Patlamış mısır Çeviri İngilizce
1,305 parallel translation
Patlamış mısır.
Popcorn.
Koltuklar yırtık ve içerisi yanık patlamış mısır kokuyor. Ama o eski sinema havasına sahip.
Granted, the seats are torn and it smells like burnt popcorn circa 1 975 but it does have that old-movie-house kind of charm.
Sanırım bir kaç video kiralayıp, biraz patlamış mısırla evine gelmeyeyim o zaman.
Okay. I guess I shouldn't come over later with a couple of videos... -... and some microwave popcorn?
"Bir bedava patlamış mısır?"
"One free popcorn"?
- Keşke patlamış mısırım olsaydı.
- I wish we had popcorn.
Keşke patlamış mısırımız olsaydı.
I wish we had popcorn.
Ne yapıyorsun? Geçen gün sinemada patlamış mısırı bedavaya en büyük boy yapan bir kupon kesmiştim ama şimdi bulamıyorum.
The other day I--I cut out a coupon to supersize your popcorn for free at the movies, and now I don't know what I did with it.
Tamam ama patlamış mısırıma Deacon adını vereceğim.
Ok. But I'm gonna name my popcorn Deacon.
Kim sinemadan eve bir kova patlamış mısır getirir ya?
Who brings a bucket of popcorn home from the movies? I mean, who does this?
Ben biraz patlamış mısır yapacağım benim iki favori insanlar için,
I'm gonna make some popcorn for my two favorite people.
Evet bu kamera sadece video çekmiyor, Yanına patlamış mısır da yapıyor.
ALL RIGHT. YEAH, IT NOT ONLY SHOOTS THE MOVIE, IT...
Patlamış mısır tuzluyor gibi.
He looks like he's salting popcorn.
Patlamış mısırı uzat.
Pass the popcorn.
- Patlamış mısırı severim ben, ya sen?
- I like popcorn. Do you like popcorn?
Ve burnunu beline koyduğunda, patlamış mısır gibi kokuyordu.
And if you put your nose to his belly, it smells like corn chips.
- Fry, biraz patlamış mısır getir misin?
- Fry, could you go make some popcorn?
Patlamış mısırım oldu.
- My popcorn's done.
Ayrıca büyük boy patlamış mısır.
Even the pop corn queue is so long!
Küçük şeyleri sever, mesela patlamış mısır, kitaplar.
She loves the little things... pop corn, books
Patlamış mısır da var.
Oh, there's popcorn.
Patlamış mısır?
Popcorn?
- Ben patlamış mısır yerken kumandayla kanalları değiştirmeyi özlüyorum.
- I miss being home alone with a microwave bag of popcorn and the remote control in one hand and channel surfing.
Patlamış mısırcıya da bağırıyordu, " Sakın üstlerden koyma.
He yells at the popcorn kid, " Don't give us from the top.
Patlamış mısırlara attırıyorlar.
They jerk off in the popcorn.
Senin dairende bu koltukta oturup TV izlediğimiz ve... patlamış mısır yediğimiz günü hatırlıyor musun?
REMEMBER THE TIME WE USED TO SIT IN THIS CHAIR IN YOUR APARTMENT AND WATCH TV AND EAT POPCORN AND LAUGH?
Benim evimde hiç patlamış mısır olmazdı, Jim.
OHH. I NEVER GOT ANY POPCORN, JIM.
Patlamış mısır arıyorum.
Looking for a Pop-Tart.
Merhaba, izliyor muydun yoksa patlamış mısır mı yiyordun?
Hello, have you been watching or eating popcorn?
Sen bir patlamış mısır satıcısısın.
You're a popcorn salesman.
Bence arkamızdan patlamış mısır izi bıraksak iyi olurdu.
We should've left like a trail of popcorn or something.
Şekerleme, patlamış mısır ve pizza.
Candy, popcorn, and pizza.
Patlamış mısır almaya gidiyorum.
- Me, please. - Me, too. - Got it.
Patlamış mısır makinası var burada.
The popcorn maker's in there.
- Patlamış mısır makinası.
- The popcorn maker.
- Senin patlamış mısır makinan yok ki.
- You don't have a popcorn maker.
Patlamış mısır?
POPPERS?
Bu gece maça gidip büyük boy patlamış mısırı paylaşmak ister misin?
What, do you want to go to a ballgame and share a big tub of popcorn?
- Nate mikrodalgada patlamış mısır yapıyor.
- Nate does pretty good microwave popcorn.
- Şarap ve patlamış mısır mı?
- Wine and popcorn?
Grace, kucağının her yerinde patlamış mısır var. Will, yapmana gerek- -
Good morning, Will
Sıcak sodamız, bayat patlamış mısırımız, ve kurumuş yosunumuz var.
We have warm soda, stale popcorn... and dried seaweed snacks at the concession.
Patlamış mısır ister misin?
Can I offer you popcorn? On the house.
Patlamış mısıra bayılırım, Küçük Dick de öyle.
I adore popcorn. So does little Dick.
Ben patlamış mısır istiyorum.
I want popcorn. Not spending six bucks on twenty cents worth of popcorn, honey.
- Ben patlamış mısır istiyorum
- Stop, stop. Jeff, why don't you tell me you've been working hard at the bank.
- Harika. Filmler ve patlamış mısır.
You know, movies and popcorn.
Biraz önce sinemada o kadar patlamış mısır yedin.
You just had all that popcorn at the movie.
Filmden kalma bozuklar cebimdeydi. Patlamış mısır alırken vermişlerdi.
I had all this change from the movie house when I bought your popcorn.
Filmin başı mı yoksa patlamış mısır mı? Karar ver.
The beginning of the movie?
Patlamış mısırı ben alırım.
Okay, go watch the beginning I'll get you pop corn
Size patlamış mısır getirdik.
- We brought you some popcorn.