Tuhaf bir şey Çeviri İngilizce
1,754 parallel translation
Telefonda Mara'yla görüşürken tuhaf bir şey duydun mu?
Did you hear anything strange on the phone call with Mara?
Beni bir şüpheli gibi görmeniz ne kadar tuhaf bir şey oldukça onur kırıcı ve saçma.
The very idea that you're considering me some kind of suspect is... well, incredibly insulting, not to mention absurd.
30 yaşına geldiğinizde birisiyle birlikteyseniz, tuhaf bir şey yaşarsınız.
Now, when you turn 30 and you're in a couple, a strange thing happens.
Tuhaf bir şey söyledi de.
He just... He said something strange.
Daha tuhaf bir şey olamazdı herhalde.
Wow. Could this be any more awkward?
Çocuğumun başına böyle tuhaf bir şey geleceğini biliyordum.
I knew my kid would end up weird.
Daha tuhaf bir şey oldu.
And that's not even the weirdest part.
Sanki biliminsanlarının her seferinde doğanın bir gizemini çözmesine karşılık, atom da onlara bu sefer daha bile tuhaf bir şey sunuyor görünmeye başladı.
It began to seem as though every time scientists solved one of nature's mysteries, the atom would present them with something even more weird.
Caltech'in hararetli entelektüel atmosferinde Gell-Mann'in zihni çok tuhaf bir şey yaptı.
Within the feverishly intellectual atmosphere of Caltech, Gell-Mann's mind did something very strange.
Bazen en az hatırladığımız insanların üzerimizde büyük etkisinin olması çok tuhaf bir şey.
It's funny how sometimes the people we remember the least make the greatest impression on us.
Yaşlanmak tuhaf bir şey.
Growing up is a funny thing.
Kopuk kolun toksikoloji raporunda tuhaf bir şey vardı.
There was something weird on the toxicology report of the severed arm.
Bilemiyorum, bu çok, ama çok tuhaf bir şey.
I don't know, it's the weirdest, weirdest thing.
Bilmiyorum, bu çok, ama çok tuhaf bir şey.
I don't know, it's the weirdest, weirdest thing.
Burada tuhaf bir şey oluyor.
Something fishy's going on here.
Tuhaf bir şey bu.
It was weird.
Çok tuhaf bir şey vardı.
Mmm. You know there was something very strange though.
Biraz tuhaf bir şey.
It's a bit cheesy.
Tuhaf bir şey oldu.
Something kind of funny has happened, though.
İşçiler eski eşyaları temizlemek için geldiklerinde tuhaf bir şey gördüklerini söylediler.
When our workers were clearing out the junk here they said they saw something strange
Aslında tuhaf bir şey oldu.
Actually, something kind of funny happened the other day.
Tuhaf bir şey daha söyleyeyim.
Tell you another funny thing.
Benim vakada tuhaf bir şey var, Bunk.
Weird thing about my case, Bunk.
Tuhaf bir şey bence. Ruh hastası biriyle öyle konuşmak.
It's weird shit, talkin'to a psychopath like that.
Tuhaf bir şey.
Something trippy.
- Kaju fıstıktan nefret eder ki bu tuhaf bir şey.
- Well, he hates cashews... which is weird.
Doktor, tuhaf bir şey duymak ister misin?
Hey, doc. You want to hear something weird?
Bir dişçinin köriden sonra sayıklaması tuhaf bir şey ama olması gerekiyor...
Is a strange thing for a dentist to burst out with over curry, but, you know, it needs to be...
Tuhaf bir şey fark ediyor.
He notices something unusual.
Dün çok tuhaf bir şey oldu.
A strange thing happened yesterday.
Ve tuhaf bir şey duymak ister misin?
And do you wanna hear something weird?
Tuhaf bir şey.
- I dunno, could be anything.
Chip, sana bir şey söylemem gerek. Tuhaf bir şey.
Chip, I need to tell you something kinda weird.
Şu anda birlikte olurduk. Bazen geceleri uykuya dalarken tuhaf bir şey oluyor.
I have this weird thing.I think I'm him, and I'm inside the first tower, and it's coming down on top of me, and it's like the last few seconds, and then it goes black.
Sanki bana bir şey dokundu, tuhaf bir şey.
Uh, I felt something touch me. Something strange.
Gördün mü, öyle tuhaf bir şey yok.
It's needling me, see. I need to reassure her.
Yanında boş bir şampanya şişesi bulduk pahalı bir şey reçeteyle verilen bir kutu sakinleştirici hap ve telefonunda tuhaf bir mesaj.
We found a near-empty bottle of champagne... pricey stuff... a bottle of prescription tranquilizers and some odd text messages on her cell.
Hakkında hiç bir şey bilmediğin bir adamla evli olman çok tuhaf.
I just think it's odd that you're married to some guy and you don't know anything about him.
Tuhaf, göl canavarı diye bir şey olduğunu hiç duymamıştım.
Strange, I've never heard of an afanc before.
Tuhafıma giden bir şey var.
Something about it struck me as odd.
Ama zaman geçtikçe tuhaf biçimde o şey benim için de son derece değerli bir hale geldi.
But strangely enough as time passed it became something quite dear to me as well.
Sesin tuhaf geliyor, bir şey mi oldu?
You sound strange, what is it?
Tuhaf. Bana da benzer bir şey söyledi.
Funny, he told me something similar.
İtiraf et. Tuhaf bir gezegende olmak neredeyse süper bir şey.
You gotta admit, to a strange alien planet, almost fun.
Bilirsin, bu çok tuhaf... Sana hikâyeyi anlatırken bir şey fark ettim.
You know, it's funny... as I've been telling you this story I realized something.
Tuhaf bir şekilde kendimi, aptal veya budala olmanın kötü bir şey olmadığına inandırdım.
In a weird way, I had to sort of just free myself up to believe that it was okay to be stupid or dumb.
Hey, sana bir süredir anlatmaya çalıştığım bir şey var. Ama bu bana gerçekten tuhaf geldi.
Hey, um, there's something that I've been trying to tell you, but it felt really weird.
Yoksa tuhaf bir şey mi?
Something weird?
Karnımda tuhaf, rahatsız edici bir his var. Nasıl bir şey olduğu anladın mı?
I just, I have that really annoying feeling in the pit of my stomach.
Size tuhaf gelen bir şey var mı?
Does anything look unusual to you?
Tuhaf bir şey var mı?
If you say so...
tuhaf biri 22
tuhaf birisin 17
tuhaf bir durum 17
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
tuhaf birisin 17
tuhaf bir durum 17
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey oldu 106
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey oldu 106
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69