're letting you out of this cell.
Mesajımı almadın sanırım.
You must not have gotten the memo.
Sanırım Stefan'ı motive etmek için ne yaptığını bilmek istemiyorum.
Don't think I want to know what you did to motivate Stefan.
Sanıyorum alerjin olup olmadığını bilmiyorsundur.
I guess you wouldn't know if you're allergic to anything.
Benden sır saklamaya devam edebileceğini sanıyorsan, bana neden iblis dediklerini anlamamışsın.
If you think you can continue to harbor secrets from me, you truly do not understand why they call me the devil.
Sanırım semavi varlıklarla ile insanların bir araya gelmemesini söyleyeceksin.
So, I suppose you're gonna tell me humans and the divine don't mix.
Haklısın sanırım.
Yes, I suppose they could.
Anladığını sanıyordum.
I thought you understood.
Ne yaptığını sanıyorsun?
Hey, what the hell is this?
Onu bu işten uzak tutacağını sanıyordum.
I thought you were supposed to keep her out of this.
Sanırım o şeytanın mızrağı zehirliydi.
I think the... I think the demon's s-spear was poisoned.
Şanın yürüsün evlat!
Go for the glory, kid.
Onların iyi adamlar olduklarını biliyorum ama onlardan biraz uzak kalman sanırım daha iyi olacaktır.
I'm... Sure they're fine lads and all, but it might be best if you were to... Disengage from them a bit.
Güvende olduklarını sanıyorlar.
They think they're safe.
Hadi ama Mick güven olayını aştığımızı sanıyordum.
Gee, Mick, I thought we'd gotten past the trust issues.
Dr.Hess Londra'dan ayrılmadığınızı sanıyordum.
Dr. hess. I didn't think you left London.
Burada bir senin mi işleri batırdığını sanıyorsun?
You think you're the only one rolling snake eyes here?
Sanırım sonunda beni yakaladın.
Guess you finally caught me.
Sanırım Mary'nin görüntüsüne bürünmek seni eğlendiriyor ya da beni tereddüt edeceğim gibi bir düşünceye kapıldın.
I suppose it amuses you to take Mary's form, or perhaps you believe it will inspire a bit of hesitation on my part.
Buranın doğru yer olduğunu sanıyordum.
Thought this was the place...
Ketch ile sadece çalıştığını mı sanıyorsunuz?
And did you really think she was just "working" with ketch?
Sanırım size Amerikalı avcıların sonunun geldiğini söyledi.
And I suspect she told you that the American hunters are a dying breed.
Bunun için annemi ararsınız sanıyordum.
Thought you had mother for that.
Sanırım insanın evrimine bir patlama denebilir.
Guess you could call it a bump up in human evolution.
- Siz de oradaydınız sanırım.
You were there, we understand.
Benim davamı okumadınız sanırım.
Did you not even look at the details of my case?
Kadın polisin içine girmek beni rahatsız etmezdi sanırım.
I wouldn't mind being inside a police girl.
Aptalsın ama kendini zeki sanıyorsun.
You're stupid but you think you're smart.
Krediler ve ödenmemiş faturalarla dükkanın iflasa gittiğini bilmiyorum mu sanıyorsun?
Do you think I don't know all the loans and the unpaid bills this shitty little garage is drowning under?
Bunu sadece sana yaptığını sanıyordun. Ama yalnız değilmişsin.
You thought you were the only one he did this to, but you are not.
Kendini hepimizden iyi sanıyorsun ama senin de benden bir farkın yok.
I mean, you behave like you're better than the rest of us, but you're a girl on a till, same as me.
Siz oğlanlar, ufacık bebekler kendinizi adam sanıyorsunuz. Kızımın canını yaktınız.
You boys, you wee babies, that think they're men you hurt my girl.
Ne yaptığını sanıyorsun?
What you doing?
Bu puştların sizin için çukur kazma zahmetine gireceğini mi sanıyorsunuz?
You think these bastards will bother digging a hole for you?
- Sanırım ne planladığını biliyorum.
Well, I think I know what you plan.
Bu adamlara gümüş ve babanın intikamını almanın şanını vadettim.
I promised these men silver and the glory of avenging your father.
Baudelairelara en yakın kişi, saygıdeğer aktör ve yakışıklı adam Kont Olaf oluyor sanırım.
I think the person nearest to the Baudelaires is renowned actor and handsome man, Count Olaf.
Kendisine Kont Olaf denmesinden ötürü kafası çok karışan Stephano adındaki bir adamın, Sunny'nin küçük ayaklarından birine kazara bıçak düşürdüğünü ve bir parmağının koptuğunu hatırlıyorum.
I seem to recall a man named Stephano being so confused by being called Count Olaf that he accidentally dropped his knife on one of her little feet and severed one of her toes.
Kusura bakmayın Baudelairelar. Eve gelen bir adamdan korkmuşsunuz sanırım.
I am so sorry, Baudelaires, that you were frightened by that man who arrived earlier.
Sanırsın tekrar üniversite birde.
You sound like a freshman all over again.
Karalama kampanyasıyla durduracaklarını sanıyorlarsa başları büyük belada.
If they think a smear campaign is gonna stop me... They got another thing coming.
Tüm bildiğim bu. Onun adına çalışan insanların listesini istiyorum. - Yeter.
I don't know... he stole my fucking generator... that's all I know.
Kapını açık bırakmışsın! Serserinin teki evine girmiş! Bu yüzden tüm dünya sana karşı sanıyorsun!
You think just because you left your door wide open for some punk to stroll right in, that the universe now somehow revolves around you?
Ama mangalıma bir şey olmaması için 500 dolara ayarladığım bir zenciyi ailenin evine gönderip seninkilerin boğazını kestirmeyeceğimi sanıyorsan yanılıyorsun.
But if you think that I wouldn't buy some crackhead nigger for 500 bucks to come into your parents'house and slit their throat while they sleep... if it meant that I got to keep that grill, you got me mixed up with somebody else.
Ne yaptığını anlamadığımı mı sanıyorsun?
You think I don't know what this is?