English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ O ] / Okuyabiliyorum

Okuyabiliyorum Çeviri İngilizce

501 parallel translation
Niye burada yazanları okuyabiliyorum?
Why... am I... able to read right now?
Artık okuyabiliyorum ama niye hâlâ bir şey saplanmış gibi hissediyorum?
I can even read now... so why do I feel so plugged up as if something's still stuck?
Hee Joo'dan artık nefret etmiyorum, hatta okuyabiliyorum.
Since I no longer hate Hee Joo, and I can even read now.
Ama bütün hamlelerini okuyabiliyorum.
Still, I read all your moves.
Senin gözlerinden de, ona aşık olduğunu okuyabiliyorum.
And I can see by your eyes that you love him too.
Evet, o eski kitapların çoğunu okuyabiliyorum.
Oh, I can read - a lot of those old books.
Evet, önemli, kesinlikle ama artık görünce okuyabiliyorum
Yes, that's important, certainly but I can read at sight now.
Evet, buradan bile okuyabiliyorum.
Yes, I can even read them from here.
Düşüncelerinin çoğunu okuyabiliyorum.
I can read many of your thoughts.
Ayrıca, onun düşüncelerini okuyabiliyorum.
Besides, I can read her thoughts.
Çoğu zaman aklından ne geçtiğini okuyabiliyorum.
There are times when I can read your thoughts...
Hepinizin içindekileri okuyabiliyorum, kendiminkileri bile!
But I see through you, and through myself too!
Teşekkürler, okuyabiliyorum.
I can read, thank you.
10 yıldır ilk defa gözlüklerim olmadan okuyabiliyorum.
For the first time in ten years, I am able to see without my glasses.
ve ortadaki kıvrımlara baktığımda... adınızı hemen hemen okuyabiliyorum.
And on the scroll across the center... I can almost see your name.
Gözlerinden okuyabiliyorum.
I can see it in your eyes.
- Gözlerin de askı okuyabiliyorum evlat.
Look at you. Stammering like a lovesick swain.
Cahilim ama biraz okuyabiliyorum.
I'm not educated well, just read a couple of books.
Evet, birkaç dili okuyabiliyorum.
Why, yes, in several languages.
Fakat tabelayı rahatlıkla okuyabiliyorum.
I can read the chart with ease.
Aklından geçenleri kolaylıkla okuyabiliyorum. Bir aynada imişcesine net gözüküyor.
I can read your mind very easily as clear as a reflection in a mirror
Yıldızlarda okuyabiliyorum.
I read it in the stars.
Okuyabiliyorum.
I can read.
Sadece isimlerini okuyabiliyorum.
I can only read their names. I had it translated.
Biraz öğrenmiştim bir parça okuyabiliyorum hâlâ ama daha iyi öğrenmek istiyorum.
I learned some, I can still read a bit, but I want to learn it better
Sen dürüstsün, bunu gözlerinde okuyabiliyorum.
You are honest, I can see it in your eyes.
Yüzüne baktığımda karakterini okuyabiliyorum.
When I look at that face, I can read that character.
Haritadan okuyabiliyorum.
I can read a map.
- İçinizi okuyabiliyorum, Columbo.
- You are so transparent, Columbo.
Aklınızı okuyabiliyorum, Müfettiş.
And I can read your mind, Inspector.
yerleri okuyabiliyorum.
Catch up with my reading.
Yüzünden okuyabiliyorum.
I can see it on your face.
Yol boyunca, bana yetecek kadar sayfa okuyabiliyorum.
The ride allows me the dose of uninterrupted reading I like to take in at one time.
Hiç de değil, aslında parmaklarımla çok iyi okuyabiliyorum.
Not at all. Actually, I read very well with my fingertips.
O kadar kötü yazmışım ki kendi yazımı zor okuyabiliyorum.
I can barely read my own writing.
Ama ben okuyabiliyorum.
But I can read.
Seni bir kitap gibi okuyabiliyorum, Bay Crewe.
I read you like a book, Mister Crewe.
Gözlerinizden okuyabiliyorum.
I can see it in your eyes.
- İngilizce okuyabiliyorum, tamam.
- I can read English all right.
Senin içini okuyabiliyorum!
I can see through you!
Rüyamda Dünyaların Kitabını okuyabiliyorum.
In my dream I could read the Book of Worlds.
- Okuyabiliyorum dedim!
- I said I can read!
Evet okuyabiliyorum, yüzbaşı.
Yes, I read, Captain.
Düşüncelerinden okuyabiliyorum bunu.
I read it in their thoughts
Bunu okuyabiliyorum.
I can read it.
Seni gözlerinden okuyabiliyorum.
I see it in your eyes.
Burada en azından okuyabiliyorum.
At least in here I can read.
İlk iki satırı okuyabiliyorum ve ikinci sayfada, ortadaki cümleleri ve birkaç tane de son sayfada.
Well, I can read the first two lines and these in the middle of the second page and one or two at the end,
Harfleri okuyabiliyorum.
I can read now.
- Bal gibi de okuyabiliyorum!
- Sure I can.
- Okuyabiliyorum.
- I can read.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]