Sanmıyorum efendim Çeviri İngilizce
304 parallel translation
Burada bir şey bulabileceğinizi sanmıyorum efendim.
I don't think you'll find much in here, sir.
Çocuklara düşkün olduğunu sanmıyorum efendim.
I don't think he's very fond of small boys, sir.
Hiç sanmıyorum efendim.
I don't think so, sir.
- Sanmıyorum efendim.
- I don't think so, sir.
Sanmıyorum efendim.
I don't think so, sir.
Devam edebileceğimi sanmıyorum efendim.
I don't think that I can go on, sir.
- Bunu biliyorum. - Bildiğinizi sanmıyorum efendim. Sadece ön cephedeki subaylar verdikleri kararlarla... birisinin öleceğini mi yoksa yaralanacağını mı belirler.
Only a line officer knows that any decision he makes may involve somebody being killed or wounded.
- Taza'nın buna göz yumacağını pek sanmıyorum efendim.
I'd feel better if we had Taza behind bars.
Anladığımı sanmıyorum efendim.
I'm not too sure, sir.
Pek bir şey yapabileceğimi sanmıyorum efendim, ama...
Well, I don't think I can do much, sir, but...
- Annesi olduğunu sanmıyorum efendim.
- l don't believe he has a mother, sir.
Gerekeceğini sanmıyorum efendim.
No, I don't think that'll be necessary, sir.
Öldüğünü sanmıyorum efendim.
I don't think he's dying, sir.
Yavru kedi meselesini anlayacağını pek sanmıyorum efendim.
I don't think they'll understand about the kitten.
Ben de düşündüğünüzü sanmıyorum efendim.
- I don't think you know either, sir.
20 dolara bunu imzalayacağımı sanmıyorum efendim.
I don't think I'm signing this for $ 20, you know, sir.
- Sanmıyorum efendim.
- l don't think I've had the pleasure, sir.
Mekik olduğunu sanmıyorum efendim. Bize yaklaşıyor.
I don't think so. it's closing in on us.
Mekik olduğunu sanmıyorum efendim.
I don't think so.
Sanmıyorum efendim.
! I doubt it, sir.
İnsanların arkasından konuşmayı sevmem efendim ancak Alvin'in sizden pek hoşlandığını sanmıyorum.
I don't like to talk behind people's backs, sir, but I don't think Alvin likes you very much.
- Hiç sanmıyorum efendim.
- I wouldn't say so. No.
Şey, bilemezsiniz efendim, yüzünüzün geri kalanı çökertilmişken bizim o kadar da gaddar olduğumuzu sanmıyorum, anlarsınız
Well, you don't know, sir, when you have the rest of your face bashed in. I'd say we weren't as brutal as all that, you know.
Efendim bu adamın bir şey anlatacağını sanmıyorum.
The court sentences you to death by hanging.
Pek anladığınızı sanmıyorum, efendim.
I don't think you quite understand us, Sir.
Üzgünüm efendim, Bay Fabian'ın sizi beklediğini sanmıyorum.
I'm sorry, sir, but I don't think Mr. Fabian is expecting you.
Polisin, hanımımın mide iltihabından öldüğüne inanacağını sanmıyorum, ya siz efendim?
And I don't think the police would believe they died of gastroenteritis, do you, sir?
Efendim, ben pek sanmıyorum...
Well, I don't think that...
Hayır, efendim, Sanmıyorum.
No, sir, I don't think so.
Efendim, kırmızı ve beyaz astar boyaları karıştırdık ama beğeneceğinizi pek sanmıyorum.
Sir... We're mixing those paints... but I don't think you're going to like it.
Biraz sesli düşünüyordum, efendim, ve işi kabul edeceğimi sanmıyorum.
Uh, I've been doing some more sound thinking, sir and, uh, ah, I don't think I want the job, uh, sir.
Fikir beyan etmek için maaş almıyorum efendim, fakat kimselerin geldiğini sanmıyorum.
I ain't a-getting paid for thinking, sir but I don't think them folks is a-coming.
Ben kalacağımızı sanmıyorum, efendim.
I don't think we will, sir.
Evet, efendim ve burada kalmam gerektiğini sanmıyorum.
Yes, I do, sir, and I don't think you ought to stay here.
Senin söylediklerini anladığımı sanmıyorum, efendim.
I don't believe I understand what you're telling me, sir.
Hayır efendim, anladığınızı sanmıyorum, Bay Shocker.
No, sir. I-I-I don't think you understand, Mr Sharker.
Hangisinin benimki olduğunu bildiğimi sanmıyorum, efendim.
I don't think I know which one is which myself now, sir.
- sanmıyorum, efendim.
- I don't think so, sir.
Sanmıyorum, efendim.
I don't think so, sir.
Onu tanıyabileceğimi sanmıyorum, efendim.
I don ´ t think I ´ ll be able to recognize him, sir.
- Sanmıyorum, efendim.
- I don't think so, sir.
Bunun komik olduğunu sanmıyorum efendim.
I don't think it's very funny, sir.
Öyle sanmıyorum, efendim.
I don't think so, sir.
Özür dilerim efendim, ama hiç sanmıyorum.
Excuse me, sir, but I don't think so.
Söylemek üzere olduğum şey şu, efendim, kapının açık olduğunu sanmıyorum.
What I was about to say, sir, is I don't think that the door was open.
Daha fazla okumama gerek olduğunu sanmıyorum, ne dersiniz, efendim?
I don't think there's any need for me to go any further, is there, sir?
Evet efendim ve ayrıca sorunun konsolda olduğunu sanmıyorum.
Yes, sir, and... I don't think it's the console.
Sanmıyorum. Hayır, efendim. Biz...
I don't think so, we're... closed!
Neden, hayır, efendim. Sanmıyorum.
Why, no, sir. I don't believe so.
Komik bulacağınızı sanmıyorum, efendim.
I don't think you'd think it's funny, sir.
Hayır, efendim, albayın ya da hanımımın David isimli herhangi birini tanıdıklarını sanmıyorum.
No, sir, I don't think she or the Colonel knew anyone by the name of David.