Oynama Çeviri İngilizce
2,935 parallel translation
Şimdi hepinizin "Ya öyle olursa" oyunu oynama vakti.
Now, you should all be playing the "What If" game.
Benimle oyun oynama, Bill.
DON'T BE PLAYING WITH ME, BILL.
Axl'a oynama dediğim halde evin içinde top oynamış.
Axl was playing ball in the house after I told him not to.
Birinin eklem yerinde oynama var.
One showed a dislocation at the articular capsule.
Yok edemeyiz, yerini değiştiremeyiz, üstünde oynama yapamayız, saklayamayız.
We can't destroy, move, alter, conceal evidence.
Benimle oyun oynama.
Don't play games with me.
'Liverpool için yeniden''başka bir Avrupa Kupa Finali oynama vakti geldi.'
'The time has come'for Liverpool to play in yet another European Cup Final.'
Benimle oyun oynama, çocuk.
- Don't play with me, boy.
Bu arada bir çocukla oynarken cevabı biliyor olsan bile, atlamadan önce ona en azından rolünü oynama şansı vermelisin tamam mı?
By the way, when a kid goes, you should at least give him the opportunity to act out his hint. All right? Before you jump in with the answer, even if you know it.
Şimdi yeni bir oyun oynama zamanı.
Now It's time to play a new game.
Bak ne diyeceğim, o turnuvada oynama, arkadaşlığımız biter!
I'll tell you what! If you you don't play in that golf tournament, - it's over!
Haham anneciğim sana oynama demiş, yavrucuğum.
Mommy rabbi says don't play, little boy!
Flori, gündüzleri yatmalısın, güneş varken oyun oynama.
Flori, you should sleep during the day, and not play outside in the sun.
- Çorbayla oynama. - Hayır.
- Don't play with the soup, huh?
- Bu oyunu yine oynama.
Don't play this game again.
Bana oyun oynama!
Don't play games on me!
- Benimle oyun oynama, tamam mı?
What? Don't play games with me, okay?
Sakın oyun oynama.
Don't play games with me.
Sakın benimle oynama!
Don't play with me.
Benimle oynama, tamam mı?
Don't play with me, OK?
Benimle oynama.
Don't fuck with me.
beni buraya getirdiniz... ve bana bir Rus filminde oynama şansı verdiniz...
And that you brought me here. And gave me a chance to participate in a Russian film...
- Benimle oynama akıllı! "İş" dediğin nedir?
Don't get cute with me, what business is that?
Sarah ve benim, yorgunluğumuzu atmak için görevlerden sonra pizza yiyip masa oyunları oynama gibi bir âdetimiz vardı.
You know, Sarah and I just kind of started this ritual after a rough mission. We'd order a pizza and play a board game. Just to unwind, you know?
- Bizimle oyun oynama Roni Eimacher.
Do not play games with us, Roni Eimacher.
"Genetiğiyle oynama konusunda düşünceleriniz nelerdir?"
What are your thoughts on genetic modification?
Benimle oynama, Marciano!
Don't screw me, Marciano!
Şimdi, Millie... Aşk tanrısını oynama.
Now, Millie... don't you go playing'Cupid.
Sakınbenimle oynama.
Do not toy with me.
Sana bahçede top oynama demedim mi ben?
Haven't I told you not to play football in the garden?
Çünkü parmağını kırmıştı ve turnuvada oynama şansını yok etmişti.
You were angry that she broke your finger and blew your chances at the tournament.
Savunma Bakanlığının emriyle, hepsinin üzerinde oynama yapılmış.
By order of the Defence Department, it's all been redacted.
.. erkeklerle oyun oynama yasını geçtiniz.
You're too old now to play with boys.
Sinyalimle oynama!
Stop messing with my buzz!
- Yerinden oynama!
- Do not move!
Bu 66 saat boyunca çekilen, oynama yapılmamış Lance tarafından hazırlanmış bir şov.
This is been assembled from some 76 plus hours of raw mini DVD source footage that was shot for Lance's show.
Resimlerde oynama yapıldı mı?
Did you clear the pictures?
Hala bir Dünya Kupası'nda oynama umudunuz var mı?
Do you still hope to play a World Cup?
Ne vereceksen ver oyun oynama - Yavşak herif
You get what you're given, now jog on, you fucking prick!
- Karen. - Bana aptalı oynama.
Karen.
Danthony, Lesquisha'nın vokalleri üzerinde biraz oynama yaptı.
Danthony done a little post-production on Lesquisha's vocals.
- Bana aptalı oynama. Eminim ki okulda pek çok bayan hayranınla tecrübelerin olmuştur.
I'm sure you had plenty of experience with the female admirers back at school.
Şimdi adil oynama zamanı.
Time to level the playing field.
Lütfen kalbimle oynama.
Please don't play with my heart
Ateşle oynama.
Don't play with fire
Benle oyun oynama.
Don't play games with me.
Ben, evin içinde topla oynama lütfen.
Yes, I was. Ben, can you not play with the ball in the house, please?
Sakın benimle oynama Brendan.
Don't play me, Brendan.
Babanın eşyalarıyla oynama.
Don't play with your dad's stuff.
Aptalı oynama.
Don't play dumb.
- Aptalı oynama.
You had Linnea.