Orda mısın Çeviri İngilizce
711 parallel translation
Orda mısın?
Are you there?
Angus, Angus orda mısın?
Angus, Angus are you there?
Hala orda mısın sen?
Still there?
Daphne, yalnızca orda mısın diye merak etim.
Daphne, I-I just wondered if you were still there.
Susanne, orda mısın?
Susanne, are you there?
Sen hala orda mısın?
Are you still there?
Orda mısın, Millie.
Oh, there you are, Millie.
- Sevgilim Orda mısın?
Darling? Hello?
hala orda mısın?
You still here?
Orda mısın, Zach?
Are you there, Zach?
Halâ orda mısın Garber?
Are you still there, Garber?
- Rico, orda mısın?
- Rico, are you there?
Orda mısın?
Are you in there?
Kardan Adam orda mısın, evlat?
( BANDIT ) Snowma n, are ya out there, son?
- Orda mısın, Brett?
- Still with us, Brett?
- Gelecek hafta orda mısın?
- will you be there next week?
Mike, orda mısın?
Mike, are you there?
Kitt? ... Kitt orda mısın?
KITT, you there?
... Kitt, orda mısın?
KITT, are you there?
Hala orda mısın?
Are you still there?
Hala orda mısın?
Are you still here?
- Stacey, orda mısın?
- Stacey, are you there?
Orda mısın? Evet.
Are you there?
- Hey orda mısınız?
hello!
Alo, orda mısınız?
Hello, are you still there?
Orda mısın?
Are you there? We're all set.
Orda mısınız?
- Are you there?
Albay, orda mısınız?
Colonel, are you there?
Dorota, orda mısın? Oradaysan telefonu aç.
Are you there, Dorota?
Herbie, orda mısın?
Herbie, are you under there?
Orda mısın? Orda mısın Johnny?
Are you there, Johnnie?
Atalarımın orda çok emeği var.
It's the work of many generations.
Tabiat Ana'nın zaferi karşısında, orda ayakta dururken atım arkamdan yürüyecek ve saçlarıma yaslanacak.
And as I stand there against the glory of Mother Nature, my horse will steal up behind me and nuzzle my hair.
Orda mısın?
- Hello.
Curt'u orda bir yerde bulacağına... benim inandığım gibi inanmalısın... yada bakmayacaksın.
You got to believe the same as I believe... that Curt's out there somewhere... or you won't half look.
Bugün burada yarın orda! Hiç harcamadım!
Well, that's a pretty high price.
Hesapladım da eğer yarın tüm ekipmanlarınla orda olabilirsen sana öğretmek için üç günümüz kalır. "Biz" kim
If you can be up there with your equipment tomorrow, then we'll have almost three days to teach you. Who's "we"?
Siz orda olacak mısınız, komutanım?
You'll be there, sir?
Bu küçük hanımın kocası orda ölmek üzereyken bu poker oyununa devam etmeyi düşünmüyorum.
I ain't worrying about a game of poker while that little lady's husband lays dying.
Siz ikiniz, orda dikilip duracak mısınız?
You two just going to stand there?
Rahat mısın orda, baba?
Comfortable, Grandpa?
Ve ona Sangerhausen'de, daha soylu bir patronun, yanlış yola sapmış oğlunun davranışlarını daha iyiye yönlendirebileceği umuduyla yardım ettikten sonra, Bernhard'ın orda da tekrar borç aldığını ve hatta ona haber bile vermeden ortadan kaybolduğunu dehşet içinde öğrenecekti.
And after he had helped him to Sangerhausen, in the hope a more civilized way of life and genteel patron would stir the misled son to other behavior, the father had to learn with utmost dismay that Bernhard had once more borrowed from here and there
Bir süre orda hayatımın işini yaptığımı düşündüm.
For a while there I thought of making it my life's work.
Bak sana ne diycem : orda işini bitirip dinlendiğinde bana gel. Yarım gün bende çalışırsın.
I tell you what, when you get finished over there and you get yourself a rest, if you want to, come and work half days for me.
Bugün insanlar seni marinanın orda şampanya yudumlarken görene kadar bekle.
That's uncalled for. I'm using your words exactly. ELLEN :
Gel gör kılıçları, yatağanları ateş çıkarıp göklere varan orda yükseklerde hudutlarımızda düşmanın kanı dere gibi akıyor
Come and see swords and bancals that light fires high, way up to the sky high up at our borders flows our enemy's blood
Orda mısın?
Over.
Charlie adamım. Başkalarının özel evraklarını okuyorsun orda.
Charlie, that's somebody's personal paper you're reading there, man.
68'de çıktım 79. sınıf frank ile orda tanıştım
Got out in'68. Class of'79. That's where i met frank.
Bob, orda mısın?
This is... Bob, are you there?
Sadece içeri bakın, ben orda olacağım... size el sallarken... çıplar... sadece bir çük küpesi takmış.
Just look in, and I will be there... waving out at you... naked... wearing only a cock ring.