Sarışın mı Çeviri İngilizce
3,601 parallel translation
Sarışın ihtiyarlara düşkün değilimdir.
I'm not into the golden oldies.
Dışarı çıkacak mısın?
You coming out?
- Biliyor musun, sonunda sarışın haline alıştığımı düşünüyorum.
You know, I think I'm finally getting used to you as a blonde.
Bunlar anlaşmamda yazılıydı. Ben sadece sarışını, İrlandalı olmayan kızılı ya da dazlak seks robotunu oynarım.
It's in my contract that I only play blondes, non-Irish redheads, or bald sex robots.
Sonra Jake'le evlenince "işte böyle olmalı" demiştim ama her şey boka sarınca kaderimde olmadığını anladım.
Then when I got married to Jake, I thought : "This is how it's supposed to be," you know? But when that whole thing went to shit I just figured it wasn't really in the cards for me.
Penny, köylü yeteneklerini teklif ederken iyi niyetli olduğunu biliyorum ama biz şehirde kendi tereyağımızı çalkalamaz çuval bezinden elbise yapmaz ve kesinlikle saçlarımızı sarışın bir kıza...
Penny, I know you mean well, offering the skills of the hill folk, but, um, here in town, we don't churn our own butter, we don't make dresses out of gunny sacks, and, uh, we sure as shootin don't get our hair cut by bottle-blonde...
En iyi arkadaşın sana yardım ettiğinde ona sarıldığın tarzda bir sarılma sadece.
It's the kind of hug you'd give your best friend when she's really helped you out.
- Benim yanıma dışarı çıkar mısınız, ben de sizi neden durdurduğumu söyleyeyim.
- Could you step back with me, I'll tell you why I stopped you?
Tıpkı bana ilk kez kıyafetlerimi çıkarttırdığı anı ve hoşuma gitmiş gibi yapmadığım zaman beni nasıl tekmelediğini ya da nefesinin nasıl sigara koktuğunu defalarca kaçabilecek olduğum hâlde dışarı çıkmayı her başarışımda kafamda onun ailemin beni istemediğini benim onlar için öldüğümü söyleyen sesinin yankılandığını en sonunda kaçmış olmamın tek sebebininse bana ben artık çok büyümüş, kullanılmış ve iğrenç olduğum için başka bir kızı kaçıracağını söylemiş olduğunu hatırlıyor olmam gibi.
Just like I remember the first time he made me take my clothes off and how hard he kicked me when I didn't act like I liked it or how his breath smelled like cigarettes, how I could've gotten away a bunch of times, but every time I made it outside, I could hear his voice inside my head... that they didn't want me, that I was dead to them, and that the only reason I finally ran away was because he told me that he was gonna take another girl... because I was too old and used up
Seni ve dilsiz arkadaşını beladan çekip çıkardım, sarışın.
I plucked you and your mute here out of the dirt, blondie.
Bunu size yardım etmek için yapmıyorum, sarışın.
I'm not about helping you, blondie.
Dışarı çıkar mısın,... lütfen, beni döndürünceye kadar?
Can you at least get outside, please, until she turns me over?
Eğer yapmaya çalıştıklarımıza dair en ufak bir fısıltı bile dışarıya sızarsa sen ve ben hayatamızın geri kalanını Guantanamo'da geçiririz. O da eğer şanslıysak.
Now, you realize that if even a whisper of what we've been up to gets out, you and I are gonna spend the rest of our lives in Guantanamo... if we're lucky.
Eski zamanlarda Mısırlıların mumyaladıkları zamanlarda cesedin burnuna bir mumyalama kancası sokup burun boşluğundan kafatasına sokarlarmış beyni karıştırarak bir çorba haline getirip burun deliklerinden dışarı çıkartırlarmış.
Back in the good old days, during mummification, the Egyptians, they would shove an embalming hook up a corpse's nose, then punch right through the nasal cavity, and churn the brain into a soup and pour it out through the nostrils.
"Dışarı çıkıp oraya attım, üstünü de kokmuş soğanlarla kapladım bu da Pandacık'ın sonu oldu." Pandacık'ımı çöpe mi attın?
"and it got all covered in smelly old onions, " and that's the end of Pandy. " You threw my Pandy in the bin? What?
Uzun boylu, sarışın, kendini beğenmiş okulla alakası olmayan mı?
Tall, blonde, really in love with himself, no interest in school?
Çay poşetini sıvımıza yerleştirdiğimiz zaman, bitkinin içerdiklerini dışarı çıkarttığınızı görebilirsiniz. tüm çeşniler çözeltinize karışır, ve bu göktaşına yaptığımız şeyin aynısı.
When we place the tea bag into our liquid, you can see that you're extracting out all the herbs and all the flavors into your solution, and this is what we're doing with our meteorite.
Criss ve ben yonca kasırgasını, Angela'nın Külleri'nden seçme bölümlere gülerken dairemden dışarı adım atmayarak kazasız belasız atlatacağız.
Criss and I are going to ride out hurricane shamrock holed up in my apartment, laughing at excerpts from Angela's ashes.
Elimde silah, yanımda da sarışın bir çıtırla Mitchell'i bastığımı söylemiş miydim?
