Tanımak mı Çeviri İngilizce
668 parallel translation
- Tanımak mı?
- I know him?
Tanımak mı?
Know him?
- Tanımak mı?
- Did I know her?
Tanımak mı? En iyi arkadaşımdı.
My dear fellow, we were the greatest friends.
Sizi tanımak mı?
Recognized you?
Onu tanımak mı?
Know him?
Tanımak mı?
Known him?
- Tanımak mı?
We're like that.
Onu tanımak mı?
Did I know her?
Onu tanımak mı?
Knew Him? !
Bana hayran olduklarını söyleyen erkekler tanıdım. Ayrıca beni sevdiklerini iddia ederek yalan söyleyenleri bile oldu. Ama bana kızgın olmak için bir dolu sebebi olan bir erkek tanımak pek rahatlatıcı.
I've had men tell me they had reasons for admiring me... and some have even laid claims to reasons for loving me... but for a man to store up reasons for resenting me, how refreshing.
Benimle dolaşırsan, New York'taki akıllı, yarımakıllı, akılsızlarla tanıştırırım.
Play saloon with me, and I'll introduce you to every wit, nitwit and halfwit in New York.
Sanırım kabul edersiniz ki onu tanımak hepimizin için iyi oldu.
I think you'll agree that we're all a little better for having known him.
Buraya birkaç özgür Fransız'la görüşüp onları tanımak ve haber ajansım için haklarında yazı yazmaya geldim.
To get to know them and to write about them for my news syndicate.
Hakkım olduğunu düşünmeden kendime ayrıcalık tanımak istemedim.
Well, I didn't want to take any privileges before I was entitled to'em.
Sizi tanımak için epey zamanım var.
I've got to have more time to get to know you.
Şapkamı eğip, "Seni tanımak güzeldi, bir ara tekrar uğra" mı demeliyim?
Tip my hat and say, "It was nice knowing you, drop in again sometime"?
Uzun lafın kısası, karşılıklı olarak birbirimizden neler beklediğimizi bilmeye hakkımız var. Birbirimizi tanımak açısından.
The long and short of it is, you're entitled to know what you can expect from me as I'm entitled to know what I can expect from you.
Sanatına ilgiliyim ve seni daha iyi tanımak istiyorum.
I'm interested in your work and want to know you better.
Birbirimizi daha iyi tanımak için kalmaya karar verdiğine sevindim.
I'm glad you decided to stay and get acquainted.
- Tanımak mı?
- Know him?
Şu an seni tanımak istiyorum,... bir anlığına bile olsa uzun zaman sonra ilk kez yaşadığımı hissediyorum.
I want you to know, in this one moment, if only for this one moment, that for the first time in a long time, I feel alive.
O zamandan beri seni tanımak için fırsatım vardı.
Since then I have had a chance to know you.
Yok etmeye çalıştığım adamları tanımak istemem...
I don't wanna know the men I'm trying to destroy.
Bak, dostum, seni tanımıyorum ve tanımak da istemiyorum.
Look, bud, I don't know you and I don't want to.
Açıklaması zor bir nedenle, belki de senin gibileri gerçekten anlayamadığım için, seni hep tanımak istedim.
For some inexplicable reason, maybe because I can't really understand men like you, I've always wanted to learn about you.
Bilirsin, ben hep birlikte çalıştığım insanları tanımak isterim.
You know, I always like to get to know the people I'm working with.
- Tanımak mı?
know him?
Ona bir fırsat tanımak istemiyorum.
Well, I'm not going to give him the chance.
Aşkı tanımak için aşkı yaşamak lazım.
Il is necessary to love in order to know love.
Bunun yanı sıra, kızları tanımak için bir şans vermiş olacağım.
You can get to know the girls.
Toby, yardım edebilmek için konuyu çok iyi tanımak, her bir detayı bilmek isterim.
( MUSIC PLAYING ON RADIO )
Çok özür dilerim, onu tanımak pek nasip olmayacak.
I'm very sorry I won't get to know her.
Hayır, yaşlı Avrupa'mızı tanımak yeterince zor.
No, it's hard enough getting to know our old Europe.
Söylediklerini düşündüm ve sanırım sen haklıydın. - İki insan birbirini daha iyi tanımak için, birlikte yaşamalı. - Ne?
I've been thinking about what you said, and I think you're right.
Yakından tanımak istediğim çok güzel bir kadınla daha önce karşılaşmadığım içindir.
It is because I have never met a beautiful woman that I did not want to know better.
Castagnier! Karım sizi daha yakından tanımak için can atıyor.
Castagnier, my wife would like to get to know you better.
Anlıyorum! Hayır. Anlamak için Lyautey ve Abdül Kerim'i tanımak, Güney Fas'ı bilmek lazım.
No, in order to understand this, you must have fought in Morocco.
Mektuplarımızda birbirimize pek çok şey anlatsak da birini zamanla tanımak gerçekten zordur.
It's really hard to get to know someone... even if we told each other a lot of things in our letters.
Evime davet ettiğim insanları tanımak zorundayım. Bu gayet normal, değil mi?
I should know the people that I invite at least that, no?
Seni tanımak ilgimi çekmiyor neden kendimi sana tanıtayım ki?
I have no intention of knowing you Why should I introduce myself?
Birbirimizi tanımak için zamanımız var.
Time to get to know each other.
Sizden hatalarımı affetmenizi rica ediyorum çünkü bu dili öğrenmek, bu ülkeyi tanımak çok zamanımı almakta.
I ask you to excuse grievous faults and errors in me for to understand this new language, this new land occupies my time with great effort.
Sevgili Çariçe, sizi tanımak ne güzel.
Dear tsarina! I'm so glad! Nice meeting you!
Herkese kendi usülünce gülme hakkını tanımak lazım.
Well, every fella's got a right to be left to his own laughter.
Seni tanımak için seninle dans etmeye ihtiyacım yoktu.
I didn't need to dance with you to know you.
Onu iyice tanımak için birlikte yaşamanız lazım.
To really know him, you have to live with him.
Çünkü şu anda ihtiyacı olan tek şey, hepinizi tanımak,, hepinizin ona ne kadar yardımcı olduğunuzu anlamak ve el birliğiyle daha çok yardım edeceğinizi anlamak.
AND HOW MUCH MORE YOU CAN HELP HER WHEN YOU ALL JOIN HANDS TOGETHER. ( as Mike ) ALL FOR ONE AND ONE FOR ALL?
George Carlin'i tanımak isteyenlereyse George Carlin, On Location'ı tanıtmak üzere burada bulunmaktan memnuniyet duyuyorum.
For those of you who want to know George Carlin, I'm glad to be here to introduce you. And now, George Carlin, On Location.
Bundan böyle, seni tanımıyorum, tanımak da istemiyorum.
As of right now, I don't know you and I don't want to know you.
Kaderim işçileri yönetmek olduğu için onları tanımak zorundayım gibi görünüyor.
Since I'm destined to manage workers... ... it seems I have to learn to know them.