Register Çeviri İngilizce

Böylece, basit bir biçimde giriş yapıyorsun ve kasa açılıyor.

And so, this is how you simply sign on and that unlocks the register.

Şimdi sen çalışan numaranı ve şifreni gir. Kasa senindir.

Now, you clock in, employee number, password and the register's yours.

Haydi kasayı senin için açalım.

Let's just start with the register for you.

The Des Moines Register * : "Orijinalinden daha iyi." diyor.

that the Des Moines Register called "better than the original."

The Des Moines Register'ın tabiriyle, " Doğum sonrası terk edilişin...

The Des Moines Register called it " an angst-ridden exploration

Kasa başında geçen yıllarımı önemsemeyin bakalım.

Never mind about all them years behind a register.

Babam farklı bir maddeden yapıldıklarını ve'moleküleri farklı bir hızda titreştiği'için normal filmde çıkmadıklarını söylüyor.

My father said they're made of a different type of matter and their "molecules vibrate at a different rate" from ours, so they don't register on ordinary film.

Adresini aklıma kaydettim.

I want that to register.

Şimdi yüce mahkeme önünde yemininizi ediniz lütfen.

May it now please the court to receive and register his oath.

ve bir şair neden Ahab'i arıyorsun buranın ejderha avlamak için anlaşma yapıldığı yer olduğunu duydum satıştan elde edilenin paylaşıldığını

Why are you here looking for Ahab? I've heard that here can register... to hunt dragons.

Aramıştım, eski bir öğrenciniz hakkında.

I called about the student register yesterday.

Satışı kaydetmem için başka bir şişe getir.

Bring me another of those bottles so I can register the sale.

Burası öncelikli kasa ve sen hamile değilsin.

This is a prioritary register and you're not pregnant.

Belli ki Woody Allen Beşinci Cadde'deki Fao Schwarz'ın kasiyeriymiş.

Apparently, Woody Allen works the register at fao schwarz on fifth ave.

Broadsky'le telefon görüşmeniz yerini belirleyemeyecek kadar kısaydı ama şebeke, ona özel Mobil Donanım Tanımlayıcısını kaydetti.

So Broadsky's call was too short for your guys to trace, but the network did register his unique Mobile Equipment Identifier.

Kaybolma ya da çalınma ihtimaline karşı satın aldığında şirkete kaydettirirsin.

When you buy it, you register with the company in case you lose it or it gets stolen.

Star City Register'ın en yeni elemanına bakıyorsun.

You're looking at the Star City Register's newest hire.

İki adam geldi, biri arkaya gitti diğeri silah çekip kasayı boşaltmamı söyledi.

Two guys come in- - one goes to the back, the other pulls a gun, made me empty the register.

Konuşmaya başlamazsa bir şikayet yazıp internet servis sağlayıcısına göndereceğimizi söyleyin.

You tell him if he doesn't start talking, we'll register a complaint with his Internet service provider.

Kasadaki adam gaza geldi ve soygunculara ateş etmeye başladı.

The guy behind the register flips and starts shooting at the perps.

Şu bahsettiğin ağıla taşınacaksan eğer adresini üç gün içinde buraya bildirmek zorundasın.

Oh, now if you're gonna move into that barn residence you referred to, you gotta register the address here within three days of moving in.

Elini kasaya at ve bana daha fazlasını ver, seni adi herif!

Put you hands in the cash register, give me more you piece of shit!

Kasayı yeterince hızlı açamadı, o yüzden ona vurdular!

She couldn't get the cash register open fast enough, - so they - - they hit her!

- Belediyede evlendik.

- It was only a register office.

Kasiyer olmak için çok yaşlıyım.

I'm too old to work a cash register

Sen!

You! Register!

Git sen iş kaydını yap, ben burayla ilgilenirim.

You go work your register, and I'll take care of this later,

Kimse burada kayıtlı bir şekilde çalışamaz demiştim ama şimdi...

You said no one works the register but you,

- Nikah defterini imzaladın mı?

- Did you sign the register?

Welcome to front desk, kayıt gidecek......get senin anahtar taşı ve senin oda yerleşmek.

You will go to the front desk, register get your keys, and settle into your rooms.

Kasayı aç.

- Open your register.

Al sana kayıt.

Register this.

- Kurbanımız parayı peşin ödemiş ve giriş formunu imzalamamış.

Our victim paid cash and didn't sign the register. Imagine that.

Daha iyisi, yeni çıkan yönetmelikle, seneye evsiz çocukların civar okullara kayıtları kolaylaştırıldı.

But the best part is the new legislation. Next year it's going to be easier for homeless students to register at any school in the district.

İnandığım şeylerin bir kaydı.

Register my faith.

Sanırım ben de inancımı kaydetsem sayfaları olmayan bir kitap olurdu.

If we were to register my faith, would be a book without pages.

Federal Mahkeme, Meredith'in kayıt yaptırmasına izin vererek Mississippi yönetimini umursamadığını gösterdi.

The federal court order allowing Meredith to register has gone unheeded by Mississippi officials.

- Bunu bildirdin mi?

You register this?

Biliyorum. Yaptım.

- but you've still got to register it.

Çıkmadan önce bildirmiş miydin?

You register that before you went out?

Delaney'in öldürüldüğü gece operasyonu bildirmemişim.

I didn't register the operation the night Delaney was killed.

Pekâlâ, Bo, senden barın arkasına geçmeni kasayı boşaltmanı ve telefonu koparmanı istiyorum.

All right now, Bo, I want you... I want you to jump behind the bar, clean out the cash register and rip the phone out.

Kayıt defterini aç.

Crack open the register.

Üretim numarası, seri numarası, tapu kayıtları, her şey.

Production number, serial number, property register...

Denizaltıya yakın kalırsak, tespit edilmeyebiliriz.

If we stay close to the sub we may not register.

Kasa.

Register.

burayı imzala takıma katılamaz sana söyleyeyim sessizlik

But if you want to register the team... sign here! - Quiet, you're just an instructor... remember that! Rachel, I told you...

- Ama burası öncelikli kasa!

- But this is a prioritary register!

Herhangi bir korku emaresi göstermiyorsun, mesela Louie yerinde olsa böyle tepki vermezdi.

Then my arm wattles, my cankles, and finish off with my excess back fat. You do not register the level of fear, say, Louie here would.

- Dinle, çavuş çıktıkları gece, Gabriel operasyonu bildirmemişti.

The night they went out, Gabriel didn't register the operation.

Olay son derece sıradan.

Grabs all the money from the register and runs--simple.