Tuhaf Çeviri İngilizce
36,496 parallel translation
Bunlar kalbimin ta derininde sana söylemek istediğim sözlerdi ama söylemek çok tuhaf olur gibime gelmişti.
These are the words that had been in my heart to tell you, but I felt too awkward to be able to say it.
... ve tuhaf gardırop planına.
and a bizarre wardrobe plan.
Bu tuhaf çetenin iç yüzünü görmek istedim. Bu yüzden doğrudan Londra dedektif masasına gittim.
I wanted to get the inside scoop on this bizarre gang... so I went straight to the top, at Scotland Yard.
Fidyenin Amerika para birimiyle ödenmesini istemesi, söylemesi tuhaf bir şey.
The fact that he asked for the ransom to be paid in American currency, it's kind of an odd thing to say.
Fakat gerçekten de tuhaf değil mi?
But isn't it quite strange, sir?
Pek tuhaf.
It's strange.
Bugün oldukça tuhaf bir gün.
This is a very strange day.
Biri seni duysa, tek tuhaf olanın ben olduğumu, tek dar kafalının ben olduğumu sanır.
Wow, so I'm the weirdo here. I'm the petty one!
Tuhaf ama bu.
But you know, this isn't right.
Tuhaf ama güzel fantezi mi?
A strange but beautiful fantasy?
Hâlâ yakışıklı ve hâlâ bir tuhaf.
He's still handsome... and still strange.
Tuhaf biri olsa da, yüzünü gördüğüm an hepsini unutuyorum.
I know he's strange, but when I see his face, I forget all that.
Pekâlâ... Tuhaf, değil mi?
So... this is awkward, right?
Son gelişmelerden ötürü aramızın tuhaf olmasını istemiyorum.
Due to recent developments, I don't want things to be strange between us.
Tuhaf mı?
Awkward?
Görünüşe göre işler tuhaf bir hâl aldı Bay Lake.
It appears things have grown awkward, Mr. Lake.
Tuhaf.
Strange.
'ın son zamanlarda tuhaf davrandığını fark ettiniz mi?
's been acting kinda weird lately?
İçimden çok tuhaf fokurdama sesleri geliyor.
My insides are gurgling real weird.
- Tuhaf kız.
- She's weird.
Quagawumplardan beri çok tuhaf davranıyorsun.
You've been acting real weird since the Quagawumps.
Pekâlâ! Bu tuhaf.
All right!
Tuhaf, kaybetmiş gibi hissetmiyorum.
It's funny, I don't feel like a loser.
Cidden tuhaf birisiniz.
You really are a strange one.
Tuhaf biri olduğumu söylüyor.
She says I'm a strange man.
Hâlen yakışıklı ve hâlen bir tuhaf.
He's still very handsome and still very strange.
Tuhaf biri olsa da yüzünü görür görmez her şey aklımdan çıkıp gidiyor.
He's very strange, but when I see his face, I forget everything.
İyi ve var güçleriyle çalışan bir çift oldukça tuhaf bir rüya görecek.
They were honest and kind farmers. They will have a strange dream.
Önemli bir şey değil. Başıma tuhaf bir olay geldi de.
I just experienced something strange.
Ama tuhaf bir şekilde sürekli olarak birbirimizle kavga ediyoruz.
But we end up fighting each other all the time.
Biliyorum, biraz tuhaf.
I know. It's strange.
O şapşalla karşılaştığım andan beri tuhaf şeyler olmaya başladı.
Strange things keep happening since I've met that dummy.
Söyleceklerimi sakın tuhaf karşılama ama bir rüya gördüm.
Don't take it the wrong way. I had a dream.
Büyük projelerine başlamadan önce bu tarz tuhaf rüyalar görmen çok doğal.
Hey, it is natural to have weird dreams before your big projects.
Baban bile etmezken benim merak etmem tuhaf olmaz mı?
Wouldn't it be weird if I get all interested when your father isn't?
Ben çok tuhaf hissediyorum.
I'm the only one who's feeling awkward.
Tae Oh, tuhaf değil mi?
Tae Oh, isn't this weird! ?
Tuhaf...
This is weird.
En tuhaf bulman gereken şey ne biliyor musun?
Do you know what you have to find the strangest?
Cheong'u tuhaf bulmuyor musun?
Don't you find Cheong strange?
Aslında biraz tuhaf biri.
She's originally a little strange.
Tamamen farklı bir dünyadan gelmiş gibi, oldukça tuhaf.
She really seems as if she's from an entirely different world, but she's strange.
Tuhaf değil mi?
Isn't it strange?
Ama bu oldukça tuhaf değil mi?
But there's something that's strange.
Rüyamda tuhaf bir dünyadaydım.
In that dream, I am living in a strange world.
İsmim olmamasına rağmen tuhaf biri olmadığımı söylemişti.
I don't have a name, but I was told I'm not a strange person.
Sauna ortamında böyle bir şeyi söylemek de tuhaf olabilir ama kocan yüzünden pek bir rahatsızız!
In this sauna, it may be a bit awkward to say this kind of thing but we're very uncomfortable because of your husband!
Bu aralar teyzenin biri tuhaf bir şekilde bana iyi davranıyor.
Some Ahjumma is strangely being nice to me these days.
- Sık sık şu tuhaf rüyaları görür oldum.
I keep dreaming these strange dreams frequently.
Tuhaf düşüncelerim oldu.
I kept getting strange thoughts.
Bir tuhaf hissettiğimden.
I feel awkward.