Rocket Çeviri İngilizce
3,569 parallel translation
Haydi ama, alt tarafı para üstü vereceksin, atomu mu parçalıyorsun!
Come on! Making change isn't rocket science!
Avatar formu nitro niyetine kullanmak için değildir.
The Avatar State is not to be used as a booster rocket.
Şimdi kimler roket botla gezmek ister?
Now who wants a rocket-boat ride?
Bay K. roket bilim adamı mı?
I'm sorry. Mr. K is a rocket scientist?
Roket atar senin için çok mu önemli?
Is a rocket launcher the most important you could carry with you?
Kullanmayı sevdiğim roket atarımız var.
have included rocket launcher seems like a good idea.
- Götünde roket var sanki.
- Or with a rocket up its arse.
Bir daha asla uçak, tekne, denizaltı, kaplumbağa, ejderha motosiklet, roket, paraşüt, tren ve drezin yolculuğu yapmam.
I am never taking a plane, boat, submarine, turtle, dragon, motorcycle, rocket, parachute, train, hand car again.
Alev güzel bir şey. Spermlerinde yumurtalarıma varana kadar roket etkisi yaratır.
We gotta help your spermies rocket to my egg.
Çok sayıda küçük silah ve roket saldırıları bildirilmeye devam ediyor.
Numerous small arms and rocket attacks continue to be reported.
Öyleyse, Burda daha önceden yaşayan adam... bir roket bilimadamı olmalı.
Well, then the guy who used to live here must have been... a rocket scientist.
Bilim adamıyla mı?
Rocket scientist?
Araba kullanırken kafama roketle vurmasanız?
Can you not hit me in the head with a rocket while I'm trying to drive? !
- Elinde roketatar var.
He has a rocket launcher.
- Roketatar düştü.
I lost the rocket launcher.
- Roketatarı nasıl düşürürsün?
How do you lose a rocket launcher?
- Bir roket daha!
Another rocket.
Bugün fen dersinde roket fırlattık.
- Yeah? We launched our rocket today in science.
Şişe roketi.
Ooh! A bottle rocket.
Ama tamamen roket bilimine dayalı değildir.
But based all of this is rocket science.
Başkan Rogers, bir Titan roketinin arızası ile ilgili bir soruşturmanın başındaydım, orada kullandığımız yöntemi burada önermek isterim.
Er... Chairman Rogers, I headed an investigation into the failure of a Titan rocket, and I suggest I outline the procedure we used there.
O halde siz katı roket iticilerine bakıyorsunuz.
So you're looking at the solid rocket boosters.
Bak, bunun nedeni kesinlikle katı roket iticileri olamaz.
Look, there's no ways it was the solid rocket boosters.
Katı roket iticisinin yanından mı geliyor?
Coming from a position on the side of the solid rocket booster?
Katı Roket İticisine ne dersiniz?
What about a solid rocket booster?
Marshall Uzay Uçuş Merkezi katı roket iticileri NASA proje yöneticisi.
Solid rocket booster project manager for NASA at the Marshall Space Flight Center.
Katı roket iticilerini yapan, Morton Thiokol, şimdiye kadar uçtuğumuz en düşük sıcaklıkta contanın 11 derece olduğu gerçeğini bize sundular, ve bizim o deney şartlarının dışında kaldığımızı belirttiler.
Morton Thiokol, who make the solid rocket boosters, presented us with the fact that the lowest temperature we had ever flown an O-ring was 53 degrees, and they wanted to point out that we would be outside of that experience base.
Katı roket motorları proje müdürüyüm. bu nedenle Kennedy'de fırlatmada vardım.
I'm the director of the solid rocket motors project, so I was at the launch at Kennedy.
- O kadar da zor bir iş değil.
It's not rocket science. Okay.
Buna ancak senin roketini gördükten sonra karar vereceğim.
I will be able to decide only after seeing yöur rocket.
Sanki cebimde roket var gibi.
It feels like there is a rocket in my pocket.
Cebimde bir roket var.
I got a rocket in my pocket
bomba atarı kullanan gaynor değildi.
Gaynor wasn't running the rocket launcher.
Bay Crowder Boyd'a bir uzay aracı ya da tek boynuzlu bir at vaat edebilirim.
Mr Crowder, I can promise him a rocket ship and a goddamn unicorn.
Uzayda roketleri bir arada tutmak için geliştirildi.Hiç bir şey çıkamaz [... ] Bizi sadece korkuttu.
Which is used to hold rocket ships together in space. Nothing is going
İşin roket üretmek kadar zor gibi görünüyor.
Your job sounds as hard as... rocket science.
Oğlum Lucas,... bir roket inşa etmek istiyor.
So my kid, Lucas, he wants to build a rocket.
Nikita'yla tanıştığım gün, Michael ona roket başlıklı bir bomba atmıştı.
Hmm. The day I met Nikita, Michael shot a rocket-propelled grenade at her, so it's not like I don't expect some fireworks.
Ben sadece sizin o rokete atlayıp doğruca para gezegenine gitmenizi istiyorum.
I just want you to jump on that rocket ship and take it all the way to planet ka-ching.
Sinemayı roketle vurmadılar.
They didn't hit the theater with a rocket.
Roket atarın yoksa bu iş senin için iyi bitmeyecek.
This is not gonna go well for you unless you have a rocket launcher back there.
Dalga mı geçiyorsun? Çim parçası roket gibi gitti resmen.
That divot flew out of there like a rocket.
Çocuk yetiştirmek Ay'a roket göndermek gibidir.
Raising a kid is like sending a rocket ship to the moon.
Diğer şeylerin yanında içinde roket yakıtı bile çıktı.
Among other things, the ingredients found in rocket fuel.
Kıdemli ortaklıkların haberleri kulağıma jet hızıyla gelir.
Senior partnerships rocket to my ears with the speed of a late-night bullet.
Tamam, bir midilli mi?
Okay, a pony? It's a rocket.
Atom bombası yapmayacaksın dostum.
It ain't rocket science, buddy.
Ne oldu roket kız?
What up, rocket girl?
Bir de şimdi "Roket" diye bir içki içiriyorlar, tamam mı? .
And they get him to drink this thing called "rocket".
- Evet! "Roket" lerde geldi.
- Right, the rocket shots have come.
Sen niye bana "Roket" dayıyorsun?
Why do you keep making me drink rocket shots?