English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ P ] / Park

Park Çeviri İngilizce

34,456 parallel translation
Park Seon Gil, Barış Partisi Milletvekili
- = Park Seon Gil - Congress Peace Party = = Park Seon Gil - Congress Peace Party = - = You're too passionate talking about baseless this theory. =
Arabayı nereye park ettin?
Where do you park the car?
Park Doo Chil.
Park Doo Chil.
Park Doo Chil de ne?
What's up with Park Doo Chil.
Park Doo Cha'yım dedim ya!
Didn't I said it's Park Doo Cha.
Park Doo Chil demiştin.
just now you said Park Doo Chil?
- Gerçekten adın Park Doo Cha mı?
Is it true your name is Park Doo Cha?
Oyun parkı demirlerinden düşüş...
The fall from the monkey bars...
Eğer yapamazsanız... binanın önünde park etmiş taksi var.
But if you can't... there's a taxi parked up the block.
Bana kalsaydı, Brooklyn'den Echo Park'a kadar tüm hippileri alır okyanusa atardım.
- As far as I'm concerned, you can take all the hipsters from Brooklyn to Echo Park and throw them out there in the ocean.
Yine düşünüyordun ki arabayı nasıl bir alana park edeyim.
And you're thinking about, how you're gonna park the car in a field.
Onu yeşil bir Mustang'in arkasında, parkta kanlar içinde bıraktım sınırın karşısındaki I-20 yolundan çekip gittim.
Left him bleeding in the back of a green Mustang at the Park'N Go off I-20, right across the border.
Hizmetli tarafındaki otoparktan çıkarken düğün müzisyeniyle çarpışmış.
Yes. Leaving the park on the service road, he bumped into a wedding musician.
- En son hizmetli girişinde görülmüş.
Last seen on the park service road.
Kendi yerine park ettiği için Maddie'den rahatsızmış görünüşe göre.
Duncan was apparently upset that Maddie kept parking in his spot.
Yerine başkası park etti diye kimse kimseyi öldürmez.
Parking space thievery is no motive for murder.
- Epey güzel bir park yeri olmalı.
Oh, must've been some parking space.
Arabaları tarlaya park ettikleri Michigan'da adı sanı duyulmamış bir yerden gelmiş.
She came from Nowheresville, Michigan, where they put cars on blocks in yards.
Winchesterların Impala'sı lokantanın dışına park etmiş.
Winchesters'Impala parked outside diner.
Mayfield Park'ta.
He's at Mayfield Park.
Polisleri görünce birkaç sokak öteye park ettim.
- I parked a few blocks away when I saw the cops.
Bu lanet jet skiler yüzünden Range Rover'ımı bile park edemiyorum.
Can't even park my Range Rover in here'cause of these damn Jet Skis.
- Daha sonra parka gidebilir miyiz, Anita?
- Can we go to the park later, Anita?
Hiç park yeri yok.
I don't... see any parking here.
Gerek yok. Bir park yeri bulacağım şimdi.
No, no, I'll find street parking, okay?
Harika bir park yeri.
Perfect.
Şuraya park edebilirsin.
Why don't you go ahead and park it right here, young blood?
Park 30 dakika içinde kapanıyor.
The park will be closing in 30 minutes.
Bu sayısız hazine top sahası kadar var mı?
Got a ball park figure on those riches?
Millet, şuan yapmamız gereken en son şey arabalarımıza atlayıp daha Rockroll bile icat olmadan boş bir stadın parkında yer kapmak için yarışmak.
Whoa, whoa, whoa, guys, the last thing that we need to do right now is hop in the car and race out to the parking lot of an empty stadium before rock and roll is even invented.
- Karla dolu park alanı gibi.
- It's like an empty parking lot with snow.
Anneyle baba piknik için Charlie'yi orman parkına götürdü.
Mom and dad took charlie to forest park for a picnic,
Sakın park alanına DNA bırakma.
Do not put your dna all over the parking lot.
Sokağın aşağısına park ettim.
Parked it down the street.
Dışarıda otoparkta olduğunu söylediler.
They said it's in the car park outside.
Sonrasında da Echo Park'a uğrar birer dondurma alırız.
And afterwards, we can swing by Echo Park and get paletas.
İlerde bir yere park et.
Park up ahead.
Homer, dün gece arabasını nereye park ettiğini unuttuğu için onu arıyoruz.
Homer forgot where he parked his car last night, and now we have to find it.
Springfield Stadyumu'na park etmenin en kolay yolu buydu.
Well, that's the easiest time anyone's had parking at the Springfield Bowl.
Babam, yalanı ortaya çıkar diye medyumla karavan hikayesini anlatacak.
- So, Dad said to mention, in case it comes up, he's going with the, uh... The "trailer park / bad psychic" story, not the one where his mom has lymphoma.
Karavan biraz daha gerçekci.
Trailer park's a little more real.
İlkokul, parkta doğum günü partileri.
Grammar school, birthday parties in the park.
Evin önündeki caddenin karşısına park ettim. Ailesiyle birlikte ayrıldı.
I was parked across the street from his home, and he came out with his parents.
Sayın müşterilerimiz, park alanında ışıkları açık durumda mavi bir Prius var.
Attention, patrons. There's a blue Prius in the parking lot with its lights left on.
Sayın müşterilerimiz, park alanında ışıkları açık durumda mavi bir Prius var.
- Musa Qala. Attention, patrons. There's a blue Prius in the parking lot with its lights left on.
Park Jang Gun geliyor.
= Pak Jang Gun is on his way up. =
Park Jang Gun'u yakalamak için 6 ay harcadık.
We spent 6 months getting Pak Jang Gun.
Kanalın çevresine de bir tema parkı inşa edilemez mi?
Build a theme park around the canal.
Sondan üçüncü sıraya park etmeni söylemiştim.
I told you to park in the third spot from the end.
Parka götürdüm onu.
I took him to the park.
Arabam kampta park halinde.
My car's parked back at camp.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]