English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ R ] / Raven

Raven Çeviri İngilizce

1,702 parallel translation
Magnolia Saint Raven'ım.
Magnolia Saint Raven.
Edge of Tomorrow'u bilirsin. Yargıç St. Raven çifte cinayete kurban gittiğinde... Müdürün çocuklarını baltalı katilden... kurtardığı için 6 hafta sonra serbestti.
You know, on Edge of Tomorrow, when Honor St. Raven went in for a double murder, she was released after six weeks for saving the warden's children from an axe murderess.
Honor St. Raven'nın böyle bir durumu olmuştu.
Honor St. Raven did have a situation like this.
- Hatırlamıyor musun? Edge of Tomorrow'da Yargıç St. Raven rahibe olup... budistlik yemini etmişti hani?
- Well, don't you remember on Edge of Tomorrow when Honor St. Raven became a nun and took a vow of silence?
Standart Kuzgun Protokolü.
Standard Raven Protocol.
Bu yüzden omuzundaki bir karga papağan değil.
That's why he's got a raven on his shoulder and not a parrot.
Ama volverin, kuzgunun ötüşünün bir yemek zili kadar değerli olduğunu biliyor.
But the wolverine knows that a raven's call is as good as a dinner bell.
Ve kuzgun da ormandaki en iyi konserve açacağının o olduğunu biliyor.
And the raven has just recruited the best can-opener in the forest.
Kuzgunun gagası daha çok arta kalanlar için uygun.
The raven's bill is more suited to leftovers.
Kuzgun sabırlı olmak zorunda.
The raven has to be patient.
"Dedi Kuzgun..."
"Quoth the Raven..."
Tekrar ediyorum : "Dedi Kuzgun..."
I repeat : "Quoth the Raven"!
Kuzgun'u diyorsun. 9 dolar.
Raven. $ 9.
" Oda kapımın üstünde, Pallas'ın solgun büstünde oturmakta, oturmakta kuzgun hiç kıpırdamadan.
And the Raven, never flitting, still is sitting, still is sitting On that pallid bust of Pallas just above my chamber door ;
Bekleyin. Razor havada sizin konumunuza yaklasiyor.
Be advised, Raven is in flight and pushing to your location.
Benim konumumdan onlari izleyip hazir oldugumuzda Main'e haber vermem gerek.
I got a Raven pushing my pos. Weimy and I are in good overwatch position, and I got to keep reporting back to Blackbeard Main.
Raven kontrolüne basliyorum.
I have positive control of the Raven.
Şimdi hep birlikte alkışlayalım güzel lüks kuzgunu.
Now put your hands together for the lovely, the luxurious raven.
Saçları siyah değil, kuzguni... ve 18 yaşında... Teni güneş görmemiş, tabii çok iyi..
Her hair is not black, it's raven, and she's 18 years old, and her skin has never seen the sun, so of course it's good.
Net olarak bir yerde değil. Raven Creek'e 1.5 km mesafede.
Not in a precise place. 1.5 km from Raven Creek.
Kırmızı, beyaz üzerinde hayat dolu göründüğünden Kraliçe ; çocuğum olursa kar gibi beyaz teni, kan gibi kırmızı dudakları, kuzgun kanatları gibi siyah saçları ve bu gül kadar güçlü olsun diye geçirdi içinden.
And because the red seemed so alive against the white she thought, if only I had a child as white as snow, lips as red as blood, hair as black as a raven's wings and all with the strength of that rose.
Ben kuzgunum.
I'm a raven.
"Bayan Lynn'e bağırdığım için beni kuzgun yaptılar."
I got replaced as the raven because I yelled at Mrs. Lynn.
O Kayıp Lenore'du ve Reven'de geçiyor.
It's lost Lenore from The Raven.
Karşınızda "Kara Yılan".
He goes by "raven viper."
Kara Yılan, kampüste park görevlisi.
Raven viper's a parking officer on campus.
Kara Yılan, size ne kadar ödedi?
How is raven viper gonna afford you?
Lanetli Kara Yılan karanlıklar peleriniyle güçlü oluyor!
Curse raven viper For operating under a cloak of darkness!
Kara Yılan'ın ifadesi ve pelerin kanıtı üzerine ve ot yetiştiricisi görgü tanığına göre ofisim suçlamaları düşürdü.
Well, according to raven viper's testimony And the cape evidence And the eye-witness account from the pot grower,
Raven'in iyi haberi bir an önce duymasını sağlayacağım.
I'll let Raven know the good news immediately.
Kuzgun.
The raven.
Bu kuzgun, iç kaleden bu sabah buraya geldi majesteleri.
The raven arrived from the Citadel - this morning, Your Grace.
Seni sancaktarlarimdan birine birakirsam haberi iki haftaya babana ulasir ve sancaktarima söyle bir mesaj gelir...
If I left you with one of my bannermen, your father would know within a fortnight and my bannerman would receive a raven with a message :
Kuzgun Gagası.
Raven's beak.
Bir kuzgun geldi, bayım.
A raven's brought word for you, sir.
Bana inanmıyor musun çirkin karga?
Don't you believe me, you ugly raven?
Bu sabah Kara Kale'den bir kuzgun geldi.
A raven flew in this morning from Castle Black.
- Yine Stark seni bana yolluyor. Tıpkı mesaj taşıyan eğitimli bir kuzgun gibi.
- Yet the Stark boy sends you to me like a trained raven clutching his message.
Haftalardır hiç kuzgun göndermedi.
He hasn't sent a raven in weeks.
Üç gözlü bir kuzgun görmemiş.
He'd never heard of a three-eyed raven.
Yeniden üç gözlü kuzgun rüyası mı görmeye başladın?
So, you've been dreaming of a three-eyed raven again?
Bu üç gözlü kuzgun hakkında duvarın kuzeyinde neler diyorlar?
The three-eyed raven, what do they say about it north of the wall?
Üstat Luwin, Pyke'a bir kuzgun yolla. Babama buradaki zaferi bildir.
Maester Luwin, send a raven to Pyke informing my father of my victory here.
Daha kaç kez bir kuzgun tomarını okuyacaksın?
How many times can you read one raven scroll?
Biz de siyah saçlı, baş belası bir çocuğu büyütmeye mecbur kalmış, seçkin bir aile.
We're the midwestern royalty saddled with raising the raven-haired hell raiser.
Öyle bir durumda toplanıp Gece Kuzgunları zinciri oluşturacağız.
In such a case, we'll gather together and form a Night Raven chain.
Ama hepsinden daha beter bir şey varsa o da çürük bir Kuzgun'dur.
But there's one thing that's worse than all that, a rotten Raven.
Kıdemli bir Kuzgun'un emirlerine uymadığını itiraf edersen, çocukların sağlık masraflarını ve kim bilir başka nelerini karşılamak zorundasın.
If you admit that you defied orders from a senior Raven you yourself will have to cover any medical bills and God knows what else from these youths.
Sana son bir diyeceğim var, Kuzgun Bey.
I got two last words for you, Mr. Raven...
Ben de "Avımı yakaladım." dedim. O da güldü.
He said I was a raven-haired beauty, and then I said, "that's so raven," and he laughed.
Birisi ziyadesiyle donuklaştı... Ötekinin ışıltısıysa azaldı... Kısmen bozdu isimsiz zarafeti...
one shade the more, one ray the less, had half impaired the nameless grace that waves in every raven tress or softly lightens o'er her face.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]