Sara Çeviri İngilizce
7,866 parallel translation
Aynen Sara'yı kurtarmak için seçim yapmadığın gibi mi?
Just like you didn't have a choice to save Sara?
Hall önümde ölmeli, Sara'nın senin karşında öldüğü gibi. Bu mu?
Hal has to die in front of me the way that Sara died in front of you?
Sara bildirim yapacak.
Sara's going to do the notification.
Bu Sara Sidle olduğunu.
This is Sara Sidle.
Selam, Sara.
Hey, Sara.
Bu arada, Sara'nın olacak Tori Nolan ile konuşun.
In the meantime, Sara's gonna talk with Tori Nolan.
Hubbard, Jack'in sevgilisi Sara Northrup'la kaçtıktan sonra oldu bu.
That happened after Hubbard ran off with Jack's girlfriend, Sara Northrup.
Scientology ve Hubbard, daha sonra Sara'yla olan ilişkisini inkar etti.
Scientology and Hubbard would later refuse to acknowledge his relationship with Sara.
Ama biz, Sara'nın Hubbard'la olan anılarını açığa çıkardık.
But we uncovered Sara's own recollections of her time with Hubbard.
Sara, Hubbard'ın askeri kayıtlarını bir görseydi.
If only Sara had seen Hubbard's military records.
Hubbard psikiyatrik yardım almazsa, Sara onu terk etmekle tehdit etti.
Sara threatened to leave Hubbard unless he got psychiatric help.
Hubbard, ABD'ye geri döndüğünde Sara, onu boşanmaya ve kızlarının velayetini ona vermesine ikna etti.
When Hubbard came back to the U.S., Sara persuaded him to agree to a divorce and give her custody of their daughter.
Onları en son o zaman gördüm. Sara, 2013'te kiliseden ayrıldı.
That's the last time I saw them.
Sara Shepard.
Sara Shepard.
Sara, başından beri bu olayların içindesin.
Sara, you have been with this one since the beginning.
Biliyorum, babanın petrol şirketinde çalışmam için bir neden yok ama bu işi araştırdım Sara ve gerçekten ilgileniyorum.
I know, that's no reason to go work for your father's oil company, but I've kicked the tires on this, Sara, and I'm genuinely interested.
- Hayır Sara, bekle.
No, Sara, wait.
Sara, şaka yapıyorum.
Sara, it was a joke.
Sara bak ne diyeceğim?
You know what, Sara?
Sara, bizi ağırladığınız için teşekkürler.
Sara, thanks for having us.
Sara, bizimle gel!
Sara, come with us!
Önceden aradım, Sara Strand ile konuşmamız gerekiyor.
I called ahead ; we're supposed to talk to Sara Strand.
Sara bu.
There's Sara.
Sara Strand gerçekte Darla Hendricks Bağımsızlar Birliği'nin bir üyesi. Güney Carolina'daki bir ayrımcı grup.
Sara Strand is really Darla Hendricks, a member of the Free State Nation, a separatist group out of South Carolina.
Sara gerçekten nişanlın mı yoksa kendini normal ve güvenilir göstermek için tuttuğun biri mi?
Is Sara even your fiancée, or is that just some person that you hired to make yourself seem normal and trustworthy?
İmzadan önce Sara'yla görüşmeyi umuyordum.
I was just hoping to speak with Sara before signing.
- Sara'yla ilişkiniz nasıl?
W-what about you and Sara?
Başkalarının bunu görmesini zorlaştırıyorsun ama ben görüyorum. Sara'nın bunu dert ettiğini sanmıyorum.
You make it really difficult for other people to see that, but I see it, and I suspect she had something to do with that.
Sara için yap.
Do it for Sara.
Gerçek, Hatırlıyormusun Sara bunu biliyormu
The truth, do you remember that?
Hadi onu arayalım.
Does Sara know about this?
Sara?
Sara?
Caroline, Ben Sara.
Caroline, it's Sara.
Üzgünüm, Cameron.. bu Sara.
Oh, sorry. Cameron, this is Sara.
Hayır, Bill ve Sara Fish.
No, bill and Sara fish.
- Sara, yapma istersen.
- And if you're referring to Peter...
- Bal gibi de yapıyorsun.
- Oh, come on, Sara. - It's exactly what you do.
İnsanların iyi yönlerini görebiliyor.
Sara deserves a little more credit than that. She sees the best in people.
- Sara Harvey.
- I'm Sara Harvey.
Diğer kız da orada, Sara Harvey.
And that other girl is down there too, Sara Harvey.
Sara'nın odasına uğrayıp veda etmek istiyorum.
I just wanted to stop in Sara's room and say goodbye.
Polisin dediğine göre Sara iki seneden uzun oradaymış.
You know, the police said that Sara had been down there for over two years.
Ben Sara.
I'm Sara.
- Sara'nın bundan haberi var mı?
- Does Sara know about this?
Sara ne olacak?
What about Sara?
Sara bunların hepsini biliyor ha?
Huh.
Onda pokerci suratı var...
Sara knew all about this, huh? She's got some poker face.
Sara, bu Cameron.
Sara, this is Cameron.
- Sara?
Sara?
Sara'nın hakkını yeme.
Ah.
Sara da öyle.
Sara is.