English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ P ] / Pazar mı

Pazar mı Çeviri İngilizce

2,240 parallel translation
Pazar mı?
Sunday?
Ben hamakta sallanıyorum bir pazar gününü öylece geçiriyorum.
And I'm swinging in a hammock just drifting off on a Sunday afternoon.
Sana Pazar gününün gazetesinde tam yarım sayfa yer verdim.
Hey, I gave you 24 inches in the Sunday paper.
Pazar günü asistanım olmak istiyorsan o zaman...
Well, if you want to be my assistant on sunday, - then... Oh, hi!
Sanırım biraz Pazar yalnızlığına ihtiyacım var.
I think I just I just need a little sunday alone time, that's all.
Mumya 1999.1.4'ün müthiş muhafaza edilme şekli kraliyet mumyacıları tarafından mumyalandığını gösteriyor, kaldırım kenarı, pazar yeri manyakları değillermiş...
And the grand manner in which Mummy 1999.1.4 was preserved also suggests that he was embalmed by royal mummifiers, as opposed to curbside-marketplace perverts...
Bugün şu bildiriyi yapmakla görevlendirildim. Sayın Nelson Mandela Victor Verster Hapishanesi'nden 11 Şubat Pazar günü saat 15 : 00'te serbest bırakılacaktır.
I'm now in a position to announce that Mr. Nelson Mandela will be released out of Victor Verster prison on Sunday the 11.th February at about 3 : 00 pm.
Pazar günü anne, akşam yemeğinde tamam mı?
But, uh... Sunday, Mom, for dinner, right?
Ona göre, banka sizin oto pazarına el koymadan önce iyi bir fiyata burayı biz alalım, olmaz mı?
He said why not make an offer on your lot, nice price, before the bank gets it?
Pazarı, Stu'ya sattım.
I sold the lot to Stu.
Bir araba pazarının arkasında stüdyo kurmaktan bahsetmiyorum.
I'm not talking about setting up some studio in the back of a car lot.
- Şu pazar olayını ele alalım...
- If we're gonna talk about stimulus... - Exactly.
Seni kasaba pazarına götüreceğim.
I'm taking you to the farmers'market.
Ya Cumartesi'yi seçmen lazım ya da Pazar'ı.
You can take either Saturday or Sunday.
Pazar günü son günüymüş ama kız arkadaşım pazartesiye kadar şehir dışında.
They expire on Sunday and she's out of town until Monday. That sucks.
Annem pazar günkü maça bilet almıştı ama sanırım ben gidemeyeceğim.
My mom is having this thing on Sunday. I can't use these.
Sarajevo pazarını hatırlatırım.
Remember the Sarajevo market...
Kasım ayının ilk pazarı olan Reform Günü'nde kar bir örtü gibi köyü kaplamıştı.
For Reformation Day, on the first Sunday of November, a blanket of snow covered the village.
- Pazar gidiyorum, anladın mı?
I am leaving on Sunday. You do understand that, right?
4.00, Pazar sabahı.
It's 4 : 00 a. m., Sunday morning.
Pazar sabahı mı? Hayır!
It is still saturday night, baby.
Pazar günü dördümüze golf için rezervasyon yaptırdım.
I made reservations to play golf on Sunday for the four of us.
HBO'da Pazar akşamı programına baktın mı hiç?
Have you ever watched Sunday night programming on HBO?
Bit pazarından almıştım.
I just got it at the flea market.
Canım, sana bir şey sorman istiyorum. Pazar günü için müsait misin?
I meant to ask you, my dear, are you free on Sunday?
Pazar günü okula dönerken araca ihtiyacınız olacak mı?
Hey, are you guys gonna need a ride back to school on Sunday?
Pazar günü işin var mı?
Are you doing anything on Sunday?
Pazar günleri sık sık yaptığımız bir şey vardı.
One thing we used to do often together was to visit cemeteries on Sundays.
Şimdi canlı pazar sabahı saat 7 : 00.
It's 7 : 00 a. m. On a perky Sunday morning.
Bir arkadaşım onu Pazar Caddesinde görmüş.
A friend saw him on Barter Street.
Pazar günü davet etmem için eski karının numarasını almam lazım.
I need Gregor's ex-wife's number. I want to invite her on Saturday.
Adamım, pazar günü için sabırsızlanıyorum. En sonunda zayıflığınız bütün dünya önünde açığa çıkacak.
Man, I cannot wait till Sunday when finally, finally, your weakness is gonna be exposed for all the world to see.
Sadece bu pazar, Philly'li şarlatanları sonsuza dek susturacağımızı görmek için sabırsızlandığımı söylemek için aradım.
I'm just calling to say I can't wait for this Sunday when we finally shut these Philly clowns up once and for all.
"İntihar" ve "Pazar" kelimelerini duymadın mı?
Did you not hear the words "suicide" and "Sunday"?
Bugün pazar, demiştim
It's Sunday, man, I'm telling you.
Çünkü pazar günü evimde bir asbest temizleme partisi yapıyorum da.
Because I'm having an asbestos removal party in my apartment on Sunday,
Dunmore Lisesi'nin yanındaki bit pazarından 150 metre kırmızı kablo aldım.
I got 500 feet of red wire at a flea market out by Dunmore High School.
Ayrıca babamın beni her Pazar ziyaret ettiği konusunda da yanıldığımı söyledi bunu ben uyduruyormuşum, çünkü onlar ikisi ayda bir beraber geliyorlarmış.
She also said that I was wrong about him coming out to visit me every Sunday, that, that I must've made that up, because they came together, once a month.
Belki de pazarımızı genişletmeliyiz.
Perhaps we could expand our market.
Karım kasapta, pazar rostosunu alıyor.
Wife's at the butcher picking up theunday roast.
Her pazar odana mı geliyordu?
Every Sunday when she came to your room?
Niye her pazar seni odama çağırdığımı sanıyorsun?
Look, why do you think I make you come to my room every damn Sunday?
Tamam, peki, Ritchie, sen diğer çocuklarla pazar okulu sınıfına git, tamam mı?
- Okay, so, Ritchie, you go down to the Sunday School room with the other kids, okay? - Okay.
Burada pazarı büyütünce, dışarıya da açılırım.
Once I grow the market here, I'll expand.
Bu benim 3 aydır izinli olduğum ilk Pazarım.
This is my first Sunday off in three months.
Pazar günkü konuşmam üzerinde çalışıyorum.
I'm working on my sermon for Sunday.
Pazar günü maçtan hemen önce seni ararım. Tamam.
And I'll call you right before kickoff on Sunday.
Bunlar da çiftçi pazarından mı?
And are these from the farmers'market?
Pazar günü kızımın doğum gününü kutlayacağım.
On Sunday I'm celebrating my daughter's birthday.
Pazar sabahı mı içmek istiyorsun, sorun yok.
You wanna drink on a Sunday morning, no problem.
Bit pazarı mı?
Flea Market?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]