Pantolon Çeviri İngilizce
3,545 parallel translation
'Bir dahakine pantolon çizmede ne kadar iyisin görmek çok isterim.
'Next time I'd love to see how good you are at drawing trousers.
Pileli pantolon, yünlü kumaş, Looney Tune karakterlerini olduğu kot gömlekler.
Pleated khakis, polar performance fleeces, denim shirts with looney tune characters.
Hey, kot pantolon almak için neresi iyi?
Hey, what's a good place to buy jeans?
Ama eminim ki, bu pantolon kamuda iş yapar.
But I bet these pants will work for the public.
- Evet, pantolon acayip yakışmış.
Those pants look dope.
Birileri bana yeni pantolon ve şapka giydirmiş.
Someone get me a pair of tights and a cape.
Demek hanımlar kadife pantolon seviyor.
The ladies love the cords.
Temel olarak, kravatlı ve pantolon askılı hırsızlarsınız.
So basically, you're just thieves in, uh, ties and suspenders.
Büyük altın küpesi vardı, korsan gibi. Siyah tişört, kot pantolon, beyaz ayakkabı.
Big gold earring like a pirate, black T-shirt, jeans...
( pantolon ) Tamam.
Okay.
Neden günah çıkartırken pantolon giymemize izin verilmiyor?
Why are we not allowed trousers at the confession?
Her zaman ki gibi... bol pantolon yapıyorlar.
I see they're making sweatpants just as baggy as always.
- Pantolon düşüyor dur.
- The trouser is slipping, wait.
Oh, belki düğünümde kot pantolon giyerim.
Oh, maybe I'll wear jeans to my wedding.
- Kot pantolon.
Jeans.
- Koyu bir kot pantolon.
Jeans, dark jeans.
Bugün tişört ve pantolon falan giyseydin baba?
Just T-shirt and knickers today, Dad?
Pantolon falan giymeye hiç gerek yok.
No need to wear any trousers.
Ben sadece pantolon alıyordum.
I'm just getting some pants.
Geçen gün marketteyken, bana pantolon üstünden mastürbasyon yaptı.
At the store the other day, she gave me a over-the-pants H.J.
- Ne? Tamamen kontrol dışı bir şeydi, pantolon üstünden mastürbasyon... çok büyük bir patlamaydı.
It was this out-of-control, over-the-pants hand job that... it was like a tantric explosion of everything.
- Pantolon üstünden mi?
- Over the pants, though? - Yeah.
Pantolon üstünden yapmak gayet iyi.
Over the pants is fine.
- Pantolon altından yaptırmalısın.
- You got to go under the pants.
- Pantolon üstünden mi?
- Over the pants?
Dokuzuncu yıldönümümüzde, ona istediğin herhangi birine pantolon üzerinden mastürbasyon yapabileceğini söyledim.
For our ninth anniversary, I told her she can give as many hand jobs over the pants as she wants.
Köpekli bir pantolon giyiyorum, Çünkü hastayım. Grip oldum.
I am wearing pants with dogs on them, and the reason for that is I'm sick.
* Tutsak ediyor bakışların, bir pantolon eski püskü, tenin gözler önünde *
♪ Your stare was holding ♪ ♪ Ripped jeans, skin was showing ♪
Eğer uçacak bir pantolon varsa kesin o pantolondur.
Well, if any pants could fly, it would be those.
Eğer sen olmasan çalılara yatmış ve yarısı çekilmiş bir dar pantolon içinde ölü bulunurdum.
If I didn't have you, I'd be lying in a bush, dead, In a pair of half-pulled up skinny jeans.
Umarım bol bir pantolon giymişsindir çünkü bu gece istikamet...
We hope you have on your eating pants.
Baylar. Siz ay ışığında otobüs sesi çıkarırken, düzgün kesim kot pantolon giymiş bu adamın caddenin ortasında neden yattığını sorabilir miyim?
Gentlemen... might I ask why this man in straight-cut denim is lying in the street while you are making bus sounds in the moonlight?
Açılışta, spor ceket, tişört ve pantolon giyebilirim!
At the opening, I could wear a sports jacket with a t-shirt and jeans!
Lacivert pantolon, açık mavi gömlekli.
Navy pants, powder-blue shirt.
Bu arada da, baba, kameranın nerede olduğunu anlayamayacaksan altına bir pantolon geçirsen nasıl olur?
And by the way, Dad, if you're not going to bother to figure out where the camera is, maybe you should put some freaking pants on.
Sana söylüyorum, kesik pantolon.
I'm talkin'to you, cut-offs!
Yüksek bel pantolon!
High pants!
Sana diyorum, kesik pantolon!
I'm talkin'to you, cut-offs!
Pantolon giymemişsin.
You ain't got any trousers on.
- Sıra dışı bir pantolon mu?
- Was it a dazzling pair of trousers?
- En sıra dışı pantolon.
- A most dazzling pair of trousers.
- En sıra dışı pantolon.
-... dazzling pair of trousers.
Yani, şort iyi mi yoksa pantolon giyilen bir çeşit gala gibi mi?
I mean, is this, like, a shorts or a pants kind of gala?
- Pantolon.
- Pants.
Buraya en yakın bedava pantolon bulabileceğimiz bir yerde durabilir miyiz?
Could we just real quick stop at the nearest place that has free pants?
Her zamanki gibi gömlek ve kot pantolon.
Just, you know, button-down and jeans like always.
- Muhtemelen bir yerde dar kot pantolon satıyordur. - Ne?
Probably a sale on skinny jeans someplace.
Hani şu pantolon içinde olduğun ama yine de mutlu olduğun reklamdaki gibi?
You know, like the commercial where you go in your pants, but you're happy about it?
Anlaşılan pantolon üstünde kalıyor.
And looks like the pants stay on.
Bazı geceler taylar pantolon değildir, diyerek uyandığım oluyor.
Sometimes I wake up in the middle of the night shouting, "tights are not pants!"
Az önce pantolon kelimesini unuttun mu sen?
Did you just forget the word pants?