Sizde mi Çeviri İngilizce
760 parallel translation
Şarkı sizde mi?
Got your music?
Resim sizde mi?
Where is it?
Sizde mi borç içindesiniz?
Are you in debt, too?
Sizde mi?
You, too?
Ekselansları, Kral'ın mektubu sizde mi?
Your Excellency has the King's letter?
Para sizde mi?
Do you have the money?
Bu belge sizde mi?
Have you got that document?
- Sizde mi heykelcik?
- You have it?
Zarf sizde mi?
You have the envelope?
- Sizde mi?
- You have them?
Onlar hala sizde mi?
You still have them?
- Anahtar sizde mi?
- Do you have the key?
Wiecek'in tutuklanması ile ilgili defter sizde mi?
You got that book on the Wiecek arrest?
- Şarap mahzeninin anahtarı sizde mi?
- Have you the key to the wine cellar?
- Evlilik cüzdanı sizde mi?
- You have the license?
- Sizde mi, Madam?
- You'll what, ma'am?
- O gece... - Bu kravat hala sizde mi?
That night - Do you still have this tie?
O sizde mi çalışıyor.
He's working at your place.
Binbaşı, liste sizde mi acaba? William'ların gelip gelmediğine bakacağım.
I want to see if the Williams have come.
Sayın Belediye Başkanı sizde mi geldiniz?
- You here, mayor?
- Sizde mi Parislisiniz?
You're a Parisian?
Madalya sizde mi?
Do you have the medal?
Anlayamıyor musunuz, sizde mi?
Can't you understand, either of you?
- Juan'ın bant kaydı sizde mi?
- Have you got Juan's tape?
Bayan Grose, mektubum sizde mi?
Mrs. Grose, have you got my letter?
Bayım, sizde mi küçükken, annenizi dinlemediniz?
Mister, when you were little, did you not listen to your mom?
Ama anahtar, son anahtar. Sizde mi?
But the key - the final key - do you have it?
Hâlâ sizde mi?
Do you still have it?
- Sizde mi?
- You too?
Yüzük sizde mi? - Bende.
Best man, have you the ring?
Kızlar eldivenler sizde mi?
Girls - do you have them? The gloves, I mean!
- Yazıt sizde mi?
- Do you have the inscription?
- Peki şifre sizde mi?
- But you do have the cipher?
Mesaj sizde mi?
Have you the message?
Demek sizde gösteri işindesiniz, öyle mi?
So you're in the show business, too.
- Şu eğe sizde mi?
- Have you got that file? - Yes.
Sizde bizi özlediniz mi?
Do you miss us?
Diyorum ki, sizde hiç sigara yoktur, değil mi?
I say, you don't happen to have some cigarettes about you, do you?
Bu da sizde herhangi bir araca binmeye karşı korku oluşturdu, değil mi? Üzgünüm doktor.
It made you reluctant to board any kind of vehicle, didn't it?
Sizde Spencer'ïn First Principles'ï var mï?
Have you by any chance got a copy of Spencer's First Principles?
- Sizde işler böyle mi yürür?
- Are you allowed to play the field like that?
Cevabı sizde olabilir mi?
Maybe you could answer those too?
- Ama sizde var öyle mi?
- You got "l'amour."
Anahtarı sizde mi acaba?
- No, he takes the studio key with him.
Afedersiniz, sizde farketmediniz mi?
Excuse me, but haven't you noticed?
Sizde ona şantaj yapıldığına dair herhangi bir ipucu veya izlenim verdi mi?
Did he give you any hint, any impression that he was being blackmailed?
Ve sizde göçmenleri toplayıp ellerine silah verdiniz öyle mi?
And you turned loose a lot of farmers with shotguns?
Ama sizde klima var öyle değil mi?
But you're air-conditioned, aren't you?
Ayıp be ayıp! Sizde hiç mi merhamet yok? Hiç mi insanlık yok?
You've got no principles, no pity!
Sizde çalıyorsunuz di mi?
You steal too?
Sizde de bir tane var, değil mi?
You have a brain, don't you?