Ona soralım Çeviri İngilizce
179 parallel translation
Ona soralım.
Let's ask him.
Ona soralım.
Let's ask her.
Ona soralım.
Let's ask Grandpa.
Gidip ona soralım.
Let's go ask him.
- Gidip ona soralım.
- Let's go ask her.
Haydi gel, ona soralım tatlım.
Let's ask him, honey. Here he is.
- Ne bilebilir? - Tamam, işte Teğmen burada, ona soralım.
- All right, there's the lieutenant.
Ona soralım.
We better ask him.
Hadi ona soralım.
Let's ask him.
Evet, ona soralım.
Yes, let's ask him.
Gidip kapıyı nasıl açacağımızı ona soralım!
We simply ask her, how to open the door!
İyi fikir, hadi ona soralım.
Let's ask him some stuff.
Hadi, gidip ona soralım mı?
Let's find out.
Ona soralım mı?
Shall we ask him?
Ona soralım.
We'll ask him.
Ona soralım.
Let me ask her.
En iyisi rüyayı ilk kimin gördüğünü ona soralım.
Maybe we'd better ask him who's got first dibs on the dream.
Baştan ona soralım.
Let me ask him first! Who are you!
- Ona soralım.
- Perhaps we ought to ask her.
Ona soralım.
Just ask her to... you know.
- Evet, ona soralım.
- Yeah, right. Ask him.
- Haydi ona soralım.
- Let's ask her.
- Ona soralım hadi.
- Let's ask him.
Ona soralım.
Well, let's ask her.
Ona soralım.
Just ask her.
O zaman gidip ona soralım.
Then we'll ask him together.
Ona soralım, sonra gideriz.
I'll ask him and we'll go. Sir?
- Ona soralım.
Oh, let's ask him.
Gidip bu durumu ona soralım.
Let's go ask him if that's weird.
Bilmem, haydi gidip ona soralım.
I don't know. Let's go ask her.
Ona soralım.
Let's ask there.
Bak, bir polis var.Ona soralım.
Could be, there's a cop, ask him.
Ona şimdi soralım mı?
Shall we ask him now?
Dur o zaman ona bir soralım.
Then let us ask him. Shall we? Shall we ask him?
Ona başka bir soru soralım mı?
Uh, shall we ask it another question?
Ona soralım mı?
Take them off.
Ona onları da soralım bari.
May as well ask her about that too.
O zaman geri dönelim ve ona tekrar soralım.
Let's just turn around and go back and question her again.
Ona haritayı soralım.
- Let's ask her about the map.
- Ona nereye sakladığını soralım mı? - Hayır.
- Should we ask him where he's hidden it?
Ona doğru veya yanlış olarak soralım.
It's got to be true / false.
İstersen ona soralım.
Let's ask him, man.
Joe, ona ağaçları soralım mı?
Oh, Joe, ask him about the trees.
Ona vampirlerle ilgili birkaç soru soralım.
Ask him some vampire questions.
Evet, haydi ona bir soru soralım :
Okay, let's ask him a question :
Ona soralım o zaman.
Let's ask her then.
Gidip ona soralım.
Come on.
Ona soralım mı?
- We ask her?
Mevzunun ne olduğunu gidip soralım ona.
Let's go and ask her what it's all about.
Hadi gidip soralım ona
Let's go ask her
Ona birkaç soru soralım. Belki bir ilgisi vardır.
Maybe he's involved.