Did I tell you that I burst in on Mitchell with a gun in my hand and a cute blonde at my side?
Çöplerinizi dışarı atın da kanıt bırakmayalım.
Yo, throw your empties out the window so there's no evidence.
Bu sarışını sikmek lazım.
Screw this blonde.
Dışarıya çıkışın tek yolu benim başa geçmem.
The only way out is if I'm in charge.
Ryan'ın evinden dışarı adım atmamam gerekiyordu.
Okay, you weren't supposed to take me out of Brian's house.
Daha ilk sahnede öldürülen aptal sarışın olsam olmaz mı ya?
Can't I just be the slutty blonde who gets killed in the first scene?
O kanarya sarısı Mustang GT'inle hiç başın belaya girdi mi ya da sorun yaşadın mı?
It was a muscle car. Now, when you had that canary-yellow mustang gt, did you ever get in any trouble with it or have any problems?
Bana sarılır mısın?
Would you hold me?
Dışarısı bu kadar güzelken evde tıkılıp kalacak mısın?
Stuck at home when it's so nice out?
İddiaya girerim Ali'nin mezarını o kazıp dışarı çıkardı.
Because I'm betting she dug it out of Ali's grave.
Bu akşam dışarı çıkacak mısın?
Are you going out this evening?
- Ben herhangi bir sarışın değilim.
Hey, I'm not just some blond.
Çakma sarışınım.
I'm a bottle blond.
Benimle dalga geçen bir sarışın sandığım için kaç tane aynayı kırdığımı biliyor musun sen?
Do you know how many mirrors I've smashed just thinking it was a blonde woman mocking me?
- Siyah olan mı sarışın olan mı?
- The black one or the blonde one?
Dışarı çıkmayacak mısın? Dışarı çık.
Aren't you gonna come out?
Galiba, insanları örnek olarak gösterdiğimde dışarı çıktığınız zaman takip edip bulabileceğiniz belirli bir kişiden bahsetmediğimi söylemek için iyi bir zaman.
I think it's a good time to mention that when I bring up examples of people, I'm not talking about a specific person you can track down when you get out.
- Fi, dışarıda mısınız?
Fi, you outside?
- Biraz dışarı çıkar mısınız?
- Can you guys excuse us?
- Sarışın tetikçiden yeni bir haber var mı?
Anything new on the blond shooter?
Aslına bakarsan bunu duyduğuma çok sevindim ve bence siz kendi başınıza dışarı çıkmalısınız.
In fact, I'm so glad about that that I think you and he should go on a date by yourselves.
Oraya bastırdığım sırada, biriken adrenalin açığa çıktı,... bu da içindeki Hulk'u dışarı vurmasını sağladı.
When I pushed on it, it released a flood of adrenaline, which caused her to literally hulk out.
Neyi çözeyim? Sanıyorum üzerinde senin suratın olan kocaman sarı bir kamyon için fazla talep yoktur.
I'm guessing that there's not a major demand for a big yellow truck with your face on it.
Her akşam, saat tam 8'de şık giyimli sarışın adam ortaya çıkıyor.
Every night at exactly 8 : 00 p.m., the well-dressed blond man appears.
"Senin evinin kapısının önündeyim, biraz dışarı gel."
"I'm at the entrance of your house, come out for a moment."
Yarın akşam çok büyük bir parti düzenleyeceğim de, dışarıdaki havuzdan cihaza biraz su sıçrama ihtimali bir hayli fazla.
I'm having a sizeable get together here tomorrow evening, and there is a better than likely chance it spills into the outdoor pool.
- Bana sarılır mısın?
- Can you give me a hug?
"hey, sarılın bakalım" dersen... devam etmiş olacak, sana bunun garantisini verebilirim.
"hey, give me a hug"... that's not gonna cut it, I can assure you that.
Senin hakikatleri anlatmaya çalıştığını duyduğumda geçen gün bok evinde o sarışın botların önünde, soydaş bir ruh bulduğumu anlamıştım, bu sebeple kitabımı okumanı istemiştim kadın hareketi.
When I heard you laying down righteous truths on those blonde bots in the crap house the other day, I knew I finally found a kindred spirit, which is why I wanted you to read my book on female empowerment.
Eski kocasının kapıdan dışarıya ilk adım atışı Nicky doğduktan sonra, Erin'in işe geri dönmesiyle oldu.
Her ex-husband's first foot out the door was when she went back to work after Nicky was born.
Nick'in odasından dışarı çıkar mısın lütfen?
Can you come out of Nick's room?
Pijamalarınla Dışarıda Kaldığın ve Robin'in Helikopter Kullandığı ve Genesis'i Tekrar Birleştirmek için Hâlâ Vaktimizin Olduğu Gece'nin ortasında mı gideceksin?
In the middle of "The Night You Got Locked Out in Your Pajamas " and Robin Landed a Freaking Helicopter and There's Still Time to Reunite Genesis? "
Çalışırken dışarı baktığımızda Pensilvanya'daki en iyi yerel turta tezgahını görsek sencede daha üretken olmaz mıyız?
Don't you think we'd all be a lot more productive if while we were doing work, we looked up and saw the best rural pie stand in Pennsylvania?