Oksijenli Çeviri İngilizce
112 parallel translation
Bir kap temizle ve oksijenli su getir.
Clean out a bowl and bring it here, and a piece of carbolic soap.
Ne dediğini duydum seni oksijenli öpücük böceği.
- I heard what he said, - you peroxide kissing bug! - Edwina!
Yalnızca oksijenli su var.
I only have peroxide.
Oksijenli atmosfer.
Oxygen atmosphere.
Oksijenli-nitrojen atmosferi.
Oxygen-nitrogen atmosphere.
Kafama bir şişe oksijenli su dökecektir.
Nah. He'll pour a bottle of peroxide on my head.
Oxo boI oksijenli bir gezegendir. Orada 200'ünüze kadar hastalanmadan yaşayacaksınız!
Oxo is a planet with oxygen, where you'll live to be 200, free of sickness and infirmity!
Oksijenli suyunuz nerede acaba? "
Where do you keep the peroxide? "
Karbondioksit dışarı verilir... oksijenli kan ise damarlardan geçerek... sol kulakçığa... oradan da sol kapakçığa gelir, ve tekrar dışarı çıkar.
Carbon dioxide is exhaled... and oxygenated blood continues passing through the veins... into the left atrium... through the left ventricle, passing out again.
Onların kaçı oksijenli ortamda bulunabilir?
How many of those can exist in oxygen?
Ben, oksijenli su, yüksek topuklar ve bir'Dy-no-mite Jimmie JJ Walker " bebeği istiyorum.
Well, I want peroxide and high heels and a "Dy-no-mite Jimmie JJ Walker" doll.
Morarıyor çünkü yeteri kadar oksijenli kan dolaşımı olmuyor.
He turns blue because he's not getting enough oxygenated blood.
Yaşlı görünmek için saçını boyamış olsa da şimdi bana sadece oksijenli su ve Hollywood'a kaçan kızlar gibi geliyor.
Although she had bleached her hair white to appear older... it now spoke to me of peroxide... and girls who run away to Hollywood.
Ki bu sadece oksijenli yapıştırıcıların... havalı isminde başka bir şey değildir, tamam mı?
Which is really just a fancy-schmancy name... for any simple, oxygenated adhesive, right?
Hipotiroidizmde, oksijenli metabolizmanın oranına bakıyorum.
I'm checking the rate of oxygenated metabolism in hypothyroidism.
Kevin, uzun süre nefes alamayınca vücuda oksijenli kan pompalanmamış ve bazı sinir dokuları zayıflamış. - Onu ne zaman eve götürebileceğimi söyleyin.
Kevin stopped breathing long enough for unoxygenated blood to circulate, weakening some of the nerve tissue.
Birazcık oksijenli su koyarsak, iyi olur.
I'll put on some peroxide and you'll be fine.
Size oksijenli su falan getirdim.
I got you some peroxide and stuff.
- Oksijenli kan sızıyor.
- Leaking oxygenated blood.
Genetik olarak kendimizi değiştirebilirsek az oksijenli ince atmosferli yerlerde adapte olmamız kolaylaşacaktır.
Undaunted by the enormity of the task and the scepticism of his colleagues,
Tamam, manganez dioksite oksijenli su eklersek, bir gaz ortaya çıkar.
Okay, by adding hydrogen peroxide to the manganese dioxide, a gas is generated.
Aslında çok ilgimi çekiyor. İnsan dolaşım sisteminin oksijenli kan hücrelerini dokuz saniyede taşıması mesela.
I care plenty about math, like the nine seconds it takes the human circulatory system to exhaust its supply of oxygenated blood cells.
Elimdeki, konsantre oksijenli su.
This is concentrated hydrogen peroxide.
Önce, biraz oksijenli su.
First, a bit of peroxide.
Oksijenli su yok mu?
Don't you have hydrogen peroxide?
Kan lekesini oksijenli suyla çıkarabilirsin.
Club soda will get that blood out. [MAN GROANS]
Platin ve oksijenli sular sayesinde, bu günlerde sarışınlar eksik olmuyor.
What with platinum and peroxide, there's no lack of blondes these days.
Yeo-min, oksijenli su ve pamuk getir.
Yeo-min, bring some cotton and antiseptic.
O göğüs kaslarının büyük miktarlarda bol oksijenli kana ihtiyacı olacaktır.
Those chest muscles would need large quantities of oxygen-rich blood.
Oksijenli suyum bitiyor.
I'm running out of peroxide.
Bana da bir kaç yara bandı, bir şişe de oksijenli su versen ben de bu adayı yönetirim.
Hell, give me a couple of Band-Aids, a bottle of peroxide, I could run this island too.
Aşırı oksijenli atmosfer, böceklerin yetişmesine yardım ederken, Eklembacaklıların ise son derece değişken olmasını sağlamıştır.
The super oxygenated atmosphere, which has helped fuel the growth of the insects, the Arthropods, is highly volatile.
Öyleyse işsizsin ve oksijenli su alacak kadar bile paran yok.
Then you are unemployed. Yet you've still got enough money to buy peroxide.
Bir şişe oksijenli suyun yaptıklarına bak.
All it took was a bottle of peroxide.
Oksijenli su, ilk yardım seti falan var mı... gidip bir bak!
Go see if they got... See if they got some peroxide, first aid kit, anything!
Oksijenli su var mı?
Do you have any hydrogen peroxide?
Ve gitar çalmazken bu tek parça kristalden yapılma oksijenli el akvaryumu... koruyucuları giymek zorundasın, yoksa sigorta yanar.
And you must wear these protective solid crystal... oxygenating hand aquariums when not playing or the policy is void.
Bu yekpare kristal oksijenli el akvaryumları çıkmak nedir bilmiyor.
This solid crystal oxenagating hands aquariums won't comes off.
Oksijenli filtrasyon sistemi.
It's an oxygenation filtration system.
İçeri girdiğin zaman, odayı bol oksijenli bir plazmayla dolduracağız.
Once you're inside, we'll flood the chamber with an oxygen-rich plasma.
Aman çıkarken oksijenli kanla dolu koca kıçına kapı çarpmasın.
Don't let the door hit you on your big, oxygenated, blood-filled ass on the way out. You pushing it.
Beach Boy gibi olmak istemiş, bir şişe oksijenli su alıp saçlarının rengini açmıştı ve saçları parlak turuncu olmuştu.
( CHUCKLING ) He wanted to be a Beach Boy so he bought some hydrogen peroxide and bleached his hair and it'd come out bright orange.
Oksijenli su nerede?
Where's the solution?
- Oksijenli ve oksijensiz lütfen.
Aerobic and anaerobic, please.
( nitrogliserin, oksijen ile birleşince patlar )... ama onları da bir araya getirmeni önermem. Evet, nitrogliserin ( dinamitin temel yapı taşı ) ve peroksit ( oksijenli su ) arasında da var,...
Yeah, so do nitroglycerin and peroxide.
Öncelikle Oksijenli suyu deneyeceğim.
I'm going to try hydrogen peroxide first.
Oksijenli su.
Hydrogen peroxide.
Ben ne yapıyım, oksijenli su döktüm.
I doused it in iodine to stop it getting infected.
Biraz çamaşır suyu, biraz oksijenli su ve bolca limon bul.
Get your hands on some bleach, some hydrogen peroxide and a shitload of lime.
Onların kaçı oksijenli ortamda bulunabilir?
Nothing so grandiose. Just this.
Sende hemen koşup bana, ilk oksijenli suyumu almıştın!
[APPLAUSE]