English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ O ] / O halde

O halde Çeviri İngilizce

29,292 parallel translation
- O halde, katilimiz ya kurbanımızın alışkanlıklarını biliyormuş ya da onu oraya kadar takip etmiş.
So, either our killer knew our victim's habits Or followed him there.
O halde marka değiştirmeyi takmazsın.
Then you won't mind switching brands.
O halde GPS izleyici neden hâlâ otobüste olduğunu söylüyor?
Then why does the GPS tracker still say he's on it?
- O halde gidip bulacağız.
Well, then we're just gonna have to go find them.
- Tanışmaktan kastınız tesadüfen aynı fotoğrafta yer almaksa... o halde evet.
If met means accidentally ending up in the same photo as her, then... yes.
Madem kulak asmayacağız o halde neden çevre sorunları bölümü var?
Why have a department for environmental issues if we just ignore them?
Beni izleyin o halde.
Then follow me.
O halde...
Alright then
Devam edelim o halde.
Why don't we move on?
- Güzel. O halde doğru yerdeyim.
Then I'm in... yeah, I'm in the right room.
O halde ne istiyorsun?
So what the hell do you want?
Eğer onları öldürmek istiyorsan o halde öldür.
If you want to kill them, then do it.
O halde, beni durdurmayı deneyin.
Then, by all means, try and stop me.
Ontario'daki Trader Joe's'da buluşalım o halde?
Why don't we meet at the, uh, Trader Joe's on Ontario?
- O halde bir daha yapma.
Then don't do it anymore.
- O halde neden birlikteyiz ki?
Then why are we even going out?
O halde mükemmel bir ikiliyiz.
Then we're a perfect match.
Pekala, o halde Noah ve Ford'un yaptığı modeli test edelim.
Okay, let's just get this model made of Noah and Ford's design and test it.
O halde bu durumda...
Oh, well, in that case...
Son derece güçlü bir zehirdir 110 00 : 04 : 15,111 - - 00 : 04 : 18,779 Ama yine de yaşıyor, O halde bir açıklaman var herhalde.
It's extremely potent.
Tamam, Farklı bir yoldan gitmemiz gerekiyor o halde.
Okay, we got to go at this a different way.
Gerçeğe o halde.
To real.
- O halde sorunu anlamıyorum.
Then I don't understand the problem.
- O halde öğrenmeye başla.
Then find out about him.
O halde gidelim.
Then let's go.
Ben döneyim o halde.
I'd better get back.
- Git o halde seni tutan yok.
Then go, no one's stopping you.
İzlenmeyi sevdiğim iyi olmuş o halde.
Good thing I like being watched. Let's go home.
İyi o halde devam ediyoruz.
Okay. Good. Let's continue.
- Görüşmeniz kanıtlar hakkındaydı o halde?
So, this conversation must have been about the evidence?
- Kanıtlar aleyhinde demişsiniz kanıtları da konuşmuşsunuzdur o halde?
- Well, you said the evidence was against him, your son, so you must have been discussing the evidence?
- O halde burada ne yapıyoruz?
Okay. Then what else do we have to discuss?
Kanıtla o halde.
Then prove it.
O halde olay yerine gidip kanıtların düzgünce toplandığından emin olmak yeniden seçilmiş bir başsavcıdan yapması beklenen bir şey olmaz mı?
So, showing up at a crime scene, making sure evidence is collected properly... couldn't that be the action of a re-elected state's attorney wanting to ensure the-the highest standards?
Sorun çözüldü o halde.
Then that's that.
Kim o halde?
And who did?
- O halde siz de -
- So would you agree...
Peki, o halde hep gitmek istediğini söylediği bir yer olmalı.
All right, so there's gotta be a place she's always mentioned she wanted to go.
O halde ona sevgilerimi iletin.
Well, give her my love.
- O halde ne istiyorsun?
- So what do you want? - Okay.
O halde içeri girince size mesaj atacağım?
So I-I'll just text you guys when I'm inside?
Pekâlâ, o halde size yardım edemem.
Well, then I can't help you.
O halde gidip anlatalım.
Then, let's do that.
O halde doğru kişiye gelmişim.
Well, then, I've come to the right person.
O halde kızı önce biz bulalım.
Well, then, make sure we find her first.
- O halde ayrılık senin fikrin değildi?
- So this wasn't your idea?
O halde adamımız Sinnr'de.
So our man's on Sinnr.
Satılmadıklarını bildiğin halde... o kadar evi ne demeye aldın?
Why did you keep buying all those houses when you knew nothing was selling?
Bu kadar o halde.
So that's it, then.
O halde konuşma onlarla.
Then don't talk to them.
Tamam o halde.
OK, all right, well, if we start at the beginning.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]