English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ O ] / Olmazsa

Olmazsa Çeviri İngilizce

8,292 parallel translation
Eğer bu mesajı başkalarıyla paylaşma şansınız olmazsa, o zaman isyankarlar şimdiden kazanmış demektir.
If you do not have a chance to share this message with others, then the rebels have already won.
Eğer yeteri kadar nem olmazsa filiz çiçek açmaz.
Not enough humidity, and the scion won't flower.
Hava geçirmeyen bir şişe olmazsa işe yaramaz.
No good if we can't get an airtight seal.
Hiç olmazsa dışarı çıkıp neyin ne olduğunu bir araştırmamız lazım.
At the very least, we need to get out there and investigate, find out what this is all about.
Çünkü hiçbir şey olmazsa, devletle ilişkili tüm Amerikalılar buna siz de dahil, aptal gibi görünecek.
'Cause if something isn't done, every American down here associated with the government is gonna look like a fool, including you.
- Bay Lascelles burada olmazsa bir başıma kalırım.
If I did not have Mr Lascelles, I would be quite alone.
Bir şey olmazsa, öbürü oluyor.
If it's not one thing, it's another.
Gizlilik olmazsa hepimiz ölürüz.
Without secrecy, we are all dead.
Söylemesi zor ama tedavi olmazsa daha hızlı olur.
It's hard to say, but it'll be quicker without the treatment.
Ne yaparsınız, işimizin olmazsa olması bunlar.
We get the drunks in here, they get all ornery and confused. What are you gonna do? It comes with the territory.
Şayet zamanlaman doğru olmazsa yakalaman mümkün olmaz.
You can't get him if timing's not right.
Bir de şey... Çok zahmet olmazsa geldiği zaman bizimle bir çay içer misiniz bir ara?
And... would you be willing... if it's not too much trouble... to have tea with us sometime, when she's in?
Hiç olmazsa taşra hayatından sıyrılmış olur biraz.
Makes a... change from the country at any rate.
Eğer elleri olmazsa.. .. kendisini nasıl koruyabilir?
How can he defend himself if he doesn't have his hands?
Maske olmazsa saatler içinde ölürüz.
Without a mask, we're dead in hours.
Ailenizin ziyarete gelip sizleri görebilir. Eğer gelen giden olmazsa bunun tek nedeni muhtemelen yoğun olduklarındandır.
Your family is allowed to come and see you, but if they never do... that's probably just'cause they're too busy.
Kamyonetle kasabadaki elektronikçiye gitmemiz gerektiği söylendi eğer sorun olmazsa seninle gideceğim.
They told me to tell you that we need to take the van into town to the hardware store, and I'm gonna go with you, if that's okay.
O da olmazsa Pszczyna'ya gideceğiz.
If not, we'll go to Pszczyna.
Eğer sorun olmazsa, bakmam gereken eski bir dava var.
Got an old case to check on, if that's all right.
Önce numaramı yazayım hiç olmazsa.
Let me put my number in first, it's the least I can do.
Viski sudan yapılır. Su olmazsa viski de olmaz!
Whisky is made from water there can be no whisky without water!
Tabii o zamana bir sürü çocuğumuz olmazsa.
You know, unless we got a whole litter of kids by then.
- Şayet, beş dakika içersinde olay yerinde olmazsa...
- If he isn't at the scene in five minutes...
Bir şanssızlık olmazsa, bir saat sonra, oradayız.
With any luck we're about an hour away.
- Zahmet olmazsa.
- Do you mind?
Ama mucize olmazsa, davan bir jüri tarafından karar verilecek.
I will file every motion I can to slow the process down, but barring a miracle, your case is gonna be decided by a jury.
Binlerce olmazsa ise yaramaz.
Not unless we had a mountain of it.
Hiç olmazsa elimden bu kadarı gelsin.
[Ana] Well that is the least I can do.
- Miras olmazsa olmaz.
Got to have a legacy.
O olmazsa da Hanson Kardeşler'den biriyle. "
" and, if not, one of the hanson brothers.
Geçmiş olmazsa, düşünecek bir şey de olmaz. Bırak birileri düşünsün.
Without the past, there would be nothing to think about, let alone someone to think it.
O yüzden sorun olmazsa, seni halüsinasyon olarak varsayacağım.
So if you do not mind, I prefer to assume you're a hallucination.
Olmazsa tuvaletlerin boyutları fırınları patlatmaya bu çok mümkün değil.
Well... Unless the toilet's the size of blasting furnaces, that's highly unlikely.
Bugün olmazsa, yarın sabah.
If not today, tomorrow morning.
Olmazsa olmaz.
They're a must.
Bayrak olmazsa, gittiğimize dair kanıt da olmaz.
No flag, no proof we were there.
Ve Corrigan'ın eylemlerinin bir bedeli olmazsa halkımın bir çoğu ihanete uğramış hissedecektir.
And if there is no cost to Corrigan's actions, many of my people will feel betrayed.
Eğer hiç kimse bir şeye sahip olmazsa hiçbir şey satılık olamaz.
If no one owns something, it can't ever be for sale.
Düzelme olmazsa sünükleri deneriz.
If there is no improvement, we will turn to leeches.
- Zalimlik. Zahmet olmazsa.
Crueller, and don't mind if I do.
Kral özgür olmazsa kimse olamaz!
If the King cannot have his freedom, no-one can!
Peki ya öyle olmazsa?
And if it doesn't?
Sardalya olmazsa onların yok.
Without the pilchards they do not.
Eğer sana olmazsa Prudie'ye verirsin.
If they don't suit, give them to Prudie.
O zaman zahmet olmazsa benimle biraz gelir misiniz?
Then, may I trouble you to step this way a moment?
Kocalar olmazsa kadınlar başkasına yönelirmiş.
Absentee husbands make for wandering wives.
O olmazsa hayatımın bir anlamı olmaz.
Without her, my life has no meaning.
Sorun olmazsa, sonra düzelteyim.
If you don't mind, I'll fix it later.
Ya ikna olmazsa?
- What if he doesn't get convinced?
Bu yüzden bir sorun olmazsa burada kalmak ve yararlı olup olamayacağımı uğraşıp görmek istiyorum.
So if it's all right, um, I want to stick around and... Try and see if I can be of use somehow.
Sizin için sorun olmazsa, bu denetim raporlarının dosyalanması lazım, ve...
If you don't mind, these surveillance reports need to be filed, and...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]