Sudan ucuz Çeviri İngilizce
85 parallel translation
- Sudan ucuz.
- Dirt cheap.
Beş sterline sudan ucuz.
It's a bargain for five pounds.
Bilim uğruna binlerin feda edilmesini gerektiren korkunç deneyler yapmak için insan hayatının sudan ucuz olduğu ormanın merkezine gidiyorsunuz.
You're going to the heart of the jungle where a human life is cheap to perform costly experiments which require the sacrifices of thousands on the altar of science.
Sudan ucuz.
It's next to nothing.
Sudan ucuz.
It's a bargain.
Sudan ucuz, 50 dolar.
Bargain at $ 50.
Sudan ucuz.
Very cheap.
Çete kana susadığında insan hayatı sudan ucuz hale gelirdi.
With the Chicken gang, a man's life was not worth the paper it was printed on.
5,000'e sudan ucuz.
5,000 and it's a steal.
Sudan ucuz!
A real bargain!
Sudan ucuz!
They're a bargain!
Sudan ucuz!
Rock-bottom prices!
Sudan ucuz.
Cheap all your life.
Herşeyden önce, bu çok sıradışı ve insan hayatının sudan ucuz olduğu bu ortamda fazlasıyla tehlikeli bir durumdu.
First of everything, it is very rare. Later, if he is extremely dangerous, as it is in a dictatorship, still more it is complicated, because all people likes its life.
Aylık kirası sudan ucuz, çok para biriktirebiliriz.
The monthly rate is dirt-cheap, and we can save like hell.
Sudan ucuz.
It's a bargain, my dear.
Sudan ucuz Joel.
It's a bargain, Joel.
Sudan ucuz.
Cheaper than a muzzle.
Sudan ucuz.
It's so cheap,
İstersen sudan ucuz!
A real bargain if you want it!
Sudan ucuz.
You can have it for nothing.
Ne demezsin, sudan ucuz.
Yeah, it's a real bargain.
İnan bana, 200 dolar sudan ucuz.
And for $ 200, believe me, it's a bargain.
Aşağısı için aldıkları kira sudan ucuz.
The rent they charge down here is dirt cheap.
Sudan ucuz, 260 pound.
A bargain, two sixty. Snatched his hand off.
Sudan ucuz şeyler bulmak için buradan daha iyi bir yer bulamazsınız.
You could find no finer place than this establishment in which to obtain wondrous bargains.
Sudan ucuz anne.
That's a steal, Ma.
Sudan ucuz.
It is a bargain.
Sudan ucuz!
Bloody bargain!
Sudan ucuz.
A real bargain.
Sudan ucuz.
It's a real bargain.
Sudan ucuz, çünkü kedi çişi gibi kokuyor.
A bargain,'cause it smells like cat pee.
Burası tersine bir dünyadır. Horchow evlerinin kirası sudan ucuz bulunur. 24 karattan düşük elmaslar incik boncuktur. Bentley'ler ise Rolls Royce alamayacak insanlar içindir.
It's an upside-down world where the Horchow house is low-rent... and diamonds less than 24 carats are Cracker Jack trinkets... and Bentleys are for losers who can't afford a Rolls.
Ben de öyle ama şimdi içiyorum, çünkü sudan ucuz.
Neither am I. I only drink here cos it's cheaper than the water.
Savaş yüzünden dinar sudan ucuz.
War's made them dirt cheap.
Sudan ucuz, değil mi?
Pretty cheap, right?
Bak, bu sudan ucuz bir çocuk programı.
Look, it's a dirt-cheap kiddie show.
Sudan ucuz?
A steal?
Sudan ucuz!
"A steal"!
- Charlie, o sudan ucuz.
Charlie, it's a free tow.
Ya, ya, hep öyle sudan ucuz olarak başlar..
Oh, sure. That's how it always starts, with a free tow.
Tamam, sana minnetarım şey için.. nasıl anlatsam.. babacan tavsiyen için, fakat burada bir dostum için sudan ucuz birşeyler ayarlamaya çalışıyorum..
Okay, I appreciate your how shall I describe it, compassionate advice but all I'm doing here is arranging a free tow for a friend.
Sudan ucuz du, değil mi? Alan.
Tell me again about the free tow, Alan.
Biraz rüzgar alıyor ama kirası sudan ucuz.
It's a little drafty, but you can't beat the rent.
50 dolar sudan ucuz.
$ 50 seems a bargain.
Sudan ucuz!
He's cheap!
Fransa'ya kıyasla sudan ucuz.
It's dirt cheap compared to France.
- Sudan ucuz olmuş.
- Cheaper than truffles?
10 saat dikildikten, havadan sudan konuştuktan, ucuz puro dumanını soluduktan sonra bu kesinlikle kanabileceğim doğru cümleydi.
You know, after about ten hours straight on my feet, making small talk, breathing in that cheap cigar smoke, that is exactly the kind of line I'm ready to fall for.
Hem de sudan ucuz. 10 Euro kron.
10 Euro crowns!
2.30 yen, bayan! Sudan ucuz! Sudan ucuz!
It's cheap!