Tanımla Çeviri İngilizce
2,371 parallel translation
Gerçeği tanımla.
Define "real."
Kamera görüntüleri üzerinden yüz tanımla yapabilirsek...
If we run facial recognition on the camera feeds...
Normalin üstünde olan tüm odaları tanımla.
Identify any room that is above average.
Normali tanımla hayaletin kız arkadaşının deli olduğunu kendi ağzınla söyledin.
Define "normal." I mean, you said yourself, The ghost's girlfriend was totally nutty.
Yük olmayı bir tanımla istersen.
Define burden.
"Garipleşme" yi tanımla.
Define "weird."
Karımla tanışın.-Merhaba
Meet my wife. - Hello.
Sizi ortaklarımla tanıştırmaya götüreceğim.
I'm taking you to meet my associates.
Karımla tanışmak mı istedin?
You wanted to meet my wife?
Seni kızımla tanıştırayım.
- Let me present my daughter.
Çocuklarımla tanışmak?
Will you meet my children?
Çocuklarımla tanışın.
Oh, meet my children.
Ben de eski bir tanıdığımla görüşmeyeli neler oldu diye konuşuyordum.
I was just catching up with an old acquaintance.
Seni güzel nişanlım müstakbel karımla tanıştırayım.
Let me introduce you my charming bride?
- Dansçılarımla tanıştınız mı peki?
- And you've met my dancers?
İşte burada durmuş düşünüyorum... 21 yaşındaki halimle tanışabilseydim şu anda olduğum kişiyle ve bu hayatta başardıklarımla gurur duyar mıydım?
So here I am trying to figure out if I met myself when I was 21, would I be proud of who I am now and what I've achieved in this life?
Gelin de karımla tanışın.
Come over and meet the wife.
Kız arkadaşımla tanışmanızı istiyorum.
I want you to meet my girlfriend.
Arkadaşlarımla barınızın tanıdı çıkarabilir miyiz?
Arkadaþlarýmla barýnýzýn Can tanýdý çýkarabilir?
Yoksa topuklarımla boğulacak bir silah kaçakçısı tanıyorum.
or I know a gun dealer Who's gonna be choking on my high heel.
Size birkaç arkadaşımla tanıştırayım.
Let me introduce you to some friends of mine.
Tanığımla böyle konuşmanıza izin vermeyeceğim.
I will not have you talking to my witness like that.
Kendi yaratıcımla tanışmaya hazırım.
I'm ready to meet my maker.
Ortağımla ben, seninle bir an önce tanışmak istiyorduk.
My partner and I have been quite eager to meet you.
Hannah'tan ayrıldım en iyi arkadaşımla, kız kardeşimle hayatım hakkında konuşamıyorum.
I mean, I just broke up with Hannah, I can't talk to my best friend or my sister about anything in my life.
Kızımla tanıştım. Lux.
I met my daughter.
Hanımımla da o şekilde tanıştım.
That was how I met my lady.
- Arkadaşlarımla tanışacağın için heyecanlı mısın?
- So are you excited to meet my girls? - Yeah yeah, I am.
Karımla birçok kez tanışmıştın.
You've met my wife gayle many times.
İçeride ise, hareket detektörleri, kızılötesi sensörler, ve kameralar var. Hepsi de modern yüz tanımalı yazılımla sunucuya bağlı.
Now, inside, we've got motion detectors, infrared sensors, and cameras connected to a server running state-of-th e-art facial recognition software.
Sanırım arkadaşlarımla tanışma vaktin geldi.
I think it's time you met my friends.
John, seni iki arkadaşımla tanıştırsam sorun olmaz, değil mi?
John, is it all right if I introduce you - To a couple of friends of mine?
Sana arkadaşlarımla tanıştırmayı ve mal varlığının transferi için onlarla görüşmeni önerebilirim.
- I suggest you get together with our people and discuss the transfer of your assets.
Nişanlımla ben de böyle tanıştık.
That's how me and my fiancé met.
Marco, avukatımla tanıştırayım.
Marco, this is my lawyer.
Sarah, görünüşe göre yeni Ring ajanımla tanışmışsın.
So, Sarah, I see you've met my newest Ring agent.
Timmy seni arkadaşlarımla tanıştırayım.
Hey, Timmy, I'd like you to meet my friends.
Arkadaşlarımla tanışmanı istiyorum.
I want you to meet some friends.
- Gelin ve yeni arkadaşımla tanışın.
! - Come and meet my new friend.
Merak ediyorum... nasıl koca bir yılı kızımla aynı okulda geçiripte nasıl daha yeni tanışıyorsun?
I'm wondering... How is it you spend over a year at the same colleage as my daughter, and only just met?
"A-a" yı tanımla bakalım.
Define "uh-oh."
Kız arkadaşımla da tanışırsın.
You can meet my lady,
Sadece bilmeni isterim ki, eğer bir ihtimal, çılgınca ve aptalca bir şey yaparsan mesela kaçıp, hiç tanımadığın biriyle evlenirsen, seni affederim ve sonuna kadar açık kollarımla kabul ederim.
I just want you to know that if by chance you should do something crazy and stupid like running off and marrying some stranger, I would forgive you and take you back with open arms.
Arkadaşımla tanış, Ray--Ray.
Meet my friend, ray- - Ray.
Eğer canın istiyorsa, seni birkaç arkadaşımla tanıştırmak istiyorum.
I, um, wanted to introduce you to some friends If you feel up for it.
Tamam, karımla tanıştınız mı?
Okay, have you met my wife?
Hayranlarımla tanışmak hep hoştur.
Well, it's always nice to meet a fan.
Tanığımla aramdaki ipleri koparasın diye değil.
Not to take the lead with my witness.
Ancak sen, ne olursa olsun, tanığımla konuşmayacaksın!
But you do not, under any circumstance, Address my witness.
Arkadaşlarımla tanışabilirsin.
You can meet my friends.
Ama çabucak arkadaşımla da tanışmanı istiyorum.
- All right. But real quick, I want you to meet my associate.