Süren doldu Çeviri İngilizce
120 parallel translation
Görünen o ki, senin kullanım süren doldu.
[sighs] Looks like you've reached the end of your usefulness.
Süren doldu.
Your time is up.
Süren doldu.
I gave you until tonight.
Korkarım süren doldu.
Adelina, the term's up.
Süren doldu.
Your time's up.
- Üzgünüm, süren doldu.
- Sorry, your time is up.
Er Beddows, süren doldu!
Private Beddows, fall in!
Zaman geç oldu, adam ( gitmeli )... Ama ( süren doldu ), yani o inmeli.
The time is late, the man is tall... but I got a date, so he must fall.
Gücü yettiği kadar. Senin de süren doldu, ahbap.
As low as you can afford, and your meter's up, pal.
Süren doldu.
Time's running out.
Süren doldu, Callahan.
Time's up, Callahan.
Süren doldu.
Time's up.
Süren doldu, Redferne!
Come out, Redferne. Show yourself!
Süren doldu.
Your hour is up.
- Süren doldu.
Inhale. - Time's up.
Şimdi sıra ciddi insanların, Bob. Ve 15 dakikalık süren doldu.
This is a time for serious people, Bob, and your 15 minutes are up.
" - Üzgünüm Laurie. Süren doldu." "
- Sorry, Joann.
İnanmayacağını biliyorum ama... senin vurulman... - gerçekten bir kaza... - Süren doldu.
I know you won't believe this, but that day you got shot it really was an...
- Süren doldu.
- Time's up.
- Çünkü deneme süren doldu.
- Because your trial period is over.
- Deneme süren doldu.
- Your trial period is over.
Süren doldu, dostum.
Time's up, buddy,
Süren doldu. Güle güle Hemşire.
What about in a wheelchair?
Hayatını Jelena'ya borçlusun, ama süren doldu.
Jelena kept you from harm, but your time's up.
Süren doldu, Bok.
Your time is up, Turd.
Süren doldu, evlat.
Your time is up, son.
- Süren doldu!
- Time's up!
Süren doldu!
Time's up!
Süren doldu, süren doldu!
Stop the clock, stop the clock!
- Süren doldu, onbinliğimi istiyorum.
- Time's up, I want my £ 10,000.
Süren doldu, Cindy.
Heads up, Cindy!
Süren doldu, RJ.
Time's up, RJ.
Süren doldu, Tibbs.
Time's up, Tibbs.
Maalesef süren doldu.
But unfortunately, we're out of time.
- Artik süren doldu.
- Your time in my life is up.
süren doldu ve ben paramı hala almış değilim.
The deadline's past, and I still don't have my money.
İki numara, senin de süren doldu.
Number two, your time's up.
Pekala Peter, süren doldu.
All right, Peter, your time's up.
Görev süren doldu.
Your pledge period is over.
Süren doldu, götoş!
Time's up, you wanker!
Süren doldu.
Okay, time's up.
Süren doldu.
your time is up.
Süren doldu.
You're finished.
Dinle Blart, süren doldu.
Listen, Blart, time's up.
Süren doldu.
- That's it.
Ve süren de doldu.
And your time is up.
Gece havası içeri doldu. Kendilerini avludan ahırlara doğru süren Frieda'yla gözden kayboldular.
What we are offered by this story of a letter, friends and relations as enemies.
- Çünkü süren, saatler önce doldu.
Because your deadline passed hours ago.
Süren doldu.
I would ask that you make your moves in 20 seconds.
Tecrit süren doldu.
Your stay in isolation is over.
Süren doldu.
Well, your minute's up.