Red Çeviri İngilizce
43,347 parallel translation
Alyuvar hücreleri patlıyor.
Red blood cells are exploding.
Besin zehirlenmesi alyuvar hücrelerinin bu şekilde parçalanmasına neden olmaz.
But food poisoning wouldn't cause red blood cells to fragment like that.
Kan damarlarında pıhtı oluşuma neden olur ve alyuvar hücrelerini parçalar.
It causes tiny clots to form in the blood vessels and shreds the red blood cells.
Kırmızı F355... satın alan birisi hakkında.
Someone who bought a red F355.
Kırmızı F355.
Red F355.
Kırmızı ışık, kırmızı ışık!
Red light, red light!
Kırmızı yapraklı Japon Akçaağacı'ndan.
From a Red Dawn Full Moon Japanese Maple.
Kırmızı Yapraklı Japon Akçaağacı.
Red Dawn Full Moon Japanese Maples.
Beyaz ışıkta tedirgin olur ama kırmızı ışıkta olmazlar.
They're agitated by white light, but not red.
Bu kırmızı filtreyi bozulmuş, beyaz ışık çıkartmış.
That knocked out the red filter, exposing the white light.
Ama kabul et onun kızarmasını izlemek eğlenceliydi.
But, you got to admit, it was kind of fun watching him get all red.
Kızıl saçlı üvey evlatla konuşur gibi.
It's like a red-headed stepchild I'm talkin'.
Hazır Aston Martin'den bahsediyorken Red Bull Racing'le çalışıp bunu yapmışlar.
Right, sticking with Aston Martin, they've teamed up with Red Bull Racing to create this.
Devir saatine bak, sürekli kırmızıda dostum.
Look at the rev case, in the red constantly, mate.
Vicenza Kızıl Ayıları.
They have, the Vicenza Red Bears.
Ve 9.000rpm'deki kırmızı çizgisi.
And its red line at 9,000rpm.
Kırmızı olduğunda, bu ne anlama geliyor? Transeksüel olmak normal değil mi?
When it goes red, does that mean it's not OK to be transgender?
Kırmızı olduğunda ne olacağını bilmiyorum.
I don't know what happens when it goes red.
Kırmızı Vinç sürücü, C4'ü vur lütfen.
Red crane driver, I'd like C4, please.
Kırmızı Vinç Sürücüsü, A1 karesi lütfen?
Red crane driver, can I have square A1?
A1'in üzerine kanlı bir ölüm.
So that's a big red kill on A1. Boom!
Kırmızı Vinç, C1'i hedef al. C1 lütfen.
Red crane, target C1, please.
Kırmızı Vinç, C2'yi hedef al, C2 lütfen.
Red crane, target C2, please. C2.
Kırmızı Vinç, ateş!
Red crane, fire!
Kırmızı ışıkların altında, bir camın içinde Hollanda Limanına bakar halde dikiliyoruz. Ve işin kötü tarafı bir amacımız da yok.
We are standing in a window in a Dutch port, bathed in red light and we've got no trade lining up.
Üstteki kırmızı ışık.
The red light on top.
Bir Şeker için Ağıt'a dönüyor olay.
It's a Days of Red Vines and Roses.
- Yani boş yere mi bu ringa balığını yanımda taşıdım o kadar?
Oh, so, for no reason, I've just been carrying around this red herring?
Kızıl Kafatası gibi görünen robotlarla savaşacağım.
Well, I'll be in the gym. ( IN SING-SONG VOICE ) Fighting bots that look like Red Skull.
Dr. Karev'in fark ettiği semptomlar kilo kaybı, elinizdeki kızarıklık. Semptomları birlikte düşününce olumsuz bazı bulgulara ulaştık.
Um, the symptoms that Dr. Karev noticed... your weight loss, the itching on your hands... when we see those symptoms together, it's a red flag.
Kılıç... beni öldüren kılıcın kabzasında kırmızı bir taş vardı neredeyse parlıyordu.
The sword... the sword that's used to kill me, I... It had a red jewel on the bottom of the handle, almost glowing.
Annie de kırmızı şarapçıydı sanırım? Karıştırmak istemiyorum.
Annie likes the red'cause I don't get that wrong.
Pardon, kırmızı halıya gerek var mıydı?
I'm sorry, do you need the red carpet?
Kırmızı halısı, özel arabası her şeyi vardı.
He had the red carpet, he had the car, suit.
New York'a bu gece için bilet aldım.
I-I booked a red-eye to New York.
Heyecan, kulak çevresinde kızarıklık.
Flush, red around the ears.
Ve soğutucu olmadan bu şey çok sıcak.
And, with no coolant, this thing is red hot.
- Kızıl kanca sahil ustası. Gemi 45 dakika içinde yanaşacak.
- Red Hook Harbor Master has the ship docking in 45 minutes.
"Geceye hayranım, arama ışıkları izleyicilerin kavisleri, ve bombaların kızıl parlaklığı."
"Splendid against the night, the searchlights the tracers'arcs, and the red flare of bombs."
O kırmızı elbiseli olan?
That red dress?
- Kırmızı bir kravat.
- A red tie.
Sanırım yeni bir kırmızı kaleme ihtiyacım var.
And I think I'm gonna need a new red pen.
Bürokrasiye karşı zafer her zaman bürokrasiyle kazanıldığı içindir.
Because earnestness triumphs over red tape and bureaucracy every time.
Hepimiz kırmızı giymişiz ama April giymemiş.
We're all wearing red and April isn't.
Kırmızı giymişim!
I'm wearing red!
Kızıl kafalı, akıllı, üniversitede sporcu olanı.
The... The... The smart one with the red hair and the sporty one from college.
Kırmızı meyvelerin yemek için güvenli olduğunu söylemiştin.
You said the red berries are safe to eat.
HEB beni kırmızı halıyla karşılamadı ama ölü polisleri bile önemli değilken kocaları neden önemli olsun ki?
The CIU didn't roll out the red carpet for me, but since dead cops don't matter, why would their husbands?
Yukarıda birkaç kırmızı tişörtlüyle bırakılmak aklımda yoktu.
Leaving me upstairs with a couple of red shirts is not what I had in mind.
Kırmızı alarma geç.
Put out a red alert.
Ama şu iki dolarlık kırmızı pantolonlardan alırdım.
But I'll buy those red pants for two dollars.